Yönetim kurulu adına yazılı basın açıklaması yapan Eğitim-İş Aydın Şube Başkanı Şaban Özdemir, eğitim alanında yıllardır yaşanan sorunların salgın sürecinde daha ağırlaştığını iddia etti.
6 Eylül 2021'de yüz yüze ve tam zamanlı olarak başlatılan yeni eğitim-öğretim yılının, eğitimi geleceğe taşımak yerine yıllarca geriye götüren uygulamalara sahne olduğunu savunan Özdemir, "Pandemiye ilişkin neredeyse hiçbir tedbir almadan yüz yüze eğitime geçen Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), okullarımızı virüsün kuluçka alanı haline getirmiştir. Okulları ‘Maske-mesafe-hijyen’ tabelalarıyla donatıp, okullarda maske dağıtmaktan, mesafeleri kalabalığa engel olacak şekilde ayarlamaktan, hijyen malzemeleri temin etmekten aciz bir yönetim, eksiklikleri yine okul yöneticilerinin, öğretmenlerin ve velilerin sırtına yüklemiştir. Sınıflar seyreltilmemiş, derslik başına düşen öğrenci sayısı pandemiye uygun hale getirilmemiştir. Bilim Kurulu'nun tavsiyeleri dersliklerde 4 metrekareye 1 öğrenci düşmesi gerektiği yönündeyken, birçok okulda sınıf mevcutları 40-50 öğrenciye çıkmıştır. Yine virüsün bulaş riskini azaltmak için derslerin ülke genelinde 30 dakikaya düşürülmesi gerekmekteyken 40 dakikalık ders süresinde ısrar edilmiş, okul öncesi için 50 dakika düzenlemesi devam etmiştir" ifadelerini kullandı.

"HÜKÜMETİN İŞLETMECİ ZİHNİYETİNİN YANSIMASI"


MEB’in yeterli öğretmen ataması yapmadığını öne süren Başkan Özdemir, şunları kaydetti:
“2020-2021 eğitim öğretim yılı sonunda 38 bin öğretmenimiz emekli olmuştur. Milli Eğitim Bakanlığı önce 20 bin ardından 15 bin ek atamayla emekli öğretmenlerimizin yerini bile dolduramamıştır. Geçtiğimiz yıl 87 bin ücretli öğretmenimiz görev yapmıştır. Bunun en az 80 bini açık kadrodur. En az 140 bin atama yapması gereken Milli Eğitim Bakanlığı ataması gereken 140 bin öğretmenin yerine ücretli öğretmen çalıştırmaktadır. Bu durum hükümetin işletmeci zihniyetinin yansımasıdır. Siyasi iktidar aynı zihniyetle yardımcı personel, hizmetli ve memur ataması yapmayıp okullarımızı bu alanlarda hizmetlerden eksik bırakmıştır. Taşeron işçilerle, İŞKUR üzerinden sağlanan geçici çalışanlarla bu hizmetler sağlanamamaktadır. İŞKUR’un gerekli personeli geç sağlanması nedeniyle okullar hijyen koşulları sağlanmadan açılmıştır. AKP iktidarı kendi rant alanları için bütçe ve ödenekleri fazlasıyla harcarken yine düşük ücret vererek eğitim öğretim faaliyetlerini karşılamış gibi yapmıştır.” Ders dağılımları, kitaplar ve ders içeriklerindeki tutarsızlıkların bu dönemde de devam ettiğini iddia eden Özdemir, bu sorunların, içerisinde eğitimcilerin bulunduğu bir komisyonla derhal giderilmesi gerektiğini sözlerine ekledi. Açıklamasının devamında Özdemir, geride bıraktıkları eğitim döneminde yaşananlara ana başlıklar halinde de değindi.