Görsel sanatlar öğretmeni Begüm Tosun Akın, yılladır kurduğu hayalini Aydın’da gerçeğe dönüştürdü. Efeler ilçesinde yaşayan Akın, görme engelli vatandaşlara yönelik seramik, heykel ve resim sanatı üzerine proje hazırladı. Aydın Büyükşehir Belediyesi, Altı Nokta Körler Derneği Aydın Şubesi ve Serüven Bilim ve Sanat Merkezi işbirliğinde öğretmen Akın, projesini hayata geçirdi. Proje çerçevesinde Akın, görme engelli vatandaşlara seramik, heykel ve resim sanatı dersi vermeye başladı. Akın’ın öncülüğünde görme engelli vatandaşlar, birbirinden farklı eserler yaptı. Görme engelli vatandaşlara yaşam sevinci olan Akın, hem projesini hayata geçirmenin hem de görme engelli vatandaşları sanatla buluşturmanın mutluluğunu yaşadı. Görme engelli vatandaşların adeta gören gözü olan Akın, hayatını, kariyerini ve hedeflerini gazetemizin muhabiri Mehmet Kavas’a anlattı.

SİZİ YAKINDAN TANIYALIM?

Ben, Begüm Tosun Akın. Aslen Kırklareliliyim. Eşim vesilesiyle Aydın'da bulunuyorum. Eskişehir Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesinde dört yıllık lisans eğitimimi tamamladım, Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü Cam Anasanat Dalında tezli yüksek lisans eğitimimi tamamlamaktayım. Aynı zamanda İstanbul Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi Çocuk Gelişimi bölümü üçüncü sınıf öğrencisiyim. 2017 yılında eşimle birlikte Aura Art Academy isimli kendi atölyemizi oluşturduk. Orada resim, cam, seramik, heykel, grafik, baskı, zeka oyunları eğitimleri veriyor, kendi kişisel çalışmalarımızı yürütüyoruz. Kültürel ve mimari projeler hazırlıyor, uyguluyoruz.

GÖRME ENGELLİ VATANDAŞLARA YÖNELİK PROJENİZİN ÇIKIŞ AŞAMASINI ANLATIR MISINIZ?

