AYTO Başkanı Hakan Ülken, görev süresi içerisinde hayata geçirdikleri projelerle ilgili SES Gazetesi’ne özel açıklamalarda bulundu. 2014 yılından bu yana AYTO Başkanı olarak görev yapan, aynı zamanda TOBB Yönetim Kurulu Üyesi olan Ülken, tek amaçlarının üyelerinin menfaatleri doğrultusunda hizmet üretmek olduğunu söyledi. Bu hedef doğrultusunda hayata geçirdikleri projelerle hem üyelere hem de Aydın’a değer kattıklarını kaydeden Başkan Ülken, AYTO olarak büyük bir özveriyle çalışmalarını sürdüreceklerini söyledi.

“AYTO’NUN SAHİBİ, ÜYELERİDİR”


Projelerinin merkezinde üyelerinin olduğunu ifade eden Başkan Ülken, “Biz göreve gelmeden önce üyelerimizden oy isterken şunu ifade ettik, “Bizim yapmış olduğumuz projeler, en direk değil, direk üyeye dokunacak. Çünkü bu odanın ana faaliyet konusu üyelerine hizmet. Üyelerine hizmet ederken aynı zamanda il ekonomisine, ilin kalkınmasına ve ilin genel tüm problemlerine parmak basmak. Bütün projelerimiz ekonomik olacak. Eğer sosyal bir yönü olacaksa projelerin mutlaka sosyo-ekonomik olması gerektiğini savunup geldikten sonra da bütün projelerimizin merkezini tamamen üye odaklı bir noktaya oturttuk. Ondan sonra pergel genişleyerek devam etti. Çünkü, insanlar, kurumlar, yapılar, tüm olgular, öncelikle asli işini yapmak zorunda. Asli vazifelerinizi yerine getirmeden tali konulara dalarsanız bu sefer hem meşruiyetinizi sorgulatırsınız hem de doğru zeminde bir hizmet üretmezsiniz. Netice itibariyle Aydın Ticaret Odası, 10 binin üzerinde üyenin sahibi olduğu bir kurum. Bu kurumun sahibi üyeleridir. Ben, yönetim kurulu üyelerimiz ve komite üyelerimiz, bu kurumdaki binlerce üyeden birisiyiz. Her üye de bu odada görev alma hakkına demokratik olarak sahip.” diye konuştu.

“ODANIN PARASINI, KENDİ PARAMIZDAN ÇOK DAHA DEĞERLİ KORUMAMIZ LAZIM”


Bu görevlerde kalıcı olmadıklarını dile getiren Başkan Ülken, “Herkes görevini hakkıyla yerine getirip belli bir süre sonunda buralardan alnının akıyla ayrılmalı. Bu bilinci kaybettiğiniz an yozlaşıyorsunuz. O yüzden bu bilinci kaybetmemek lazım. Buraların bir emanet olduğunu iyi bilmek lazım. Buranın bütçesinin oda üyelerinin alnının teriyle kazandığı paralardan geldiğini ve o paraların vebalinin büyük olduğunu bilmek lazım. Hep söylediğimiz konulardan biri şu ‘Odanın parasını kendi paramız gibi korumalıyız’ derler hayır, ‘Kendi paramız gibi değil, kendi paramızdan çok daha değerli korumamız lazım.’ Çünkü kendi paramız kendi kazandığımız kazanç, istediğimiz gibi harcarız. Neticede sizin kazandığınız geliri nasıl harcadığınızı kimse sorgulayamaz. Ama odanın parasını kendi paranızdan daha değerli kıymetli görmeniz lazım. O nedenle biz tüm projelerimizin temeline, merkezine hep üyelerimizi oturtturduk.” şeklinde konuştu.

