Kuşadası Belediyesi İbramaki Sanat Galerisi, '25 Kasım Kadına Karşı Şiddeti Önleme', günü etkinlikleri kapsamında çok önemli iki panel oturumuna ev sahipliği yaptı. 29 Ekim Kadınlar Derneği Kuşadası Şubesi'nin düzenlediği söyleşi etkinliğine özellikle Kuşadalı kadınlar büyük ilgi gösterdi. Panelin ilk oturumunda Deniz Yıldızları Kadın Dayanışma Derneği üyesi Nilüfer Sayılan, 'İklim Krizi, Afetler ve Toplumsal Cinsiyet' konuları ile söz alırken, ikinci oturum Kuşadası Arama ve Kurtarma Derneği (AKUT) gönüllüleri Orkide Erdem ve Tibet Gürkan Pehlivan'ın, 'Depremde Kadın Olmak' sunumları ile devam etti.
Programın açılış panelinde konuşan, Deniz Yıldızları Kadın Dayanışma Derneği üyesi Nilüfer Sayılan, dünya üzerinde, iklim krizi alanında çalışan çok fazla kadın olduğundan bahsederek, 'İklim krizinin toplumsal cinsiyet eşitsizliğini ne kadar derinleştirdiğini çok fazla anlatan kurum yok maalesef. Bu nedenle, konuyu anlatabilmek için söyleşi etkinliklerinde yer almaya özen gösteriyoruz. Bugün burada , iklim krizinin başladığı çağlardan günümüze kadar gelerek, dünya üzerinde ne gibi değişimler yaşanmış ve bu değişimlerin insanlar üzerindeki etkilerinin neler olduğunu inceleyeceğiz' dedi.
''İKLİM KRİZİ BİRÇOK NEDENE BAĞLI OLARAK ORTAYA ÇIKTI''
İklim krizinin, dünya genelinde atmosferde meydana gelen dengesiz değişiklikler ve bunların ekosistem üzerindeki etkilerini kapsayan geniş çaplı bir çevresel tehdit olduğundan bahseden Sayılan, afetlerden ve nedenlerinden bahsederek, ''Afetler fizyolojik, ekonomik ve sosyal yıkıma sebep olan ve de hayatın akışını bozarak can ve mal kayıplarına neden olan bir durumdur. Global İklim Değişikliği Enstitüsü önümüzdeki 25 yılda, dünyada afetler nedeni ile yarım milyondan fazla insanın öleceğini bildirdi. Tanımlanmış 55 afet türünün 21 tanesi Türkiye için geçerli denilmiştir'' dedi. BM Çevre Programı ile Dünya Meteoroloji Örgütü'nün yürüttüğü Hükümetler arası İklim Değişikliği Panelinden önemli paylaşımlarda da bulunan Sayılan, iklim krizinin Türkiye'ye etkilerini ve bu etkilerin hayata yansıyan yüzünde, toplumsal cinsiyet kavramı karşısında kadının bulunduğu noktayı da gözler önüne serdi.
'AKUT OLARAK HER ZAMAN YANINIZDAYIZ''
Panelin ikinci oturumunda söz alan, Kuşadası Arama ve Kurtarma Derneği (AKUT) gönüllüleri Orkide Erdem ve Tibet Gürkan Pehlivan, depremde kadın olmanın ne anlam ifade ettiğini, deprem bölgelerinde kadınların yaşadıkları ekonomik, sosyal ve psikolojik zorlukları, görev aldıkları büyük depremlerden kesitler sunarak davetlilere aktardı. 'Bir nefes, bir can bizler için çok değerli'' diyerek konuşmasına başlayan AKUT gönüllüsü Tibet Gürkan Pehlivan, çok sayıda deprem bölgesinde çalıştığından bahsederek, ''Bizler gönüllüyüz. Her şekilde sizlerin yanınızdayız ve tam desteğiz. Mustafa Kemal Atatürk'ün bir sözü var; 'Felaket başa gelmeden evvel önleyici ve koruyucu tedbirleri düşünmek lazımdır. Geldikten sonra dövünmenin yararı yoktur.' Bu ülkede her şeye rağmen, depreme rağmen biyonik ayakları ve elleri ile dimdik kendi ayakları üzerinde durmayı başaran kadınlarımıza selam olsun'' dedi.
''DEPREMDE KADIN OLMANIN ZORLUĞU KELİMELERLE ANLATILAMAZ''
Kuşadası AKUT Derneği olarak, Kahramanmaraş, Gaziantep ve Hatay'da meydana gelen depremde aktif olarak görev aldıklarını belirten AKUT gönüllüsü Orkide Erdem ise, depremde 30 ekip, 980 gönüllü ve 46 araç ile 298 tahliye işlemi gerçekleştirdiklerini belirterek, 'Operasyonlarımızda kadın-erkek ayrımı yapmadan ve sadece enkazdaki hayatları kurtarmak için canla ve başla çalıştık. Yaşanılan olay bir korku filmi gibiydi. Herkes için yaşanılanlar çok zordu ancak enkazda ya da sonrasında bir kadın olmak daha da zordu. O gün orada, kendi yakınlarını enkazdan sağ salim kurtardığı için başka insanların yakınları için çırpınan kadınlar gördük. Dondurucu soğuğun tam ortasında kucağındaki bebeği üşümesin diye kıyafetinin içine sokmuş kadınlar gördük. Aç ve soğuktan donan çocuklarına kendi kıyafetlerini uydurmaya çalışan kadınlar gördük. Ped, çocuk bezi ve temel ihtiyaçlarını sokak sokak çıplak ayakları ile arayan kadınlar gördük. Bu ülkede kadın olmak zaten çok zor ama gelin görün ki depremde kadın olmanın zorluğu ile asla ölçüşemezdi'' dedi.