Güzel Sanatlar, sanat eğitimi alanında; ilkokul, ortaokul, lise ve güzel sanatlar fakültelerinde öğretmenlik yaptım. Bilim Sanat Merkezi üstün yetenekli ve üstün zekalı öğrencilerimle sanatsal çalışmalar gerçekleştirdik. Özel eğitim merkezi öğrencilerimle yine sanat alanında çalışarak, tecrübe edindim. Halk Eğitim Merkezi aracılığıyla ev hanımları, yetişkin arkadaşlarımızla çalışarak, sanatsal ürünler çıkarma fırsatım oldu. Özel eğitim merkezinde çalışırken, seramik çalışmalarının üzerine daha çok yoğunlaştık, hem ince kas motor hareketlerinin daha çok gelişimini sağladık hem de hayal güçlerinde canlandırdıkları şeyleri, teknik bilgi ile birleştirerek sanatsal ürünler ortaya çıkardık. Bu çalışmalar sırasında görme yetisini kaybetmiş arkadaşlarımız için sanat eğitiminin nasıl olabileceği düşüncesine kapıldım. Her şey burada başladı. Sürekli gözümde canlandırıyordum. Birkaç araştırmam oldu. Ressam Eşref Armağan'ın çalışmalarına ulaştım. Kendisi bir eğitim almadan harika eserler ortaya koyabilmişti. Bu durum beni daha da heyecanlandırdı. Teknik eğitim alanında böyle bir çalışma daha önce kimse tarafından yapılmamıştı. Bunun üzüntüsünü yaşadım. Bu kararımı daha da kesinleştirdi, bunu gerçekleştirmem gerekiyordu. O dönem yaşadığım şehirde, görme yetisini kaybetmiş arkadaşlarımızın bulunduğu bir dernek şubesi yoktu. Tanıdığım biri de yoktu. Çok hassas bir konu ve benim için çok anlamlı. Nasıl yaklaşmam gerektiğini öğrenmeye çalıştım. O dönem katılacak olduğum farklı bir şehirde gerçekleştirilecek olan, bir çalıştay vardı. Proje yöneticisine bu fikri önerdim. Fakat ne yazık ki gerçekleştiremedim. Sizinle aynı heyecanı duyan kişilerle bir ekip ruhunu paylaşabilirsiniz. Bu durum beni hayalimden vazgeçirmedi. Sadece bir süre ertelememe neden oldu. Eşim en büyük destekçim, birlikte uygun şartları oluşturmak için harekete geçtik fakat, aynı dönem sanat alanında yürüttüğümüz başka projelerimiz daha vardı. Uygulama aşamasında olduğumuz için önceliği onlara vermek zorunda kaldık. Onları gerçekleştirdik. İş gereği farklı şehirlerde kısa süreli bulunuyorduk. Projelerimizi gerçekleştirip, dönüyorduk. Oralarda uzun süre kalamadığımız için bu projeyi yine ertelememiz gerekti. Daha sonra eş durumundan Aydın'a yerleştik. Pandemi süreci süregelen bazı işlerimizi yavaşlatınca, bu projeye yoğunlaştım. Aydın Serüven Bilim ve Sanat Merkezi yeni açılan bir kurum. Orada aynı zamanda görsel sanatlar öğretmeniyim. Aynı heyecanı paylaştığım kurucu müdürümüze projemden bahsettim. Birlikte hemen gerçekleştirmek için harekete geçtik. Aydın Altınokta Körler Derneği başkanımız projeyi çok güzel karşıladı, hemen o hafta görme yetisini kaybetmiş arkadaşlarımızla tanıştık ve çalışmalara başladık. Çok doğru bir zamanda çok hızlı bir yol kat ettik. Pandemiden dolayı çok kalabalık bir grup ile çalışamazdık. Grubumuz altı kişiden oluşuyordu. Çalışmalarımıza başlamadan önce, onlara nasıl yaklaşmam gerektiğini öğrenmem gerekiyordu. Bana, 'Biz dokunursak bazı şeyler şekillenir' dediler. Seramik, heykel, resim, neredeyse sanatın her alanında kendileriyle çalışmak istiyordum. Proje Aydın'da gerçekleştiği ve sergiyle taçlandırmak istediğimiz için, Aydın yöresine özgü çalışmalar yapmak istedik. Bu durum aynı zamanda sergimizi gezecek görme yetisini kaybetmiş arkadaşlarımızın, dokunarak Aydın'ın tarihi yerlerinin maketlerini inceleyebilmesini sağlayacaktı. Hemen minyatür heykellerini yapmaya başladım. Seramik birkaç ürün ortaya koydum. Yapmış olduğum, seramikleri elleriyle incelediler. En ufacık bir detayı bile fark edebiliyorlardı. Daha sonra kil ile şekillendirmeye başladılar. Neredeyse birebir aynısını yapmışlardı. Çok şaşkındım. Çok duygulandım. O kadar anlamlıydı ki, dünyaları verseler bu kadar mutlu olmazdım. Benim için çok önemliydi. Onlar yaptıkça onlara yeni ürünler hazırlıyordum. Teknik anlamda birçok şey öğrenmişlerdi.

HAYAL GÜÇLERİNİ NASIL KEŞFETTİNİZ? ANLATIR MISINIZ?

