EKODOSD üyeleri, doğa ve kültür temalı gezilerine devam ediyor. Bu sezon birçok gezi düzenleyen EKODOSD üyeleri, son olarak Aydın’ın Koçarlı ilçesindeki Amyzon Antik Kenti’ni gezdi. Amzyon Antik Kenti’ni adeta yeniden keşfeden EKODOSD üyeleri, unutulmaz bir gün geçirdi.

“YER ALTI ODALARINI İNCELEDİK”


Gezi hakkında açıklamalarda bulunan EKODOSD Başkanı Bahattin Sürücü, “Anadolu’da doğal olarak yayılış gösteren brokoli görünümlü fıstık çamlarının en yaygın yetiştiği alanlardan biri olan Mazon bölgesine gittik bu hafta. Yüzyıllardır yabancı gezginlerin, tarihçilerin uğrak yerlerinden biri olan, yıllardır defineciler tarafından kazılan Aydın’ın öksüz kalan antik kenti Amyzon’u gezdik. Amyzon antik kentinde profesyonel turist rehberi Ergül Kocamaz tarafından, kentin tarihçesiyle ilgili bir sunum yapıldı. Yaklaşık 6 metre yüksekliğindeki isodomik bloklarla inşa edilen görkemli duvarlarını, birbirine paralel olarak sıralanan kemerli çatıya sahip ambar olduğu tahmin edilen yer altı odalarını inceledik. 1940’lı yıllarda Amyzon’da bir yabancının kazı yaptığını, yanında yöre köylerinden işçilerin çalıştığını, birçok yazıtlı taşın çıktığını, bakir bir alanda olması nedeniyle sık sık definecilerin uğrak yeri haline geldiğini yöre insanlarından öğrendik.” dedi.

“YÖRE İNSANLARININ ÇALIŞMALARINI İZLEDİK”


Başkan Sürücü, açıklamalarını şu şekilde sürdürdü: “Asırlardır ayakta kalan canlı bir tarih olan Menengiç ağacını hayranlıkla izledik. Su sıkıntılarının yoğunlaşacağı gelecekte, Kuşadası’na su sağlamak için inşaatı başlayan barajı dolduracak Sarıçay havzasını izleyerek bir yürüyüş gerçekleştirdik. Yürüyüşümüzün sonunda ekonomisi büyük ölçüde fıstık çamından elde edilen künara bağlı Kızılcabölük’e geldik. Yaklaşık 20-25 metre yükseklikteki ağaçlara tırmanarak, hiçbir güvenlik önlemi olmadan sadece tecrübelerine güvenerek dalların üzerinde bir cambaz çevikliğiyle kozakları yere düşüren yöre insanlarının çalışmalarını izledik.”

“EN BÜYÜK ÇEKİNCELERİ MADEN FAALİYETLERİNİN BAŞLAMASI”


Başkan Sürücü, açıklamasını şu şekilde tamamladı: “Bazen istenmeyen üzücü kazalar yaşasalar da kozakları yere düşürmenin başka bir yolu olmadığından künar elde etmek için, her türlü tehlikeye göğüs gerdiklerini öğrendik. Hem fabrikalarında hem de geleneksel usullerle künarın kozaktan nasıl elde edildiğini izledik. Yerel ekonomiye katkı yapmak için künarlardan satın aldık. Toplarken hayati riski ve çok zahmetli olması, kozaktan az künar çıkması nedeniyle fiyatı da hayli pahalı. Kilosu 700 liraya satılan künarın yetiştiği fıstık çamı ağaçları sadece ekonomik olarak değil, aynı zamanda brokoli görünümleriyle doğanın içinde harika bir peyzaj oluşturmaktadır. Hem yörenin ekonomisine hem de doğal peyzajına zarar verecek tek sorunun maden ocakları olduğunu yereldeki insanlar da biliyor. En büyük çekinceleri de bölgelerinde maden faaliyetlerinin başlaması. Etkinliğimizin sonunda Koçarlı’ya gelerek, 18. Yüzyılda yapılan ve Türk barok mimarisinin öncüleri olan Cihanoğlu Kulesi ve camisinde, rehberimiz Ergül Kocamaz tarafından bilgi verildi. Karacasu, Bozdoğan, Yenipazar’dan sonra, Koçarlı’da da yaygın hale gelmeye başlayan meşhur pidelerinden tattık. Koçarlı’nın ünlü tahin helvalarından alarak, Kuşadası’na geri döndük.”