Aydın’ın Germencik ilçesinin Dağyeni Mahallesi’nde maden sondaj çalışmalarının yapılması, vatandaşların tepkisini çekti. İncir ve zeytin ağaçlarının yer aldığı arazilere yakın bölgede maden sondaj çalışmalarının başlamasına tepki gösteren Dağyeni Mahallesi sakinleri, yürüyüş gerçekleştirerek çalışmaların durdurulmasını talep etti. CHP Aydın Milletvekili ve Parti Meclisi Üyesi Bülent Tezcan, Dağyeni Mahallesi’ne giderek vatandaşların yanında yer aldı. Tepkiler üzerine mahallede maden sondaj çalışmaları durduruldu. CHP’li Tezcan, TBMM’de yaptığı konuşmada Dağyeni Mahallesi’ni gündeme taşıdı.

“ANALARIMIZ, BACILARIMIZ DESTAN YAZDI”


Dağyeni Mahallesi’nde yaşanan süreci meclis kürsüsünden anlatan Milletvekili Tezcan, “Geçen hafta Aydın’daydık. Hafta sonu da Sayın Cumhurbaşkanı Aydın’daydı. Aynı zamanda Sayın Cumhurbaşkanıyla oradaydık ama benzer yerlerde değil, faklı yerlerdeydik. Germencik ilçemizin Dağyeni Mahallesi var. Dağyeni Mahallesi, Aydın’ın çok güzel incir, zeytin ağaçlarının olduğu, tabiatın çok güzel olduğu, insanlarının çalışkan olduğu, alnı terleyip topraktan rızkını çıkardığı bir yer. O emekleri saygıya değer ama bir kere daha gördüm ki kadının mücadelesi, evladını yetiştirir gibi yetiştirdiği incir ve zeytin ağacına, toprağına sahip çıkışı, beni bir kere daha etkiledi. Dağyeni Mahallemizdeki analarımızı, bacılarımızı saygıyla selamlıyorum. Bölgede analarımız, bacılarımız Dağyeni Mahallesi’nde destan yazdılar. İnciri, zeytini ve ağaçları, toprakları, alın terlerini korumak için makinelerin üzerine yürüdüklerini gördüm. Niye oldu, ne oldu? Bir gün makineleri yığmışlar, böyle ince ince emek vererek büyüttükleri zeytinleri, incirlerini, su kaynaklarını yok etme pahasına altın madeni ya da başka madenler aramak üzere tesisat kurmuşlar. Jeotermallerle Aydın’ın havasını, suyunu, toprağını zehirlediler. Şimdi de Aydın’ın dağlarına göz dikmeye başladılar. Merak ediyorum, bu nasıl bir hırstır? Bu ne doymak bilmeyen bir hırstır?” diye konuştu.

“ŞİMDİ DE GÖZÜ AYDIN’IN DAĞLARINA DİKMİŞSİNİZ”


Nazım Hikmet Ran’ın şiirinden alıntı yapan CHP’li Tezcan, “Serpilip gelişen hayata neden düşmanlık ediyorsunuz. Dağyeni Mahallesi’ndeki analarımızın, bacılarımızın emeğine niye düşmanlık ediyorsunuz? İşte o analarımız, tam da yeni bir çevre katliamının arifesinde makineleri suçüstü yakaladı ve haklarına sahip çıktılar. Emeklerine sahip çıktılar. Cerattepe’yi yağmaladınız bitmedi, Fırtına Deresi’ni yağmaladınız bitmedi, Kaz Dağları’nı yağmaladınız bitmedi, Aydın’ın ovasını jeotermallerle yağmaladınız bitmedi, şimdi de gözü Aydın’ın dağlarına dikmişsiniz. Su kaynaklarına ve yeni bir katliam teşebbüsüydü, neyse ki analarımız, bacılarımız haklarına sahip çıktı. Bakın ne diyorlar, “Benim madenim, altınım, en büyük zenginliğimiz yağımızdır, zeytinimizdir, incirimizdir.” Bunları analarımız, köylü kadınlarımız söylüyor. ‘Mahvolduk, rençberlikten. Emine teyze, incirleri, zeytinleri yetiştirene kadar bacaklarımı, kollarımı kireç bağladı, nereden geldi başımıza bu bela diyor. Bu mınzırlar nereden geldi, bu mınzırlar Türkiye’nin dört bir yanını kaplamış, bu Dağyeni Mahallesi’ndeki analarımız, bu mınzırlara meydana okudular. Bir başka teyzemiz ise 4 yaşındaki torunum susamış kalktı diyor, su istedi, su verdim diyor, uyku mahmuruyla ‘Babaanne, zehir var içmeyeceğim suyu’ dedi diyor. Aydın’ın bu güzel çalışkan insanlarına, bunu niye reva görüyorsunuz? Baraj açacaksınız ama o insanların incirine, zeytinine, alın terine de tecavüz etmeyeceksiniz. Milletin parasıyla açtınız o barajı. Lütuf değil, milletin parasıyla açtınız onları. Lütfetmiyorsunuz. Bırakın bu lütfetme yaklaşımını.” şeklinde konuştu.

“ERDOĞAN, RAHMETLİ MENDERES’İN SİYASİ SERMAYESİNİN PEŞİNDEDİR”


Konuşmasının devamında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hafta sonunda Aydın’da olduğunu yeniden hatırlatan Tezcan, “Öyle bir şey var ki, Aydın’a geldi Sayın Cumhurbaşkanı, husumet tohumları ekip gitme peşindeydi. Her zaman yaptığı gibi Aydın’a husumet tohumları ekmeye gelmiş. Husumet tohumlarını ekecek, Germencikli, Dağyeniköylü vatandaşımıza, maden arayacağım diye incirini, toprağına, varlığına tecavüz ederken cambaza bak cambaza diyerek ara yerde horalar gidecek. Yok öyle yağma. Menderes’in yaşadığı toprakları zehirleyeceksin, Menderes’in bulunduğu yerde vatandaşın emeğine, alın terine zehirleyeceksin ondan sonra rahmetli Menderes’in davası üzerinden siyaseten rant elde etmeye çalışacaksın. Aydınlı bunun biliyor. Şunu biliyoruz ki Erdoğan’ın davası, Menderes’in davası değildir. Erdoğan, rahmetli Menderes’in davasının peşinde değil, rahmetli Menderes’in siyasi sermayesinin peşindedir, hesabı budur. Erdoğan, rahmetli Menderes’in davasını gütmekle meşgul değil, rahmetli Menderes’in siyasi sermayesini yemekle meşguldür husumet tohumları ekerek. Ama Aydınlı bu tezgahları yemeyecek. Siz de rahmetli Menderes’in siyasi sermayesini yiyemeyeceksiniz, heder edemeyeceksiniz, yok öyle yağma. Bu köy rahmetli Celal Bayar’ın milli mücadele sırasında saklandığı köydü. Siz zerrece saygınız varsa orada feryat eden vatandaşın, analarımızın, bacılarımızın emeğine saygı duyacaktınız.” dedi.