Kışın aldığımız kiloları yaz ayına girerken çok hızlı bir şekilde vermek isteriz. Nazilli’de Beslenme ve Diyet Uzmanı Nazan Uçar Arıkan, sağlıklı beslenme ve hızlı kilo vermenin vücudumuzda ciddi hasarlara yol açtığını açıkladı. Yaklaşık 3 aydır vatandaşlara sağlıklı beslenme ve zayıflama konularında hizmet vermeye başlayan Arıkan, sağlıklı zayıflamanın yolunun güçlü bir irade ile başarılabileceğinin altını çizerek, sağlıksız beslenmenin birden fazla hastalığa yol açtığını söyledi. Bölümünde başarılı Beslenme Uzmanı Arıkan, “Öncelikle kışın kalın kıyafetlerin altındayız kilolarımızın çok da farkında değiliz. Ancak yazın kıyafetlerimiz ince olduğu için kilolarımızın farkına varıyoruz. Tabi ki biz işin kesinlikle estetik kısmında değil, sağlık kısmındayız. Fazla kilolar sağlık için birçok hastalığa sebebiyet verebiliyor. Kronik hastalıklar özellikle tansiyon, şeker hasatlığı, bel fıtığı, kronik ağrılar, reflü mide rahatsızları ön plana çıkıyor. Bizim amacımız aslında sağlığımızı korumak. Bu hastalıklara yakalanmadan önce sağlığımızı korumak” dedi.

‘HIZLI KİLO VERMEKLE İLGİLİ ÇOK FAZLA BİLGİ KİRLİLİĞİ VAR’

Sağlıklı beslenme alışkanlıklarını hayat boyu korumak ve alışkanlık haline getirmenin çok önemli olduğunu açıklayan Arıkan, “İnsanlar, yaz aylarına yaklaşırken kilo verme çabasına giriyor. İnternette de çok fazla bilgi kirliliği var. Şu kadar hafta kilo vermek gibi ya da şu çayla hızlı kilo vermek gibi. Bunlar maalesef umutları satın alan şeyler. Kesinlikle bilimsel tarafı olmayan diyet uygulamaları. Yaparsınız kilo verirsiniz fakat sağlığınızdan olursunuz. Fizyolojik ve psikolojik olarak yıpranmaya sebep olursunuz. Bu nedenle bu işin mantığında sağlıklı beslenmeyle, kalori kontrolüyle uzun vadeye yayılacak bir iş olduğunu kesinlikle kabul etmek gerekir. Şu an en çok mücadele ettiğimiz şeylerden bir tanesi de hızlı kilo vermek yer alıyor. Haftalık 500 gramla 1 kilogramlık kayıp bizim için idealdir. Danışanlarımız 1 kiloluk kaybı tüm çabalarına rağmen az bulabiliyor. Ancak verilen kilo iyi bir rakam ve başarılı. Danışanlar yıllar içerisinde aldığı kiloyu, bir ayda ya da iki ayda kaybetmek istiyor. Hızlı kilo verdiğinizde metabolizmanızı gerçek anlamda yoruyorsunuz ve verdiğiniz kiloları geri alıyorsunuz. Tekrar vermek istediğiniz vücudunuz artık size eskisi kadar iyi davranmıyor. Çünkü vücudunuzu ve hücrelerinizi yıpratmış oluyorsunuz” diye konuştu.

‘HIZLI KİLO VERMEDE SAĞLIĞIMIZDAN OLABİLİRİZ’

Hızlı kilo vermeye çalışırken kişilerin tek bir besine dayalı beslenmeye ya da sadece protein beslenmeye yönelmelerinin yanlış olduğunu vurgulayan Arıkan, “Ekmeği hayatımdan çıkarıyorum ya da meyveyi hayatımdan çıkarıyorum şeklinde. Bu da aslında böbreklere çok fazla yük bindiriyor, protein anlamında ve kalıcı böbrek hasarlarına yol açabiliyor. Artı olarak, hayvansal kaynaklı yağlar dediğimiz doymuş yağlar çok fazla aldıkları için kolesterol problemlerine ve devamlı kalp rahatsızlıklarına sebebiyet verebiliyor. Bir aylık ya da kısa dönemlik zayıflama uğruna sağlığımızdan birçok şey götürebiliyoruz. Yine aç kalarak sadece sebze suları ve çorbaları bu sefer tam tersi yine ekmeği hayatımızdan çıkararak protein kaynaklarını da hayatımızdan çıkararak bu sefer de kas kayıpları yaşıyoruz. İskelete sistemimizi ayakta tutan sistem kaslarımız. Bu sefer de ağrılar, kas güçsüzlükleriyle karşılaşabiliyoruz. Yani bilinçsizce yapılan aç kalarak yapılan tek tiple yapılan tüm zayıflama hem kalıcı değildir hem de sağlığımıza zarar veriyor. Günlük hayatınızda, rutininizde diyet size uyum sağlamıyorsa orada bir yanlışlık vardır. Diyet bir ay ya da iki ay yapılıp bırakılacak bir şey değildir. Yaptığımız şey aslında sağlıklı beslenmek. Diyet dediğimizde insanlara itici gelebiliyor. Diyetinizde ekmek de olacak sebze de, et de, meyve de olacak. Hepsini düzenli bir şekilde yemek aslında. Hayat boyunca devam ettirebilecek bir beslenme. Amacımız porsiyonlu dengeli yemeği öğretmek” şeklinde konuştu.

