Aydın’da çalışmalarını sürdüren CHP Kadın Kolları İl Başkanlığı, son dönemde birçok ürüne gelen zamlarla ilgili basın açıklaması düzenledi. Efeler ilçesindeki Atatürk Kent Meydanı’nda gerçekleştirilen basın açıklamasına CHP Aydın İl Başkanı Ali Çankır, Aydın Büyükşehir Belediye Başkan Vekili ve CHP Efeler Belediye Meclis Üyesi Barış Altıntaş, CHP Aydın Kadın Kolları İl Başkanı Ayşe Özdemir, CHP Aydın Gençlik Kolları İl Başkanı Mustafa Dinç, CHP Efeler İlçe Başkanı Polat Bora Mersin, CHP Efeler Kadın Kolları İlçe Başkanı Özlem Ekiz ve çok sayıda partili katıldı. Toplantıda CHP’li kadınlar, ellerinde taşıdıkları dövizlere meyve ve sebzeleri fiyatlarıyla birlikte asarak gelen zamlara dikkat çekti.

“MUTSUZ VE UMUTSUZ BİR HALK YARATTINIZ”

Etkinlikte konuşan CHP Aydın Kadın Kolları İl Başkanı Özdemir, ülkedeki ekonomik krizin derinliğinin günden güne arttığını ifade ederek “Alım gücümüz gittikçe düşüyor. Asgari ücretle geçinen bir aile ayın sonunu bile getiremezken, her gün her şeye zam geliyor. Borcu borçla döndürerek hayatını devam ettirmeye çalışan mutsuz ve geleceği için umutsuz bir halk yarattınız. Bir yandan ülkede sinemanın lüks olduğu algısı ile milyonlarca kişinin izlediği filmden örnek verenler, diğer yandan temel ihtiyaçlarını alamayan, mutfakta tenceresini kaynatamayan bir halk var. Hayat pahalılığından, zamlardan en çok kadınlar ve çocuklar etkilendi. Öğrenciler mağdur oldu. Alım gücünün düşmesi sonucu vatandaşlar, et, süt, peynir, yumurta gibi en temel gıdalara bile ulaşamadığı için anneler çocuklarını besleyemiyor. Kız çocuklarının yüzde 85'i, oğlan çocuklarının yüzde 68'i kansızlıkla mücadele ediyor. Ekonomik zorluk yetersiz beslenmeye sebep oluyor. Okula aç giden beslenmesini götüremeyen çocukların ders başarısı da düşüyor. Eğitimde dünyada başarı sıralamasında en gerilerdeyiz.” diye konuştu.

“AİLELER ÇOCUKLARINI OKULA GÖNDEREMİYOR”

Üniversite öğrencilerinin okullarına devam edemediğini, çoğu aile eğitim masraflarını karşılayamadığı için çocuklarını okula gönderemediğini dile getiren CHP’li Özdemir, “Birçoğu okullarını dondurarak geçici çözümler üretmişler. Hayatımızı ve geleceğimizi nasıl dondurabiliriz? Hayat devam ettikçe masraflar büyüyor. Masraflar gelen zamlarla her geçen gün daha da katlanıyor. Son üç ayda benzine yüzde 102, motorine yüzde 113, LPG’ye yüzde 29 zam geldi. Son bir yılda Avrupa ülkelerinde yıllık enerji enflasyon oranlarına bakıldığında yüzde 90 ile akaryakıta en çok zam gelen ülke açık ara Türkiye oldu. Doğalgaz fiyatlarına 1 Nisan itibariyle şaka gibi zam yapıldı. Konutlarda kullanılan doğal gaza yüzde 35, sanayide kullanılan doğal gaza yüzde 50, elektrik üretimi için kullanılan doğal gaza yüzde 44,30 zam geldi!” şeklinde konuştu.

“MEYVE VE SEBZELER TANE İLE ALINIYOR”