“ÜYELERİNİ FUARLARA ÜCRETSİZ OLARAK GÖTÜREN TEK ODAYIZ”


‘AYTO Uçuruyor’ projesiyle üyelerini fuarlara ücretsiz olarak götürüp getirmelerinin üyelerinin gelişimine inanılmaz katkılar sağladığını belirten Başkan Ülken, “Bunları hep ölçümledik. Üyelerimiz, milyonlarca lira kazanç elde etti. Mal satarak, aldıkları malı veya ham maddeyi daha kaliteli ve daha ucuz alarak sektörel gelişmeleri takip ederek dünyadan kopmayarak ve üyelerimizin kendi aralarındaki rekabetin yanı sıra aynı zamanda kaynaşmayı da sağlayarak çok ciddi çıktılar elde ettik ve elde etmeye devam ediyoruz. Türkiye genelinde tüm üyelerini tüm sektörlerinin tüm fuarlarına ücretsiz olarak götüren de tek odayız. Aynı zamanda üyenin tüm yasal gelişmelerden yaşadıkları problemlerden haberdar olup onlarla ilgili bütün süreçleri hep birlikte dinamik bir şekilde üyelerimizle beraber yürütüyoruz. Çünkü bizim, ana felsefimiz üyenin hak ve menfaatini korumak, onun gelişimine katkı koymak. Üyelerimizin bir derdi varsa bizim telefonlarımız 24 saat açık. Odanın başkanı, odanın tüm seçilmiş organları ve çalışanları, sürekli üyelerimizle biz iletişim halindeyiz. 24 saat üyemizin sorununu dinliyoruz. Çözebilmek için elimizden gelen ne varsa onu yapmaya çalışıyoruz. Biz kanun ve yönetmelik çıkaramayız ya da değiştiremeyiz ama biz bunları yapanlara baskı kurarız. Biz baskı grubuyuz. Biz lobi faaliyeti yürütüyoruz. O nedenle biz sorunları tespit eder, çözüm önerileriyle birlikte bunun lobisini yürütürüz. Kavga ederiz ama kavga etmemeliyiz. Çünkü, bizim üyemizin sorununu çözeceğimiz kurum, siyaset kurumu. Biz müzakere masasındayız, biz masayı deviremeyiz. Bizim işimiz, masada en güçlü şekilde yer almaktır. Bu noktada Avrupa Birliği’nden çok ciddi fonlar aldık. AYTO Mesleki Yeterlilik ve Belgelendirme Merkezi’ni (AYMES) kurduk. Türkiye’deki en büyük mesleki yeterlilik kurumlarından biri. Gıda paketleme başta olmak üzere birçok konuda belgelendirme ve yetkilendirme, sadece Aydın’da değil Türkiye genelinde AYTO’nun şirketine mesleki yeterlilik kurumuna ait. Yine Avrupa Birliği fonlarından aldığımız, tamamen hibe yoluyla buraya biz fon aktarıyoruz. Proje yazıyoruz. Madencilik sektöründe İş Sağlığı ve Güvenliği ile ilgili projemiz, 400 tane proje içerisinde Türkiye’de birinci oldu. Bu projemiz, Avrupa Birliği’nden alınabilecek en yüksek hibe miktarını alarak buraya geldi. Buradaki ana amaç, hem üyelerimizin iş sağlığı güvenliği risklerinden dolayı yaşayacakları problemleri minimize etmek hem de aynı zamanda bizim ekmeğimizi birlikte kazanıp birlikte paylaştığımız işçilerimizin sağlığını ve güvenliğini maksimize etmek adına. AYTO, bu projemiz ile kente günümüz değeri ile yaklaşık 6 milyon TL değerinde yatırım sunuyor. Proje ile AYTO, Aydın’ı “En Güvenilir Marka Maden Kenti” haline getirecek. Çok ciddi bir proje.” dedi.

