Konuyla ilgili yazılı açıklamada bulunan Didim Derneği Yönetim Kurulu, Hisar Mahallesi’nde 175 Ada, 14 Parsel üzerinde yapılması planlanan jeotermal kaynak kullanarak seracılık faaliyeti projesine yönelik Aydın Valiliği tarafından “ÇED gerekli değildir kararı” bilirkişi incelemesi sonrasında yapılan itirazın haklı olduğunu açıkladı.

TEKNİK İNCELEME


Konuyla ilgili olarak yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi; “Didim Derneği olarak sağlıklı yarınlara, yaşam alanlarımıza sahip çıktığımız ölçüde kavuşacağımız inancını taşıyoruz. Bu inançla ve Anayasamızın verdiği yetki ile, onay makamı kim olursa olsun Didim kentimizin geleceğini ilgilendiren her türden yatırım projesini titizlikle inceliyoruz. Anlaşılamaz olanları, anlaşılabilir olması adına bilim insanları incelesin diye yargı yoluna başvuruyoruz. Kentimizin Hisar Mahallesi’nde 175 Ada, 14 Parsel üzerinde yapılması planlanan Jeotermal Kaynak Kullanarak Seracılık Faaliyeti Projesi de bu kapsamda değerlendirilen bir proje olmuştur. Bilindiği üzere LDA Enerji Sanayi ve Tic. A.Ş. tarafından yapılması planlanan Jeotermal Kaynak Kullanarak Seracılık Faaliyeti Projesi ile ilgili olarak Aydın Valiliği tarafından “ÇED Gerekli Değildir Kararı” alınmıştır. Derneğimiz söz konuşu projenin Didim içme suyu kaynaklarına yakın olması nedeniyle
olası bir halk ve çevre sağlığı tehdidine karşı “ÇED Gerekli Değildir” kararını teknik incelemeye almıştır. Görülmüştür ki; jeotermal akışkanların yüzey üstü su kaynaklarının doğaya zarar vermeden nasıl yok edileceğine dair bir bilgi verilmediği; bu akışkanların kontrolsüz boşaltılması durumunda, yüzey ve yeraltı suları ile tarım toprağı niteliğindeki yer üstü doğal kaynaklar kirleneceği; kirlenme ile bölgede bulunan kentimizin en önemli içme suyu kaynaklarının sağlıklı yapısının bozulacağı dolayısıyla hem doğa hem de halk sağlığı önemli tehlike ile karşı karşıya kalacaktır. Didim içme suyu kaynaklarının kirletilmesi kabul edilmez. Su demek, Hayat Demektir. Bu sebeple Aydın Valiliği tarafından verilen “ÇED gerekli değildir” kararının öncelikle yürütmesinin durdurulması, yargılama sonunda iptali istemli davamızı açtık.”

“TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ”


Açıklamanın devamında şunlar kaydedildi: “Dava halen Aydın 2. İdare Mahkemesi’nde devam etmektedir. Geçtiğimiz günlerde 7 farklı bilim dalında görevlendirilen bilirkişiler arazide incelemelerde bulunmuş; hazırlanan rapor mahkemeye sunulmuştur. Bilirkişiler yapılan inceleme sonrasında; “Proje Tanıtım Dosya (PTD) raporunda jeolojik ve hidrojeolojik açıdan önemli eksiklikler belirlendiği; PTD raporunda önemli konulara değinilmediği; makine mühendisliği disiplini açısından yeterli ve doyurucu teknik bilgilerin tanıtım dosyasında yer almadığı; reenjeksiyon konusunda yeterince teknik bilgi olmadığı; kuyulara ve akışkanlara ait bilgilerin hatalı, eksik ve çelişkiler içerdiği; bu nedenlerle yapılacak uygulamanın hidrojeolojik açıdan risk oluşturma potansiyeli içerdiği; bu riskin havza sularını ve topraklarını tehdit edebileceği; toprağa ve sulama sularına bulaşma durumunda geri dönülemez zararlara neden olabileceği; değerlendirildiğinden Aydın Valiliği tarafından verilen “Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir” kararının tarımsal üretim açısından; Jeoloji Mühendisliği ve Jeofizik Mühendisliği açısından; uygun olmadığı belirtilmiştir. Bilirkişi heyetinin raporda yaptığı tespitler, Derneğimizin Didim’de yürüttüğü çevre ve yaşam mücadelesi açısından son derece umut vericidir. Verilen mücadele, ortaya koyduğu tespitlerde ne kadar haklı olduğu görülmüştür. Kentimiz Didim doğal, tarihi ve kültürel değerleri ile güzel. Uygulanmak istenen her bir projenin, bu çok kıymetli fauna, flora, hidroloji ve iklim verilerine zarar vermemesini önemsiyoruz. Bu sebeple başta yaşadığımız kent Didim olmak üzere, yaşamın lehine olan her bir konunun yanında olduğumuzun altını bir kez daha çizmek isteriz. Bununla birlikte kamusal alanlarımızı korumaya ve savunmaya devam edeceğimizi, ilgili dava sürecin de takipçisi olacağımızı kamuoyuna saygıyla bildiririz.”