‘KİLO ALMAK KİLO VERMEKTEN DAHA ZOR BİR SÜREÇ’

Kilo vermek kadar kilo almanın da zor bir süreç olduğunu söyleyen Arıkan, zayıf olan bir kişinin öncelikle vücut analizlerine baktıklarını söyleyerek zayıflığa dair sebepleri öğrenmeye çalıştıklarını anlattı. Arıkan, “Kilo almak için gelen danışanlarımızda var. Kilo almak kilo vermekten daha zor. Altta yatan metabolik rahatsızlıklar da olabilir. Tiroit ya da hormonal bozuklar olabilir ya da psikolojik olarak iştahsızlık olabilir. Öncelikle bunları çözmek ve bulmak gerekir. Bazı kişiler doğuştan şanslı genetik olarak metabolizmaları çok hızlı. Onu da burada ölçümünü yapıyoruz. Vücut analizini yapıyoruz. Eğer beslenme alışkanlıkları sağlıklı boyutlardaysa ona göre bir sağlıklı beslenme listesi hazırlıyoruz. Zayıf diye şekere, kızartmaya yüklenirseniz eğer sağlık sorunlarına sebebiyet verebilirsiniz. Eğer kas olarak bir zayıflığınız yoksa yağ oranınız normal aralıklardaysa zayıflık bir rahatsızlık oluşturmuyorsa bizim için bir problem değil” dedi.

‘ÇOCUKLARDA KAHVALTI ÖĞÜNÜ ÇOK ÖNEMLİ’

Özellikle kahvaltı öğünlerinin çok sağlıklı beslenmede oldukça önemli olduğunu açıklayan Arıkan, “Ben biraz kiloma dikkat etmek istiyorum, kilo almayayım, varsa fazlam vereyim diyenler için yapılabilecekleri en güzel şeylerden en önemlisi öğün atlamamak ve kahvaltı öğünü. Ben bunu çocuklarda çok önemsiyorum. Çocuğun dersteki başarısından tutunda, sağlığı kahvaltıya bağlı. Çocuk vücudunda glikozla doyurmadığı zaman ilerde yetişkinlik çağında obeziteye kadar sebep olabiliyor. Kahvaltı özellikle çocuklarda ve yetişkinlerde çok önemli. Kahvaltıyı simit, börekle geçiştirmek değil süt, peynir, yumurta ile yapmak gerekir. Kahvaltıdan sonra öğle ve akşam öğünlerini atlamamak ve geçiştirmemek önemli. Su içmek çok önemli. Suyu sadece kilo kaybı olarak düşünmeyin eklem ve kas yapınızla ile ilgili. Baş ağrısı, odaklanmadan zorluk, cilt rahatsızlıkları beynimizin çok yüksek bir oranı sudan oluşuyor. Yine beyinle ilgili hasarlar susuzluktan kaynaklanıyor” ifadelerini kullandı.

‘SPOR, SAĞLIKLI YAŞAMIN YÜZDE 50’Sİ’

Sağlıklı yaşamın olmazsa olmazı olan spora da değinen Arıkan, hayatımızın her döneminde spora vakit ayırılması gerektiğini söyledi. Arıkan, “Spor kilo verme sürecindeki bir birey için konuşuyorum, yüzde 50 yüzde 50’dir. Hayatımıza sporu almalıyız. Hayatımızda hangi saatinde olursa olsun spor olmalı. Eğer hayat standartlarınıza uygunsa sabah saatlerinde yapılan sporu tavsiye ederim. Güne o sporla hareketli metabolizmayla başlamak en güzeli. Yürüyüş çok güzel ve en kolay spor. İmkanlarımız dahilinde yüzme yine tüm kaslarımızı çalıştırıyoruz. Aç karnına spor yapmamak ve spor sonrası mideyi çok doyurmamak lazım” dedi.