“AYTO BİNAMIZ, BİZİM İÇİN BİR GURUR KAYNAĞI”


Ülken, “Binamız, Türkiye’nin en işlevsel, Aydın’a ve üyelerimize yakışır bir bina oldu. Daha öncesinden 1970’li yıllarda büyüklerimiz, bildiğiniz eski binamız olan Hasır Pazarı’ndaki binamızı yapmışlar. Günün şartlarında çok güzel bir bina inşa etmişler. 40 yılı aşkın hizmet verdi ama artık üye sayısının artışı, trafik problemleri, binanın statik yapısı, kullanım alanı ve konfor açısından da konferans salonu, toplantı salonu gibi üyelerimizin binayı kullanımı açısından çok yetersiz hale gelmişti. AYTO adına uzun yıllar bina konusu gündemdeydi. Bizim dönemimize denk geldi ve ilk dönemimizde projelendirip dönemimiz tamamlanmadan da açmayı da Cenab-ı Allah bize nasip etti. Bu bina da Aydın’ın binası, AYTO’nun binası, kamunun binası, milletin binası, bu odanın üyelerinin binası ve binamızın içerisinde üyelerimizin kullanımına açık irili ufaklı, toplantı salonları, onların kendi ticari faaliyetlerini yapabilecekleri uluslararası iş görüşmeleri, tercümanlık hizmetleri dahil olmak üzere tüm hizmetler alabilecekleri, binanın içerisinde çok amaçlı kullanılabilen birçok alan mevcut. Daha da önemlisi bu binaları yapabilirsiniz ama içini insanla, ticaretle, dış ticaret masasıyla, dış ticaret desteklerinin sunulduğu imkanlarla, ticari hukukta sıkıntı yaşayan üyelerimizin problemlerini çözebilmek adına hukuk destek birimiyle, özellikle ticari uyuşmazlıklarda üyelerimizin kullanacağı arabuluculuk ve tahkim merkeziyle, eğitim ve seminerlerle, AYTO Akademiyle, sosyal amaçlı kullanabilecekleri alanlarla bütün hizmet birimizle yaşanır bir hale getirmektir mesele. Binayı yapmak çok önemlidir, hele ki günümüzün ekonomik şartlarında ama önemli olan o binanın ruhu olan yaşayan, nefes alan bir bina olması. Binamızın o anlamda bir ruhu da var. Binamızın dış cephesi, Aydınoğlu Beyliği mimarisiyle tasarlandı ve uygulandı. Binamız bu açılardan bizim gurur kaynağı.” diye konuştu.

“TÜRKİYE GENELİNDE BİRÇOK YERE ÖNCÜ OLDUK”


AYTO binasının en önemli özelliklerinden birinin de güneş enerji santrali kurulumu olduğunu ifade eden Ülken, “Kurmuş olduğumuz güneş enerjisi santrali sayesinde bütün kullandığımız elektriği üretirken fazlasını da satarak odaya gelir elde ediyoruz. Ayrıca biz bunu Avrupa Birliği fonlarından Kalkınma Ajansı’ndan birçok projeyle fonlama yapıp odanın cebinden, kasasından para harcamazken güneş santralinin parasını da odalar birliğinden aldık. Yani yatırım maliyetimiz de yok. Sadece bunu oda para kazansın, oda ödemesi gereken bir parayı ödemesin, kendi tükettiği elektriği üretsin mantığıyla değil, aynı zamanda kente, üyelerimize rol model olsun. Günümüzde dünyanın geldiği enerji krizinin ortasında kendi yenilenebilir ve temiz enerjimizi üretelim. Aydın, güneş gibi çok ciddi bir avantajımız var. Bunu kullanabilelim ve rol model olsun, üyelerimize örnek olsun diye hayata geçirdik. Herkes çatılarına bunu kursun, dedik ve o günden bugüne alınan çağrı mektupları ve hayata geçen proje sayısı inanılmaz derecede arttı. Biz bu konuda öncü olduk. Türkiye’nin genelinde de birçok yere öncü olmuş olduk.” şeklinde konuştu.

