Şirket, 2004'te Orman Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü ile yapılan çalışma sonrası sahanın madencilik faaliyetinin tamamlandığı 2 bin 295 dekarlık bölümüne zeytin, incir ve bademin de aralarında bulunduğu 80 bin ağaç dikti.Zaman içinde zeytinden istediği ölçüde verim alan firma, 2007'de zeytinyağı fabrikası kurdu. Sahadaki ağaçlardan toplanan zeytinler bu fabrikada işlenerek elde edilen yağ, Japonya, ABD, Kanada, Almanya, Fransa ve Norveç'e satılmaya başlandı.

ÜRETİMİN YÜZDE 75 İHRAÇ EDİLİYOR


Holdingin Üst Yöneticisi Sadun Oğan, bölgede 1910 yılından beri kömür üretimi yapıldığını söyledi. Maden sahasında faaliyet tamamen sona erdiğinde buranın tümünü tarım alanı olarak kullanmak için proje yürüteceklerini belirten Oğan, şöyle konuştu:"Sahada 895 dekarlık alana zeytin ağaçları diktik. 400 ton zeytin topluyoruz. Bundan da 80 ton zeytinyağı elde ediyoruz. Bunun yüzde 75'ini ihraç ediyoruz. Yılda 500 bin doların üzerinde ihracat gelirimiz var. Önümüzdeki günlerde bunu daha da artırıp yıllık 400 tonluk bir satışı hedefliyoruz. Kömür üretimi tamamen bittiğinde 800 dekarlık alan daha kazandırılacak ancak hangi ağaçların dikileceğini henüz kararlaştırmadık."

'AMACIMIZ TABİATI DÜZELTMEK'


Zeytinde verimin devamlılığı için çalıştıklarını dile getiren Oğan, "Zeytin, var yılı yok yılı olan bir bitki. Biz bunu minimize etmek için suluyoruz. Damlama sulama sistemi ve özel gübreleme tekniği uyguluyoruz. Verimi ve ürünü her yıl vermesini sağlamaya çalışıyoruz. Topraklarımız burada biraz verimli değil. Bu yaştaki ağaçların veriminden daha düşük bir verim alıyoruz ama buradaki ana amacımız verimi en yüksekte almaktan ziyade tabiatı düzeltmek olduğu için o verim kaybını göz ardı edebiliyoruz. Burada bir denge söz konusu. Hem doğal zenginliklerimiz var hem de yer altı zenginliklerimiz var. Bu ikisini dengeli biçimde yürütmeyi biz kanıtladık." dedi.
Kömür üretiminin tabiatta bazı değişikliklere neden olduğuna dikkat çeken Oğan, şunları kaydetti:"Bunların düzeltilmesi gerekiyor. Atmosferde oksijen, hidrojen, kükürt, karbon ve azot elementleri var. Bir karbon döngüsü söz konusu. Kömürün de yüzde 42'si karbon. Bitkilerin de yüzde 52'si karbon. Bitkiler karbondioksiti alıp bunu oksijene çevirip tekrar atmosfere veriyorlar. Karbonun diğer kısmını da bünyelerinde muhafaza ediyorlar yani karbon salınımını azaltıyorlar. Bizim projemiz bunun üzerine kurulu. Çıkardığımız kömürün yakılmasıyla doğaya verilen karbonun hiç olmazsa bir kısmının diktiğimiz ağaçlar vasıtasıyla absorbe edilmesini amaçlıyoruz."