Atatürkçü Düşünce Derneği Nazilli Şube Yönetim Kurulu Üyesi Hatice Bozkır öncülüğünde bir araya gelen ADD üyeleri, Atatürk'ün Türk kadınına seçme ve seçilme hakkını verişinin 87. yıl dönümü kutlamaları kapsamında Atatürk Anıtına çelenk sundu. 'Kadınlarını geri bırakan toplum geride kalmaya mahkumdur' sloganıyla Atatürkçü Düşünce Derneği tarafından düzenlenen etkinlikte ADD’li kadınlar tarafından çelenk sunumunun ardından saygı duruşuna bulunuldu ve İstiklal Marşı okundu. ADD Yönetim Kurulu Üyesi Hatice Bozkır öncülüğünde düzenlenen etkinliğe İYİ Parti Nazilli Belediye Meclis Üyeleri Mehmet Bingül ve Gönül Öztürk, İYİ Parti Yönetim Kurulu Üyeleri Gonca Yelkovan ve Yılmaz Vıcır, CHP Nazilli önceki dönem ilçe başkanı Serkan Sevim ve önceki dönem yöneticileri ile ADD üyeleri katıldı.

“AVRUPA’DAN 20 YIL ÖNCE KABUL EDİLDİ”


Kadınlara seçme ve seçilme hakkının verilişinin 87. yılını kutladıklarını ifade eden ADD Nazilli Şubesi Kadın Kolları Başkanı Aytül Büyükçoban; " Türkiye'mizde, kadınlara seçme ve seçilme hakkı pek çok Avrupa ülkesinden önce tanınmış olup; ülkemizde 3 Nisan 1930 tarihinde belediyelerde, 26 Ekim 1933'te köy ihtiyar heyeti ve muhtarlık seçimlerinde, nihayetinde 5 Aralık 1934'te ise Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde kadına seçme ve seçilme hakkı tanınmıştır” dedi. Birleşmiş Milletler'in 20 yıl sonra bu hakkı kabul ettiğini hatırlatan Büyükçoban, şunları kaydetti: "Mustafa Kemal Atatürk, 1925'te Kastamonu'da yaptığı konuşmasında şöyle der; "Toplumu kalkındırmak istiyorsak, izlememiz gereken daha emin ve daha etkili bir yol vardır. O da Türk kadınını çalışmalarımıza ortak etmek, hayatımızı onlarla birlikte yürütmek, kadının bilimsel, toplumsal ve ekonomik hayatta erkeğin ortağı, arkadaşı, yardımcısı ve koruyucu yapma yoludur." Bu konuşma ile kadın-erkek eşitliği ilkesini açıkça ortaya koyan Atatürk, Birleşmiş Milletler'in 20 yıl sonra kabul ettiği Evrensel İnsan Hakları Bildirgesi'nin 1. ve 2. maddesi ile yayımladığı ilkeleri, çok daha önce dile getirmişti. Cumhuriyetimizin ilk yıllarından aldığımız bu feyiz ile kadının siyasal yaşama aktif katılımını sağlamak adına öncelikle kadın-erkek eşitliği temel ilkesinin, yani toplumsal cinsiyet eşitliğinin okul öncesi eğitimden başlayarak çocuklarımızın eğitim ve öğretim hayatında, akabinde toplumun tümünde, kurum ve kuruluşlarında fiili olarak hayata geçirilerek sağlanması ülkemizin ilerlemesi açısından zorunludur."

“YÜZDE 50 TEMSİL HAKKI GETİRİLMELİ”


Kadınların nüfusun yarısı olduğunu ve nüfusun yarısını oluşturan kadınların ülkenin karar alma mekanizmasında ve mecliste eşit sayıda yer alması gerektiğini vurgulayan Aytül Büyükçoban; "Tüm siyasi partilere sesleniyoruz; 5 Aralık 1934 yılında Mustafa Kemal Atatürk'ün yaktığı bu meşaleyi bir adım öne götürmek ve ilerletmek adına; Türkiye'nin onayladığı Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Kaldırılması Sözleşmesi (CEDAW) 4. maddesinde yer alan taahhüdün yerine getirilmesini, "Eşit temsil için özel önlem alınmasını" Anayasa'da, siyasi partiler ve seçim yasalarında, parti tüzüklerinde, seçilme hakkımızı geçirmek üzere yüzde 50 kadın temsil hakkı getiren değişikliğin gecikmeksizin yapılmasını bekliyoruz" ifadelerini kullandı.