“EN DÜŞÜK ODA AİDATINI BİZ ALIYORUZ”


Türkiye’nin en düşük aidat alan odası olduklarını dile getiren Ülken, “Aylık 40 lira gibi bir bedele tekabül ediyor. Kanunen alınabilecek en düşük rakam neyse biz onu alıyoruz. Türkiye ortalaması yükseğe daha yakındır, biz en düşüğü alıyoruz. Bu seneki brüt asgari ücret üzerinden 504 liradan aşağıya aidat alamazsınız. 400 lira yapıyorum diyemezsiniz, bu kanuna aykırı. İki bin 500 liradan da yüksek alamazsınız. Biz, 500 lira ile 2 bin 500 arasında herhangi bir rakamı tercih edebilmek ve bunu karara bağlama yetkisine sahipken biz 504 lira alıyoruz ve bu seneye özel değil. Biz geldiğimiz günden beri alınabilecek en düşük aidatını alıyoruz. Alınabilen en düşük aidatla verilebilecek en yüksek hizmeti sunmaya gayret ediyoruz.” dedi.

“FİZİBİLİTE RAPORLARI HAZIRLATTIK”


Fizibilite raporlarının olduğunu kaydeden Ülken, “Aydın’ın kalkınması, eksikliklerinin neler olduğu, eksikliklerinin giderilmesi ve bunların hangi metotlarla ne kadar bütçelerle ne kadar yılda kendisini amorti edecek şekilde Aydın’a kazandırabileceği yönünde tüm fizibilite raporlarımızı hazırladık. Ama öyle garip bir dönemden geçiriyoruz ki hem ülkenin kendi içerisindeki ekonomik çalkantısı hem uluslararası etkiler derken ama biz ‘Nasıl olsa pandemi var, şu an hiçbir şey yapılamaz veya nasıl olsa ekonomik bir çalkantı var şu an kamu bir yatırım yapamaz’ deyip beklemek yerine bu işlerin düzeldiği an, düzelmeye başladığında veya bu yatırımların yapılabileceği zaman nasıl olsa bir gün gelecek diye o güne hazırlıklı olmak adına Aydın’ın tüm ileriye dönük projeksiyonel ihtiyaç mekanizmalarının tamamını analizi yaptırıp raporlarını hazırlattık. Bunları da Kalkınma Ajansı’ndan aldık, ona da para vermedik.” ifadelerini kullandı.

“GÜNLÜK ÜÇ BİNE YAKIN YOLCU TRAFİĞİNİ İSPATLADIK”


Aydın’ın genel çok kapsamlı büyük bir ekonomi raporu olduğunu belirten Ülken, “Bunu AYTO olarak hazırlattık. Vakıf üniversitelerin özel üniversite olarak açılabilmesiyle ilgili kanun değişikliği bekleniyor. Kanunun çıktığı anda Aydın’da özel üniversite kurmak adına fizibilite raporu hazırlattık. Yıllardır kanaya yarası olan, bütün Türkiye’nin aldığı, bizim hak ettiğimiz söz verildiği halde alınamamış olan havaalanımız ile ilgili fizibilite raporu hazırlattık. Türkiye’nin en büyük havalimanlarını, İstanbul’daki yeni havalimanını, Sabiha Gökçen’i fizibilite raporunu hazırlayan hocalarla çalıştık. Yolcu trafiğini çıkarttık. Aydın’a havalimanı lazım mı, değil mi, yolcu trafiği nedir sorularının cevabını bilimsel verilerle ve devletin resmi rakamlarıyla ortaya koyduk. Üç bine yakın yolcu trafiğinin olduğunu günlük ispatladık. Sadece İzmir Adnan Menderes Havalimanı’na günlük giriş yapan 09 plakalı araç sayısının bin 300 olduğunu çıkardık. Tüm fizibilite raporlarımız, bu noktada hazır.” diye konuştu.