Tarım ülkesinde en rahat en ucuz gıda maddelerine ulaşabilmemiz gerekirken hükümetin tarım politikaları ile düşürdüğü halin utanç verici olduğunu söyleyen Özdemir, “Bir tane salatalık 5 lira 13 kuruş, bir tane patlıcanın fiyatı 5 lira 25 kuruş, bir domatesin fiyatı 2 lira 63 kuruş, bir biberin fiyatı 2 lira. Geçen yıl bu sebzelerin 1 kilosunu bu fiyatlara alıyorduk. Demetini 1-2 liraya aldığımız maydanoz 7, dereotu 15, kıvırcık 20 lira olmuş. Artık pazarlardan meyve sebze tane ile alınıyor eskisi gibi kilo kilo alınabilen meyve sebze dönemi bitti. Ülkenin geldiği durum gerçekten perişan. Yoksulluk değil, artık derin yoksulluk yaşanıyor. İnsanlar pazarda markette tezgah ve etiketlere bakıp bakıp dönüyor. Asgari ücretle yaşam mücadelesi veren çocuklu aileler 250-300 lirayı bulan çocuk bezini alamıyorlar. 150 liralık bebek maması sadece iki gün gidiyor. Bir litre süt 10 lira. Çocuklu bir ailenin aldığı maaşın yarısı mama ve bez gibi çocuğun en temel ihtiyaçlarına gidiyor. Anne ve bebekler mağdur edilmemeli.” ifadelerini kullandı.

“SOSYALLEŞEMEYEN, ÜRETEMEYEN, AÇ, MUTSUZ BİR TOPLUM OLDUK”

En düşük emekli maaşının 2 bin 500 lira olduğunu belirten Özdemir, “Bu maaşla kim nasıl geçinir? Çok sayıda emekli yoksulluk sınırında. Emekli, ısınma, kira, aydınlanma gibi temel giderlerini dahi karşılayamayacak durumda. İçinde bulunduğumuz süreçte emeklilerin yaşadığı mağduriyetin ortadan kaldırılması için acil bir düzenlemeye ihtiyaç bulunmaktadır. Bunun için de en az emekli maaşı, asgari ücret tutarında olmalıdır. Emekliler yaşamlarının önemli bölümünde çalışarak devlete primlerini ödeyerek görevlerini yapmışlar, yaşamlarının son bölümünde olması gerektiği gibi çalışmalarının karşılığını alarak iyi yaşamayı hak ediyorlar. Emekliler sağlıklı beslenebilmeli, torunlarıyla güzel vakit geçirerek yaşamlarının bu bölümünde mutlu olmalılar. Vatandaşlar yoksullukla mücadele etmekten sosyal hayatlarını düşünecek zamanları kalmadı. Sosyalleşemeyen, üretemeyen, aç, mutsuz bir toplum olduk. Sokağa çıktığımızda mutlu insan yüzlerinden ziyade kaygılı yüzleri görmekteyiz. Marketlerde sepetleri doldurmak ne mümkün! Hatta çoğu zaman markete alışveriş için değil, sadece fiyatlara bakmak için gider olduk. Manava, pazara gittiğimizde elimizde poşetlerle dönebiliyor muyuz? Evladına simit alan ancak yanına meyve suyunu alamayan, öğün sayısının keyfi değil zorunluluktan düşürüldüğü, insanların sözde değil, gerçekte 'aç' olduğu zamanlardayız.” dedi.

“TENCERELER KAYNAMIYOR”

Ekonominin durumunun ortada olduğunu, bunu da herkesin gördüğünü kaydeden Özdemir, “Alım gücü giderek düştü. Asgari ücret 4 bin 250tl, açlık sınırı 4 bin 928 lira. Bir gerçek var ki vatandaş hayat pahalılığı karşısında isyanda. Elektrik, doğalgaz, kira derken mutfak harcamalarına bir şey kalmıyor. Tencereler kaynamıyor. Tencerelerde aş değil, dert kaynıyor! Derin yoksulluk öğün sayısını azalttı. Sonu gelmeyen zamlarla elektrik, doğalgaz faturaları vatandaşa zulüm. Vatandaş faturasını ödeyemiyor. Doğalgazını açmıyor, elektriğini kullanamıyor. Faturasını ödeyemeyenlerin elektrikleri kesiliyor. Vatandaşa nasıl geçindiklerini sorduğumuzda, "yemek öğünlerini azalttık, mutfaktan kıstık, kalın giyinip evi ısıtmıyoruz, ütü yapmıyoruz, daha az çamaşır yıkıyoruz." gibi cevaplar alıyoruz. AKP iktidarının vatandaşına verebileceği hiçbir gelecek vaadi, umudu ve çözümü yoktur. Ne emeklisi, ne genci, ne işsizi, ne çiftçisi, ne öğretmeni, ne sağlık çalışanı yaşam şartlarından memnun değil. AKP iktidarının halka sunduğu ekonomi modeli sabır, kaçıncı deneyip tutturamadığınız ekonomik program bu? Nereye kadar sabredecek bu millet? Önümüzdeki ay daha iyi olacak dedikçe her geçen gün bir öncekini arar hale geldik. Günden güne ele geçmeden eriyen yok olan maaşlar.” diye konuştu.

