Nazilli İmam Hatipliler Derneğinin düzenlediği turnuvaya katılan Alpler, geleneksel Türk savaş oyunlarından okçuluk alanında da maharetlerini oraya koydu. Okçuluk turnuvasında öğrencileri ile yer alan Türk savaş sanatı Bagatur Dünya Federasyonu Başkanı Kağan Hüseyin Yabir, turnuva ve genel olarak çalışmaları hakkında bilgiler verdi.

‘BAGATUR BİR TOPLUMSAL SORUMLULUK PROJESİDİR’

Dünya üzerinde 28 ülkede Türk savaş sanatı olan Bagatur’un bünyesinde olan Turon, amarok, aba güreşi, kuşak güreşi, geleneksel okçuluk ve kılıç sanatlarının öğretildiğini söyleyen Yabir, “Tüm dünyaya kadim savaş sanatlarımız aracılığı ile kültürümüzü, tarihimizi, değerlerimizi, inanç ve disiplinlerimizi, ülkemizi tanıtma gayreti içindeyiz. Bagatur uluslararası bir kimlik kazanmış Türk patentli bir savaş sanatıdır. Federasyonumuzda savaş sanatları, savunma sanatları, okçuluk, kılıç ve sopa kullanma branşlarında uygulamalı eğitimler vermekteyiz. Bunun yanı sıra çocuklarımıza bu fiziksel disiplinler ışığında kendine, ülkesine, ailesine, topluma yararlı birey olmalarında ciddi rol oynayacak kültürel eğitimler vermekteyiz. Popüler kültür tarafından esir alınan gençlerimizi kültürümüz ışığında eğitiyoruz. Bir diğer anlamda Bagatur bir toplumsal sorumluluk projesidir. Bugün burada düzenlenen etkinlikte savaş oyunlarımız içinde yer alan okçuluk turnuvası yapılmaktadır. Emeği geçen herkese teşekkür ederim” dedi.

‘OKÇULUK SANATI BİRÇOK ZAFERDE KİLİT ROL OYNAMIŞTIR’

Geleneksel okçuluk sanatının savaş oyunlarının bir parçası olduğunu ve Türk mücadele sanatı Bagatur eğitiminin vazgeçilmez bir unsurunun da ok kullanma sanatı olduğunun altını çizen Yabir, “Bagatur Alpleri dövüşme, güreşme, ok atma ve kılıç kullanma konusunda mahir olmak zorundadır. En önemlisi bunları at üstünde de uygulayabilir oluşlarıdır. Türklerde okçuluğun ve özelikle atlı okçuluğun önemi tarih öncesi zamanlara kadar uzanır. Yaklaşık M.Ö. 5 binden itibaren Altay ve Tanrı dağları ve çevresinde ortaya çıkan, daha sonra iç Asya ya tamamen egemen olan (Atlı bozkır kültüründe) atlara ve okçuluğa büyük önem verilmektedir. Tarihteki Türk atlı okçuları, dört nala giderken eyer üstünde dönüp arkaya ok atarak hedefe tam isabet ettirme ustalıklarıyla tanınmıştır. Uluslararası literatürde part atışı olarak isimlendirilen at üzerinde geriye doğru yapılan ok atışının en başarılı ve ünlü uygulayıcıları Türkler olmuştur. Türk kahramanı bahadırları Tarkanların tolgalarına şahin tüyü takma hakkı yalnızca part atışını başarılı bir şekilde uygulayabilenlere verilirdi. Vur-kaç, sahte geri çekilme ve düşmanın etrafını sarma gibi taktikler Türk atlı okçularının kullandığı ve birçok zaferde kilit rol oynayan taktiklerdir. Türk destanlarından Oğuz Kağan Destanı’nda ok ve yay, sembolik anlamlarla yer almaktadır. Türk kültürünün geçmişinde okçuluk geniş bir bahadırlarca uygulanmış ve büyük öneme sahip olmuştur. Orta Asya’da geçim kaynağı ve askeri tatbikat niteliği olan sürek avları, Türk atlı okçuluğunun gelişmesini sağlamıştır. Türkler bu yeteneklerini diğer savaş sanatları stilleri gibi orta Asya’dan Anadolu’ya gelirken de taşımışlardır. Savaşçılık, avcılık sporculuk gibi alanların dışında sosyal alanda da okçuluk önem teşkil etmiştir. Türklerin ok atımıyla gerçekleştirdikleri uzaklık rekorları uzun yıllar boyu kırılamamıştır” diye konuştu.