Eğitim-Sen Didim Temsilcisi Belkıs Kahraman yaptığı yazılı açıklamada, koronavirüs sürecinde ülkemizdeki eğitim sorunları ile aşılama sürecine değindi. Kahraman, “Pandeminin ülkemizde de yayılmasının üzerinden geçen bir yılı aşkın süreye rağmen AKP ve MEB’in alınması gereken tedbirler konusunda eğitim emekçilerinin ve eğitim bileşenlerinin talep ve önerilerine kulaklarını tıkaması, 15 Şubat’ta köy okullarında, 2 Mart’ta diğer bütün bölgelerde başlayan yüz yüze eğitimin çok riskli bir sürece dönüşmesine yol açmıştır. Tüm eğitim bileşenleri kaygıyla okula giderken ve hemen her gün bir yerlerde bir okul kapatılırken; öğrencilerimize, öğretmenlerimize, hizmetli ve memurlarımıza pozitif ya da temaslı teşhisi konulurken; MEB her şeyin yolunda olduğu algısıyla, yüz yüze eğitime katılımın ne kadar yüksek olduğunu açıklamaktadır. Birçok il ve bölge kırmızıya dönerken hiç rahatsızlık duymadan yapılan bu açıklamalar Bakanlığın duyarlılıktan ne denli uzak olduğunu ortaya koymaktadır. Pandemi sürecinde eğitim politikalarını doğru yürütebilmek için demokratik mekanizmalar oluşturmak, sendikalarla, veli dernekleriyle, öğrencilerle iletişim halinde olmak ve yapılan önerileri ciddiyetle ele alarak planlamalara dâhil etmek olmazsa olmazdır. Ancak mevcut iktidarın otoriter ve anti-demokratik yaklaşımları sonucunda her karar tepeden alınmış ve ikide bir kararlar değiştirilerek, eğitim süreci içinden çıkılmaz bir hale sürüklenmiştir. Aşı ve diğer tüm tedbirler alınmadan yüz yüze eğitime başlanmamasına, tedbirler alındıkça hangi kademelerde başlanması gerektiğine, yazılı sınavların iptaline, sağlıklı ulaşımın sağlanmasına dair yapılan önerilerin hiçbiri iktidarın ve bakanlığın gündemine girmemiştir. Ortaya çıkan olumsuz tablonun sebebi bu otoriter ve tek merkezci yaklaşımdır.” ifadelerine yer verdi.

EĞİTİM ÇALIŞANLARI İÇİN AŞI TALEBİ


Kahraman, öğretmenlerin ve eğitim çalışanlarının aşılama çalışmalarına hemen dahil edilmesi gerekliliğine dikkat çekerek, şunları kaydetti: “Yüz yüze eğitimin nitelikli bir şekilde yürütülebilmesi için eğitim emekçileri, öğrenciler ve veliler açısından eğitim-öğretim ortamlarının sağlıklı ve güvenli olması gerekmektedir. Bu güven duygusu onların eğitim ortamlarındaki psikolojik ve duygusal yeterlilikleri için önemlidir. Salgının giderek yükseldiği koşullarda eğitim emekçilerinin desteklenmesi gerekirken, halen aşı planlamasında 2. aşamanın 7. sırasında gösterilmeleri ve bir türlü öne alınmamaları, hem eğitim emekçileri hem de tüm eğitim bileşenleri açısından çok ciddi riskler barındırmaktadır. Sendikamızın MEB’e yaptığı çağrılar, Sağlık Bakanlığı’na yaptığı başvurular olumlu sonuçlanmamıştır. MEB bu konuda harekete geçip Sağlık Bakanlığı ile ortak bir planlama yapıp kamuoyuna duyuracağına, kendisine başvuran eğitim emekçilerine “Sağlık Bakanlığı’na başvurun” demektedir. Sağlıklı ve güvenli bir ortamda öğrencilerin eğitim hakkını ve tüm eğitim emekçilerinin çalışma hakkını önemsemeyen bir Bakanlık ve iktidarla karşı karşıyayız. Öyleyse yeniden hatırlatalım; 15 Şubat’tan 4 Nisan’a kadar toplam pozitif ve temaslı öğretmen sayısı 2558, öğrenci sayısı 3379, hizmetli-memur personel sayısı ise 246’dır. 15 Şubat-10 Nisan arasında eğitim alanında hayatını kaybedenlerin sayısı 26’ya ulaşmıştır. Bu rakamlar buz dağının sadece görünen yüzüdür. Sendikamıza ulaşan sınırlı bilgilerle ortaya çıkan bu tablo bile tehlikenin boyutunun ne düzeye geldiğini gösterirken, elinde tüm veriler olan MEB ise ısrarla sayıları gizlemekte ve herhangi bir açıklama yapmamaktadır. Önü alınamaz bir şekilde vakalar ve hasta sayıları tüm Türkiye’de hızla yükselirken eğitim alanında hiçbir tedbir alınmaması, yüz yüze eğitimin sürdürülebilirliğini tehlikeye atmaktadır. Yapılan çağrılara rağmen başta aşı olmak üzere önlemler noktasında bir hazırlık gözükmemektedir. Eğitim-Sen olarak tüm eğitim emekçilerinin, öğrencilerimizin ve velilerimizin güven duygusu içinde yüz yüze eğitime devam edebilmeleri için aşı ve diğer tüm tedbirlerin bir an önce hayata geçirilmesi yönünde çalışmalarımızı arttırarak devam ettireceğimizin bilinmesini istiyoruz. Eğitim bileşenlerinin en temel hakkı olan sağlıklı ve güvenli bir eğitim ortamı için mücadele etmeye devam edeceğiz.”