Otomotiv sektörünün dününü ve bugününü bir önceki yazımızda anlatmıştık, bu yazımızda ise yarınlarını anlatacağız. Yarınlara baktığımızda otomotiv sektöründe, sürücüsüz araçlar ön plana çıkmaktadır. Sürücüsüz araçlardan kastımız akaryakıt zamları ile vatandaşın binmeye korktuğu, evin önünde yatan araçları değil, kendi kendine sürücüsü olmadan hareket eden otonom araçları kastediyoruz.
Otonom araçlar, araç içindeki sensörler ile çevresindeki nesneleri algılayan ve bir sürücüye sahip olmadan trafikte hareket edebilen araçlardır. Trafik levhaları, öndeki aracın durumu, yola kaçan top gibi trafikteki hareketli ve hareketsiz tüm çevresel etkiler fark edilerek, her gün daha kusursuz bir yolculuk sunulması amaçlanıyor. Size de sadece arkanıza yaslanarak yolculuğun keyfini çıkarmak kalıyor.
Şoförlükte yol tecrübesi önemlidir. Şoför yoksa tecrübe de yoktur diyebilirsiniz ancak otonom araçlar sayesinde tecrübe doğrudan otomobile yüklü bir şekilde gelecek. Bu tecrübenin oluşması için ise otonom araçlar trafiğe çıkmadan önce çok uzun sürelerde birçok kez test sürüşü yapmaktadır. Ayrıca otonom araçlarda makine öğrenmesi, yapay zekâ, makineler arası iletişim gibi birçok özellik bulunmaktadır. Okul önlerinde çocukların yola fırlama ihtimalinden dolayı yavaşlayan otonom araç, akşam ezanı okunduğu için eve koşturan çocukları da algılayarak, makine öğrenmesi sayesinde akşam ezanı vaktinde de okul önündeki gibi daha kontrollü hareket edecektir. Yapay zekâ sayesinde ise sadece çocuk değil, yaşlıların olduğu bölgede de daha yavaş ve kontrollü gideceğini bilecektir. Ayrıca makineler arası iletişim ile de bu bilgi sadece sizin aracınızla sınırlı kalmayacak, diğer tüm otonom araçlarda olacaktır. Aynı şekilde diğer araçların öğrendiği ve sürüşü güvenli hale getiren bilgi, sizin aracınızda da olacaktır.
Trafikte meydana gelen kazaların yaklaşık yüzde 97’si insan kaynaklı hatalardan kaynaklanıyor. Otonom araçlar, insan hatalarının olmayacağı daha güvenli bir yolculuk sunmayı hedefliyor. Bugün otonom araçlar dünyada yer alsa da, büyük bir çoğunluğu yasalardan dolayı ve/veya otonom araç şirketinin tavsiyesi ile sürücü olmadan araçlar hareket etmemektedir. İlerleyen zamanlarda tamamen sürücüye ihtiyaç olmadan trafikte görebileceğiz. Özellikle çocukların, yaşlıların, fiziksel engellilerin ulaşımı için çok kritik bir öneme sahip olacak, bir başkasına ihtiyacı olmadan bu kişiler bir yerden başka bir yere kolayca ve güvenli bir şekilde ulaşılabileceklerdir.
Araç mekaniğinden daha çok teknolojisi ön plana çıkan otonom araçlarda, Tesla, Toyota, Volkswagen, Ford gibi otomotiv markaların yanı sıra internette arama yaptığımız Google şirketinin Waymo markası, telefonlarını kullandığımız Apple, Xiaomi gibi markalar da büyük yatırımlar yapmaktadır.
Ölümlü trafik kazaların yaklaşık yüzde 97’sinin insan kaynaklı olduğunu belirttik ve otonom araçlar bu insan kaynak kaynaklı hataları önlemeyi amaçlıyor. Peki, bu otonom araçlara güvenip biner miyiz? Yoksa birileri binsin bir şey olmuyorsa biz de bineriz mi diye düşünüyorsunuz? Şu anda dünyanın birçok ülkesinde otonom araçların trafikte olduğunu söyleyebiliriz. Ülkemizde ise muhtemelen yine sürücüsüz araçlar, sürücü ile hareket edecek yapıda olacak, yıllar sonra akıllı şehirlerin hayatımıza girmesi ile sürücüsüz binebileceğimiz bir noktaya evirilecektir. Bugün uçakların sadece kalkış ve inişte pilotlarca idare edildiği, havadayken otomatik pilotta olduğunu hatırlatmak isterim. Havada giden tonlarca ağırlıktaki uçak ve yerde giden bir araba, hangisi daha güvenli karar sizin?
Kim bilir çok uzak olmayan bir gelecekte Nazilli sokaklarında otonom araçları görürüz. Teknolojinin gelişme hızına baktığımızda ve dünya örneklerini incelediğimizde yakın olduğunu söyleyebilirim. Bu ülkenin insanı; en yeni, en teknolojik ve en iyi araca sahip olmayı sonuna kadar hak ediyor.