Olay, geçtiğimiz Cumartesi günü Aydın'ın Efeler ilçesi Adnan Menderes Mahallesi'nde meydana geldi. Daha önce bir evlilik yapıp ayrılan bir kız çocuğu annesi 32 yaşındaki Necla Demirbaş, bir süre önce 26 yaşındaki Olgun Gül ile birlikte yaşamaya başladı. Necla Demirbaş ile birlikte yaşadığı Olgun Gül'ün arası açılınca Demirbaş, mahkemeye başvurup uzaklaştırma kararı aldırdı. 09 ADD 377 plakalı aracı ile daha önce birlikte yaşadığı Necla Demirbaş'ın evinin önünde gelen ve pusu kuran Olgun Gül, yanında getirdiği tabancayla genç kadına 4 el ateş etti.

KATİLDEN "KURTULUŞA ERECEĞİZ" NOTU

Daha sonra sokağa çıkan Olgun Gül arabasının yanına gelince aynı silahı bu defa başına dayayıp tetiğe bastı. Necla Demirbaş, hayatını kaybetti. Cihaza bağlı olarak yaşatılan Olgun Gül de olaydan 3 gün sonra yaşamını yitirdi. Gül'ün olaydan saatler önce sosyal medya hesabından, "Bu gece kurtuluşa ereceğiz inşallah. Sen bizleri affet. Hayırlı kandiller" yazması dikkat çekti.

SİLAHI TUTUKLUK YAPMIŞ

Kızı cinayete kurban giden Tahsin Demirbaş, canlı olarak şahit olduğu olayı anlatırken gözleri doldu. Kızını öldüren zanlının silahını kendisine doğrulttuğunu ancak silahın tutukluk yaptığını belirten Demirbaş, "Kızım devlet hastanesinde görevliydi. Onu arabayla eve getirdim. Evin önüne gelince arabayı park ettim. Yanımda oturuyordu. Torbaları vardı. Onları aldı arabadan indi. Evin apartmanın giriş kapısına doğru yürüdü. Ben de o arada arabadan indim arabanın kapısını kilitleyeyim diye uğraşıyordum. 2 el silah sesi duydum. Bu ses nereden geliyor acaba diye bir baktım ki benim kızın ensesini bastırmış, kafasına sürekli mermi sıkıyor. Ben oraya koşunca ateş etmeyi bıraktı. Kaçtı benden. Sonra tekrar geri gelip silahı bana doğrulttu. Silahı tutukluk yaptı. Aksi takdirde beni de öldürecekti. Sonra da kendi başına sıktı. Zaten o caninin 5 suçtan dosyası varmış, biz bunu sonradan öğrendik" dedi.

ŞİKAYETİ GERİ ALDIK

Kızının ölmeden şikayetini geri çektiğini belirten baba Demirbaş, şunları söyledi: "Sadece 18 gün aynı evde birlikte yaşadılar. Kızım bir arkadaşıyla telefonla konuştuğu için Olgun, kızımın boğazına sarılmış. Kızım ağlayarak bana telefon açtı. Kızımı almaya gittiğimde boğazının mosmor olduğunu gördüm. Kızımı alıp evimize getirdim. Kızım, kesin olarak bu birlikteliği bitireceğini söyledi. Olgun ise telefonla arayıp, 'Hata yaptım, beni affet' şeklinde kızıma yalvarıyordu. Kızıma barışma teklifini kabul etmediği için ölüm tehditleri içeren mesajlar atmaya başladı. Polise başvurup aile mahkemesinden uzaklaştırma kararı aldırdık. Araya yakınları girdi. Kızım da, 'Madem bir daha rahatsız etmeyeceğim diye söz verdi. Şikayeti geri alalım baba' dedi. Şikayeti geri aldık. 10 gün sonra da başımıza bu acı olay geldi."

TARİFSİZ ACI

Eşi, oğlundan sonra kızını da kara toprağa verdiğini dile getiren Demirbaş, "İlk eşim Necla Demirbaş, 35 yaşındayken lösemi hastalığından öldü. İlk eşimden olan oğlum İbrahim de 24 yıl önce motosiklet kazasında yaşamını yitirdi. İkinci evliliğimden olan kızıma ilk eşimin ismini verdim. Kızım da hayatının baharında kara toprağa girdi. O gün silah tutukluk yapmasa ben de hayatta olmayacaktım. Yaşadığıma sevinsen mi üzülsem mi bilemiyorum. Hayatta tüm sevdiklerim gözlerimin önünde öldü" diye konuştu.


"ANNE SENİ ÖLDÜRECEK"

Kızından geriye torununun hatıra kaldığını belirten anne Zehra Demirbaş, "Kızım, cani tarafından öldürüldü. Torunum da maalesef annesini o halde gördü. Torunumun da psikolojisi bozuldu. Annesini ölmeden önce işe giderken 'Anne dikkat et, seni öldürecek' diyerek uğurluyordu. Korktuğu başına geldi. Bu nasıl bir caniliktir? Kızımı öldürmek için bir hafta boyunca evimizin çatısında bizi gözetlemiş. Çatı kapı kilitli olmasa bu cinayeti belki de evimizin içerisinde, hepimizin gözü önünde işleyecekti" ifadelerini kullandı.