“SOSYAL BELEDİYECİLİĞİ UYGULAYAN SADECE CHP’Lİ BELEDİYELERDİR”

“Vaatlerinizde ekonominin kitabını yazıyordunuz, tüm dünya bizi kıskanıyordu, ekonomimiz şahlanıyordu, uçuyorduk.” diyen Özdemir, konuşmasına şöyle devam etti: “Şimdi millet kuru ekmeğe muhtaç. Halkı kandırmanızdan bıktık artık, tek doğru var yönetemiyorsunuz. Devlet sosyal devlet olma vasfını yitirmiştir. Sosyal belediyeciliği uygulayan sadece Cumhuriyet Halk Partili Belediyelerdir. Belediyelerimizin uyguladığı muhtaç ailelere askıda fatura, gıda yardımı, kömür yardımı gibi yardımlarla Cumhuriyet Halk Partili Belediyelerimiz, halkımızın bu kötü zamanlarında hükümetin yapamadığı yardımları yapmıştır. Artık halk da biliyor ki Cumhuriyet Halk Partisi iktidarı ile huzur, güven, adalet gelecek, eğitimdeki, sağlıktaki, ekonomideki, tarımdaki bütün karışıklıklar çözüme kavuşacaktır. Bütüncül politikalar gerekiyor, bizler de bunun için çalışıyoruz. Sözümüz söz ülkemize baharı getireceğiz! Önümüz bayram eskiden bayram tatlıları cevizli mi fıstıklı mı olsun diye düşünen halk şimdi boş baklava alabilir miyim hesabı yapıyor. Vitrinlerde boş tost, boş dürüm, boş baklava fiyatları görüyoruz. Artık içi boş menüler girdi hayatımıza.” Halkı bu duruma düşüren, yoksulluğu büyüterek tüm halkı içi boş kuru ekmeğe muhtaç hale getiren bu hükümete seçim zamanı sandıkta hesap soracaklarını ifade eden Özdemir, “İlk seçimlerde halkın iktidarını kuracağız. Aile Destekleri Sigortası ile yoksulluğu bitireceğiz. Tek gayemiz hiçbir çocuğun yatağa aç girmeyeceği bir Türkiye'yi hep birlikte inşa etmek! Cumhuriyet Halk Partisi Aydın Kadın Kolları olarak Güvenli Yurttaş, Güvenli Toplum, Güvenli Gelecek için alanlardayız. İkinci Yüzyıla Çağrı Beyannamesi’nin 11. Maddesinde Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında “Güçlü sosyal devletin ilk adımı olarak Aile Destekleri Sigortası Kurumu kurulacaktır. Aile Destekleri Sigortası uygulamaya konulunca bu topraklarda hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecektir. Aile Destekleri Sigortasının temel amacı budur.” dedi.

“CHP, HALKIMIZIN UMUDUDUR”

Özdemir, açıklamasını şu sözlerle tamamladı: “Vatandaşımız, devlet yardımlarını lütuf değil, hakkı olarak alacaktır” sözünü veriyoruz. CHP iktidarında sosyal devletin gereği olarak yoksulluğu, yoksunluğu bitireceğiz. İktidara geldiğimizde hayata geçireceğimiz Aile Destekleri Sigortası ile kişinin doğumundan ölümüne kadar bütün yaşamı devlet güvencesine alınacaktır. Aile Destekleri Sigortası ile Ailede Gençler, Kadınlar, Yaşlılar, Engelliler, Çocuklar için ek desteklerle, devlet güvencesiyle sigortalanmış olacak. Aile Destekleri Sigortası kapsamında yurttaşlara ödenecek olan “Aile Gelir Desteği"ni hanelerdeki kadınların hesaplarına yatıracağız, kadınları ekonomik açıdan güçlendireceğiz. Gençlere pozitif ayrım yapacağız. Cumhuriyet Halk Partisi halkımızın umududur. Bu zor günlerden aydınlık günlere hep beraber çıkacağız. Gelecek kaygısı duymadan, ekonomik sıkıntı çekmeden yaşayacağımız güzel günler yakındır. Halk gereken cevabı vermek için seçimi bekliyor. Yapılacak ilk seçimde vatandaş yaşama hakkını elde etmek için, yoksulluğu bitirmek için, evlatlarının geleceği için en güzel cevabı seçim sandığında verecek ve liyakatlı, dürüst kadrolarla bu çürümüş düzeni hep birlikte değiştireceğiz. Geliyor gelmekte olan.”