Sizlerden tam dört haftadır Ramazan ayı dolayısıyla uzak kaldım. İnanın bu üç haftayı,  sudan çıkmış balık gibi yaşadım.. Yaşamak için zor nefes alır, verir durumdaydım.   Kendi kendime, işte gazetecilik böyle birşey dedim..  Bugün size kavuşmakla birlikte rahat nefes alır hale geldim. GÜN kutlamaları zengin bir milletiz.  Bugün de anneler gününü kutluyoruz. Neredeyse her günümüz GÜN kutlamalarıyla geçecek, Böyle anlamlı bir günde Nazilli Belediye Başkanı Av. Kürşat Engin Özcan’ın evladının sünnet cemiyeti vardı.  Nasip oldu gittik. Başkan çok konuşulacak güzel bir cemiyet yaptı.  Başkan genç yaşta çok tecrübeli bir siyaset adamı oldu. Onun avukatlığını, menfaati için sorgulamaya kalkanlar hep çarpıldılar. Sümerpark alanında yapılan cemiyete Başkan, tüm Nazilli’ye sosyal medya üzerinden davet etti. Nazilli halkı da köyünden mahallesine kadar  cemiyete katılımları ile ÖZCAN Ailesini çok mutlu kıldı. Bu bizim millet özelliğimizdir. Acıda ve mutlulukta hep bir olmayı severiz. Başkanın cemiyetinede hemşehrileri ve protokol katıldı. Çok kalabalık bir cemiyet yaşandı.  Bende, buradan sayın ÖZCAN AİLESİNE ve HER ANNE BABAYA evlatlarının böyle mürüvvetlerini göstersin dileklerinde bulunuyorum. ** ATATÜRKÇÜLÜK, DEMOKRATLIK,  EDEBİYATLA OLMAZ! Siyasette algı yaratma çabaları, sosyal sanal medyaya kadar indi.  Kavram kargaşası her geçen gün artarak devam ediyor.  Son olarak, hergün nefret siyaseti yapanların televizyona çıkıp, bu anlayış vatanseverlikle örtüşmüyor demesi milletin aklıyla alay etmesidir. Neymiş Efendim.. AK Partili olanlar Atatürkçü olamazmış.  Milliyetçiyim diyen bir kişi de,   CHP’li, İYİ Partili olamazmış. Bu safsataları da nereden çıkarıyorsunuz,  Bu safsatalar, milleti ayrıştırmak isteyen bölücü beyinlerin söylemlerinden başka birşey olamaz. Bırakın bunları artık. Bunları masa başından atıp, mangalda kül bırakmayan, bulanık suda balık avlamak isteyenlerin işi olduğunu millet çok iyi bilir. Bu bozuk zihniyetin  sahipleri, demokrasinin önünde en büyük engeldir.  Toplumu, bu hale getiren iç parazitler bunlardır. Bunlarla topyekün mücadele, demokrasi adına hepimize görevi olmalıdır.  Bu evrensel değerler.. hiç bir kimsenin tekelinde değildir.  ** ATATÜRKÇÜLÜK KİMSENİN TEKELİNDE DEĞİLDİR! Milletini, bayrağını, vatanını seven herkes, milliyetçidir. Atatürk ilkelerini benimseyen, Cumhuriyeti, Demokrasiyi savunan herkes Atatürkçüdür. Atatürkçülük evrensel bir değerdir. Bunun ölçüsünü kimse koyamaz.  Tartamaz. Hele sahte demokratlar hiç yapamaz. Demokratlık yıkıcılık değildir. Algı yaratmada mahir olan, kendilerini demokrasi aşığı gören bazı kişiler,  Aslında, demokrasinin önünde en büyük engeldir,  Milleti ayrıştıran zihniyetin temsilcileri bu tür parazitlerdir. Milliyetçiliğin ve Atatürkçülüğün arkasına sığınıp siyaset yapanlar,  Demokrasimizin gizli tehlikesi olduğu çoktan anlaşılmıştır.  Cumhuriyetin ilan edildiği yıllarda erkeklerin ancak yüzde 7’si, kadınlarımızın da binde dördü, okuma yazma biliyordu.  Bunu, hepimiz öncelikle bilelim. Cumhuriyetimiz bu şartlar altında kuruldu. Milletimiz bu şartlarda bile ayrışmadı. Hiç bir kimse ve kurum. Evrensel değerlerimizi tekelinde görmesin. Milletimizi ayrıştırmaya çalışmasın.  Bunun üzerinden siyaset yapmasın. Ders vermeye kalkmasın. Çok seslilik iyidir de demokrasi paraziti olmak çok kötüdür.  Biz millet olarak tasada ve sevinçte bir olan bir ulusuz. Bunu da herkes bilsin.