“SORUN VE TALEPLER RAPORLANARAK İLGİLİ MERCİLERE İLETİLDİ”


Pandemi döneminde en proaktif odanın kendileri olduğunu kaydeden Ülken, “Kendi cep telefonlarımızı, sosyal medya hesaplarımızdan ve SMS yoluyla tüm üyelerimize gönderdik. Özel bir cep telefonu yapmadan, şahsi telefonlarımızla 24 saat açık bir şekilde hizmet vererek üyelerimizle sürekli istişare halinde olduk. Krediye, finansmana ulaşmalarıyla ilgili odanın kaynakları, birikmiş olan üyemizin parasını komple üyelerimiz, düşük faizli finansman ve krediye ulaşması için nefes kredisine aktardık.” şeklinde konuştu. Pandemi süresince, meclis, meslek komiteleri ve yönetim kurulu toplantılarında alınan talep ve iletilen sorunlardan il bazında olanları oda tarafından çözülmeye çalışıldığını Ülken, “Ulusal bazda olanlar ise TOBB’a ve devlet ilgili kurumlarına iletildi. Salgın sürecinde yurt, otel işletmeleri, kafe, restoran, gıda, inşaat gibi sektörler başta olmak üzere 17 meslek komitemizin tamamıyla toplantılar düzenlendi. Sorun ve talepleri raporlanarak ilgili mercilere iletildi. Odamız sektör temsilcileri sektörlerine yönelik değerlendirme yazıları yazmaya devam etmektedir ve güncel sorun ve çözüm önerileri resmi yazı olarak ilgili mercilere iletilmektedir.” dedi.

“ÜYELERİMİZE KATKI SUNACAK PROJELER GELİŞTİRMEYE DEVAM ETTİK”


Aydın’da tüm ülkede olduğu gibi kapanma süreci ve daha sonrasında kademeli normalleşme süreçlerinin ardından birçok sektör kendini toparlama gayreti içerisinde, bunun yanı sıra piyasadaki kur değişkenliği, ham madde ve enerji maliyetleri ile mücadele sürecinde olduğunu Ülken, “AYTO olarak, Covid-19 döneminde salgının üyelerimizin üzerindeki etkisinin tespit etmek ve sonuçları devletin ilgili makamlarına iletmek amacıyla gerçekleştirilen “Covid-19 Ekonomi Etki Ölçümü Anketi” gibi üyelerimizin faaliyetlerine ve süreç ile ilgili bilgilendirilmelerine katkıda bulunmak, üyelerimizin sorun ve taleplerini ilgili mercilere iletmek için gerçekleştirdiğimiz çalışmaların yanı sıra AYTO üyelerine ve kente katkı sunacak projeler geliştirmeye devam ettik.” ifadelerini kullandı.

“İLİMİZE ÖZGÜ ÜRÜNLERİN İHRACATININ KOLAYLAŞTIRILMASI İÇİN ÇALIŞMALAR YÜRÜTÜLDÜ”


Sanal Ticaret Akademisi, Online Export Akademi, Dijital Pazarlama ve Teknolojiler başta olmak üzere pandemi sürecinde üyelerin ihtiyaç duydukları alanlarda ticaretten kişisel gelişime birçok alanda AYTO AKADEMİ bünyesinde online eğitimler düzenlediklerini Ülken, “Normalleşme süreci ile AYTO Akademi’de yüz yüze eğitimlerimize devam ettik ve başta Emlak ve Motorlu Kara Taşıtları alanlarında yüzlerce adayın mesleki yeterlilik sınavlarını organize ederek belge almalarını sağlamaya devam ediyoruz. Üyelerimizin gümrük işlemleri için gümrük müdürlükleri ve Ticaret Bakanlığı ile iletişim içinde olduk. Başta İngiltere ile ticarette yeni nesil Serbest Ticaret Anlaşması kapsamında Birleşik Krallık- Ankara Büyük Elçiliği ile yapılan dış ticaret istişare toplantısı ile ilimize özgü ürünlerin ihracatının kolaylaştırılması için çalışmalar yürütüldü. Singapur, Afganistan, Yunanistan ile ilimiz arasında ticaretin ve yatırım fırsatlarının geliştirilmesi için iş birliği çalışmaları yürütüldü.” şeklinde konuştu.