Aklımda bir şey daha vardı. Hayal güçleri. Hayal gücü nasıldı, nasıl canlandırıyorlardı. İmgesel ürünler yapmalarını istedim. Önceden dokunarak hafızalarına kaydetmiş oldukları nesneleri, yapmaya başladılar. Bazı arkadaşlarımız hikayeleştirmeye başladı. O kadar muhteşem bir andı ki. Hemen resim eğitimine geçmek istedim. Eşref Armağın'ı araştırdığımda, resim çizerken kağıdın altına koyduğu bir altlık dikkatimi çekti. Özel bir malzemeden üretilmişti. Eşimle bu altlığın araştırmasına girdik. Birkaç şey denedik. Sonunda eşim çok benzer bir altlık elde etti. Ekip arkadaşlarımızla paylaştık. İşe yarıyordu. Çok heyecanlıydım. Yaptığımız bu altlık sayesinde, kalemle çizdiğimiz, her şey kağıtta bir iz bırakıyordu. Arkadaşlarımız da bu izi parmaklarıyla takip ederek, çizimlerini tamamlıyorlardı. Önceden seramik ya da resim eğitimi almadıkları için, teknik eğitimde gelişmemiz gerekiyordu. Resimde karşıdan baktığımızda nasıl gözükür, yukarıdan veya profilden baktığımızda nasıl gözükür, bunları hem çizerek hem nesnelerle dokunarak aktarmaya çalıştım. Çok, çok anlamlı bir andı. Birlikte perspektif, oran-orantı çalışıyor ve başarıyorduk. Çok mutluydum. O kadar yetenekliler ki, iyi ki yollarımız kesişmiş, iyi ki birlikte çalışmışız. Kursumuz bitmiş olabilir ama dostluğumuz baki, sergilerimiz devam edecek, kültür festivallerinde, çalıştaylarda yan yana olacağız. Biz aile gibiyiz, birlikte Türkiye'de, Aydın'da bir ilki gerçekleştirdik. Emeği geçen herkese çok teşekkür ederim.

KURSTA ENGELLİ ARKADAŞLARIMIZLA HANGİ ÇALIŞMALARI GERÇEKLEŞTİRDİNİZ

Seramik, heykel ve resim çalışmaları yaptık. Seramik ürünler ilk etapta Aydın yöresine ait çalışmalarla şekillendi. O çalışmaları bitirince imgesel yani hayal gücünden birkaç çalışma yapıp, hikayeleştirdik. Daha sonra resim çalışmaya başladık. İmgesel, naturmort, iç mekan, dış mekan, perspektif, oran-orantı gibi teknik eğitim çalışmalarımız oldu. Kompozisyon oluşturduk. Sergideki her resimde bir kurgu var. Bazı arkadaşlarımız eserlerinde bizlere mesajlar vermekte.

ENGELLİ VATANDAŞLARLA BİR ARAYA GELMEK ONLARLA BİR ARADA OLMAK SİZE NASIL HİSSETTİRİYOR.

Çok mutlu, kendimi çok iyi hissediyorum. Birinin kalbine dokunmak gibi. Bu çok kıymetli, yüreğimde hissederek çalıştım hep, umarım ben de onların kalplerine dokunabilmişimdir. Bu bir tutku, sevgi meselesi aslında. Arkadaşlarım zaten çok yeteneklilerdi. Yapamayacakları şey yok, bu hepimiz için geçerli. Kendimizin farkında olmalıyız.

BUNDAN SONRAKİ YILLARDA HEDEFLERİNİZ NELERDİR?

Kendimi geliştirmeye devam edeceğim. Öğreneceğim çok şey var. Biz sanat aşığı insanlarız. İşimizi gerçekten çok severek yapıyoruz. Aura Art Academy isimli bir atölyemiz var. Orada yüzyüze ya da online sanat eğitimi veriyor, aynı zamanda kendi kişisel işlerimizi yapıyoruz. Heykeller yapıyor, projeler üretiyor, şartlar el verdiğince uygulamaya çalışıyoruz. Eşimle Aura Art Academy ve işbirliği yaptığımız bazı kurumlarla kültür festivalleri düzenliyoruz ve bunu herhangi bir para karşılığı almadan gönülden yapıyoruz, çünkü yeteneği olup da maddi durumu elverişli olmayan öğrencilerimiz var. Hiç tanımadığımız ama çok yetenekli kişiler var. Hedefimizde LÖSEV ile çalışmak da var. Görüşmelerimizi başlatmıştık, pandemi süreci, ekstra önlemler ertelememize sebep oldu. Tüm bu projelerimize yenilerini ekleyerek devam edeceğiz. Ayrıca bundan sonra yapacağımız her etkinlikte görme yetisini kaybetmiş arkadaşlarımızın da aramızda olmasını çok isteriz. Sanat herkesi birleştirir, bir bütün yapar. Sanatın iyileştirici bir gücü var. Bunu herkesin tatması için elimden geleni yapacağım. Elimizdeki mucizenin kıymetini bilmeliyiz.