Aydın’ın Germencik ilçesinin Dağyeni Mahallesi’nde maden için sondaj arama çalışması başlatıldı. Sondaj çalışmaları ise mahalle halkının tepkisine neden oldu. Dağyeni Mahallesi sakinleri, arazilerinin bulunduğu bölgede yapılan maden sondajlarına karşı yürüyüş gerçekleştirdi. Yürüyüşe CHP Aydın Milletvekili Süleyman Bülbül, Aydın Çevre ve Kültür Derneği (AYÇEP) Başkanı Mehmet Vergili ve üyeler ile doğaseverler katıldı.

“TOPRAKLARIMIZ MADEN ŞİRKETLERİNİN YAĞMASINA AÇILMAKTA”


Yürüyüşle ilgili açıklamalarda bulunan AYÇEP Başkanı Vergili, “2007 yılında çıkan Jeotermal ve Maden Yasası ile birlikte yapılan ek düzenlemeleri ile Aydın coğrafyasının güzelim alanları ve yaşam alanları parsel parsel satan zihniyet şimdi yeni alanlar yaratarak talanın devam edilmesini sağlamaktadır. Binlerce yıldan beri atalarımızdan bize miras bırakılan zeytin, incir gibi ürünlerimiz ve birinci sınıf tarım topraklarımız hızlı şekilde ya maden şirketlerine ya da jeotermal şirketlerinin yağmasına açılmakta ve tarım yapılamaz hale gelen ata topraklarını terk ederek şehirlerde kölelik/işsizlik sarmalına hapis edilmektedir. Madran Dağı’nın yağmasını tamamlayanlar şimdi de yeni yer arayışlarını sürdürmekte ve Kartal Dağı’nı yeni yağma alanı olarak hazırlamaktadır. MTA ekipleri Germencik ilçemizin Dağyeni köyünün yaylasında önceki günlerde köylülerden oluru olmadan maden sondajlarına başlamışlardır.” dedi.

“BU TOPRAKLARI HEBA ETMEYE HAKKINIZ VAR MI?”


Bu sondajların yeraltı sularını ve çevredeki tarımsal ürün yetiştiriciliğini etkileyecek nitelikler taşıdığını ifade eden Başkan Vergili, “Maden arama sondajının yapılan mevkii, yerleşim yerlerine ve mutlak tarım arazisi yapılan (zeytin ve incir tarlaları) arazilerin hemen yanı başındadır. Bunun yanı sıra yine sondaj yapılan mevki bu bölgede yer alan köylerin tek içme suyu kaynağının ortasında yer almaktadır. Nitekim bu içme suları geçmişte Efes Antik Kenti'ne kadar su sağlayan kaynaktır ve arkeolojik bir niteliği de bulunmaktadır. Hâl böyleyken buradan yetkilere soruyoruz. Dünyanın en kaliteli incirinin ve zeytinin hasadı yapılan bu coğrafyayı madencilik sondajlarıyla heba etmeye hakkınız var mıdır?”

“BU VEBALİ TAŞIYACAK MISINIZ?”


Başkan Vergili, sorularını şu şekilde sürdürdü: “Anadolu’da düşmana karşı direnmiş, tüm varlığıyla geçmişten kalan yadigârı korumaya çalışan bu toprağın insanına değer vermeksizin ata toprağını değersizleştirecek faaliyetlere izin vermeye hakkınız var mıdır? Bu bölgenin tek içme suyu kaynağını riskli bir faaliyetle kirletmeye hakkınız var mıdır? Ülkede günden güne gıda fiyatları artmaktadır. Bunun en temel sebebi gıda üretimin düşmesi ve üretim girdilerinin artmasıdır. Bu koşullara rağmen üretim yapmaya devam eden halkın elindeki en verimli tarım arazilerini heba edecek projeleri devreye sokmaya gerek var mıdır? O yetmezmiş gibi sağlıksız kurulan madenler bile denetlenmezken ve halk sağlığı korunmazken, yenilerinin açılması sağlımızı ve geleceğimizin nasıl teminat oluşturacaktır. Bu vebali taşıyacak mısınız?”

“DAĞIMIZDAN YAĞ, OVAMIZDAN BAL AKSIN, ZEHİR DEĞİL”


Vergili açıklamasını şu sözlerle tamamladı: “Biz Aydınlılar, Dağyeni köylüler, Germencikliler olarak burada yapılacak bir maden arama faaliyetini istemediğimizi tekrardan belirtiyoruz. Bu coğrafya bizim yaşamı idame ettirebileceğimiz tek yerdir. Bu yer dünyanın en kaliteli incirinin ve zeytinin hasadı yapılan, ülkemizin gözbebeği bir değeridir. Bu bölge, madencilik faaliyetlerine kurban edilemeyecek kadar değerlidir. Bu değerin yok edilmemesi için direneceğiz, geleceğimizi kirlettirmeyeceğiz. Kartal Dağı’ndan MTA elini çek, dağımızdan yağ, ovamızdan bal aksın, zehir değil.”