Aydın’da faaliyetlerini sürdüren Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği üyeleri, geleneksel gezilerine yeniden başladı. Pandemi nedeniyle bir süre gezilerine ara veren Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği üyeleri, ilk gezisini Antalya’nın Kaş ilçesine gerçekleştirdi. Doğa ve kültür temalı etkinlikte Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği üyeleri, eğlenceli bir vakit geçirdi.

APOLLON VE ARTEMİS TAPINAKLARINI GEZDİLER


Gezi hakkında bilgiler veren Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği Başkanı Bahattin Sürücü, “Pandemi dönemi süresince yapamadığımız geleneksel gezimizi bu yıl Kaş’a yaparak, doğa ve kültür temalı bir etkinlik gerçekleştirdik. Geze geze gittiğimiz Kaş rotasının ilk durağı, yatçıların cenneti Göcek oldu. Göcek içinde hem gezdik hem de incelemelerde bulunduk. Yeşillikler içindeki Göcek kıyılarında özellikle hem peyzaj açısından güzel duran hem de sıcak yaz günlerinde koyu gölge yapan Ficus ağaçlarının bir kenti nasıl güzelleştirdiğini gördük. Profesyonel turist rehberi Yeşim Cinbaş’ın rehberliğinde yapılan kültürel alan ziyaretlerimizdeki ilk durağımız Unesco Kültürel Miras Listesi’ne alınan Letoon oldu. Antik Çağda Likya’nın dini merkez konumunda olan Letoon’da bulunan Leto, Apollon ve Artemis tapınaklarını gezerek bilgi aldık.” dedi.

SU ALTI DALIŞLARI YAPTILAR


İkinci duraklarının Patara olduğunu kaydeden Sürücü, “Patara, bir Likya kenti olan, kıyı kumullarında deniz kaplumbağalarının yuva yaptığı, kumulların içinden kum zambaklarının çıktığı olağanüstü güzellikteki bir ören yeri. Konaklama yerimiz için Akdeniz’in en güzel kentlerinden biri olan Kaş’a geldik. Eylül ayının sonu olmasına rağmen, hareketli günlerinden bir şey kaybetmeyen Kaş’ta, gece gastronomi gündüz denizel faaliyetlerin yoğun olduğunu gördük. İkinci gün Üçağız köyünden bindiğimiz tekneyle, tüm Kekova bölgesini gezdik. Masmavi ve tertemiz denizin keyfini çıkardık. Kaleköy (Simena)’e çıkarak, Kekova Körfezi’nin muhteşem manzarasını izledik. Dönüş yolumuzdaki ilk rotamız turkuaz rengi, dalgaların çıkardığı sesler ve sualtındaki geniş görüş alanı olan dünyaca ünlü Kaputaş plajı oldu. Denizin içinde bir tek çöp dahi bulunmaması, buraya ziyaret eden misafirlerin ne kadar bilinçli ve çevreye duyarlı olduklarını gösteriyor. Su altında yaptığımız dalışta, döküntü kayaların içinde süzülen onlarca Aslan balığını ve Kızıldeniz’den gelen birçok türü görme şansımız oldu.” diye konuştu.

“KADIN AZMAK’I İNCELEDİK”


Saklıkent Milli Parkı’nda, Saklıkent kanyonu olarak da bilinen ve berrak suların aktığı doğa harikasını gezdiklerini ifade eden Sürücü, “Son durağımız Gökova’nın doğu ucunda yer alan ve dünya güzeli evleriyle meşhur Akyaka oldu. Denizin üstü rengarenk kitesurf yapanlarla dolu Akyaka’da, bölgeyi cennete çeviren Kadın Azmak’ı inceledik. Uzun bir dönem bölgede önemli çalışmalar yapan geçirdiği bir rahatsızlık sonucu yaşamını kaybeden, Alman asıllı Türk vatandaşlığına geçen Heike Thol Schmitz’in (Bahar Suseven) eşi Thomas Schmitz’i, mütevazi yaşam koşullarında sürdürdüğü azmak kıyısında doğanın içindeki eski bir Nail Çakırhan evinde ziyaret ettik. Eski günlerini ve günümüzdeki değişen ve gelişen olayları, çalışmaları ve gelecekte bölgeyi nelerin beklediğini 30 yıldır burada yaşayan bir doğa tutkunundan dinledik. Akyaka’yı gezerek daha sonra Kuşadası’na geri döndük. Geziye katılan tüm arkadaşlara ve gezinin düzenlenmesinde emek veren herkese teşekkür ediyorum.” şeklinde konuştu.