Ekosistemi Koruma ve Doğasevenler Derneği’nin (EKODOSD) gezi turlarında bu haftaki durağı Manisa oldu. Salihli ilçesinden doğa yolculuğuna başlayan doğaseverler, tarihi Sardes’in Akropolüne, dik bir yokuştan harika manzaralar eşliğinde yürüyerek çıktılar. Doğaseverler, akropolden olağanüstü güzellikteki doğal peyzajı, verimli Gediz Ovası’nı, karlı dağlarındaki yüksek yaylalarını, ormanlarını, köylerini ve Salihli’nin yükseklerden muhteşem görülen manzaralarını izledi. Yürüyüşün bitiminde doğaseverler tanrıça Artemis’e ithaf edilen dünyada bulunan en büyük tapınaklardan biri olarak kabul edilen Artemis Tapınağı’na geldi. Sardes’in geçmişinden günümüze kadar olan hikayeleri rehber Yeşim Cinbaş tarafından EKODOSD üyelerine anlatıldı.

TAPINAĞIN SÜTUNLARI AÇILMIŞ


Sardes gezisi izlenimlerini anlatan EKODOSD Derneği Başkanı Bahattin Sürücü, “10 yıl önce geldiğimizde tapınağın sütunları ve taşlarının hepsi kararmış haldeydi. Tapınağın sütunlarının ve taşlarının tamamen açıldığını gördük. Artemis Tapınağı’nın 1914 ile 2014 yılları arasında geçen bir asır boyunca bakteriler ve likenlerin etkisiyle simsiyah bir görüntüye bürünmüş. Geliştirilen bir teknik sayesinde ılımlı bir biosit kullanımıyla, mermerlere zarar verilmeden mikroorgonizmalar yok edilerek temizlenmiş. Antik dönemden günümüze kadar, olduğu gibi hiç restore edilmeden koruna gelen tapınağın iki adet görkemli sütununa hayran kaldık. İncil’de adı geçen yedi kiliseden biri olarak kabul edilen, Artemis Tapınağı’nın yanı başında bulunan moloz taştan ve tuğladan yapılan M. Kilisesi’ni inceledik. Tapınağın önünde bulunan vinç, 1911 yılında Sardes’e getirilerek 1914’e kadar Artemis Tapınağı’nın kazılarında mimari blokların kaldırılması ve taşınmasında kullanılmış” dedi.

İLK YAHUDİ TAPINAĞINI İNCELEDİK


Sürücü, “El ile çalıştırılan vinç küçük bir lokomotif tarafından çekilerek, tapınak alanı etrafında hareket ettirilmiş. Lidya Kralı Kroisos tarafından, dünyanın ilk saf altın ve gümüş sikke üretiminin gerçekleştiği Lidya altın arıtımevinde, o dönemdeki işleyişi ve uygulamaları yerinde dinledik. Tanrıça Kibele’ye adaklar için kurulan sunağı inceledik.
İlk Yahudi tapınaklarından biri olan ve dünyanın üçüncü havrası olarak bilinen Sardes Sinagog’unu inceledik. Burada dış mekandaki mozaiklerin cam kaplamayla korunduğunu, ancak iç mekandaki mozaiklerin ise korunmasız olduğu ve gelen ziyaretçiler tarafından üzerinde rahatlıkla gezildiğini gördük. Sardes’in en görkemli yapılarından biri olan Gimnasyum kompleksini ve hamamını ziyaret ettik. Sardes’ten sonra yolumuz üzerinde bulunan Nazarköy’ü gezerek, Kuşadası’na geri döndük” diyerek doğa gezilerinin devam edeceğini söyledi.