“AYTO, BİRİNCİ OLDU”


Yıllardır süregelen kırtasiyeci, ayakkabıcı gibi yereldeki işletmeleri destekleyici farkındalık kampanyalarına devam ettiklerini ifade eden Ülken, “Odamız bünyesinde AYTO Tahkim Ve Arabuluculuk Merkezi ve Türk Patent ve Marka Kurumu Bilgi ve Doküman Birimi kuruldu. AYTO, üst kuruluşu Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin üyesi olduğu Asya-Pasifik Ticaret ve Sanayi Odaları Konfederasyonu’nca düzenlenen CACCI 9. Yerel Oda Ödülleri Yarışması’nda üyelerine yönelik oda çalışmaları ile birinci oldu. Ayrıca AYTO, Adana Sanayi Odası, Eskişehir Sanayi Odası, Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası ortaklığında Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği’ne üye ülkeler ile Türkiye arasındaki ticaret ilişkilerini geliştirmek için dış ticaret projesi hazırlandı. Projede ASEAN üye ülkeleri ve Türkiye arasında ekonomik ve sosyal köprü inşa etmek, ticaret ilişkilerini geliştirmek için iş birliği mekanizmalarının geliştirilmesi hedefleniyor.” dedi.

“KOBİLERİ BAŞARI HİKAYELERİNE GÖTÜRECEK PROJELERE İMZA ATMAYA DEVAM EDİYORUZ”


Bölgenin ve üyelerinin ihtiyaçları doğrultusunda projeler geliştirmeye devam ettiklerini Ülken, “Her yıl kadın istihdamı ve sosyal sorumluluk alanında birçok çalışma gerçekleştiren Kadın Girişimciler Kurulu girişimleri ile Teknoloji Öğrenme ve Uygulama Merkezi (AYGEM) Fizibilite Projesi’ni hazırlandı. Aydın’ın ekonomisi, rekabet gücü ve kalkınması açısından önemli yere sahip KOBİ’lerin üretim, pazarlama ve yönetim süreçlerinde teknolojiyi nasıl kullanacaklarını kavramaları ve firmaların işletmelerinde bu teknolojiyi maliyet avantajı sağlayarak uygulamasına imkan tanıyan bir merkezin fizibilitesini çıkaran proje ile Türkiye’de Teknoloji Tasarım ve Öğrenme alanında bir ilk gerçekleştirildi.” diye konuştu.

“YEREL ÜRÜNLERİMİZİN REKABET GÜCÜNÜN VE EKONOMİSİNİN KORUNMASI İÇİN ÇALIŞMALARA DEVAM ETTİK”


Aydın’ın incirinin bereketin ve yaşamın sembolü olduğunu vurgulayan Ülken, “Aydın İnciri, Aydın Ticaret Odası tarafından 2006 yılında Türkiye’de tescil ettirilmiş, Avrupa Birliği’nde (AB) Şubat 2017’de AB tarafından coğrafi işaret olarak tescil edilmiştir. Yüksek kaliteye sahip Aydın İnciri AB’de tescilli 2’inci Türk ürünü ilk menşe işaretidir. Bu kapsamda dünya lideri olduğumuz incir hakkında, üyelerimizin tescilli ürünü standartlarına uygun paketleyip hak ettiği değerden satmaları konusunda, Odamızın ilgili sektör komitesi düzenli eğitimler ve seminerler gerçekleştiriyor, Dünya piyasalarında Türk incirinin rekabet gücünü artırmak için firmalarımıza kendi markaları yanında coğrafi işaret logolu ambalajlarda ihracat yapmalarına yönelik bilgilendirme çalışmaları yapmaya devam ediyoruz. Fuarların başlaması ile üyelerimizin sektörlere yönelik fuarlara katılımını sağlıyor ve haftada 2-3 farklı şehirde fuar organizasyonu gerçekleştiriyoruz. Türk ve AB tescili odamızca alınmış olan Aydın İnciri olmak üzere coğrafi işaretli ve yerel ürünlerimizin rekabet gücünün ve ekonomisinin korunması için çalışmalara devam ettik. Hepsiburada gibi ulusal çapta büyük firmalar ile üretici ve ihracatçı üyelerimizi bir araya getirdik.” şeklinde konuştu.