Üniversite eğitiminden sonra çocukluk hayali olan askerlik mesleğine 2004 yılında başlayan Ferhat Akgül, ilk görev yeri Bilecik'in ardından Mardin Jandarma Komando Taburu Komutanlığı'na atandı. 2007'de Nusaybin'in Bagok mevkiinde teröristlerle güvenlik güçleri arasında çıkan çatışmada Uzman Jandarma Çavuş Muzaffer Karaca şehit düşerken, Ferhat Akgül sol bacağından yaralandı. Tedavisi 3 ay süren ve sonrasında silah arkadaşlarının yanına dönen Akgül'ün bu olaydan 2 yıl sonra Nusaybin'de terör örgütü mensuplarının saklandığı hücre evlerine yönelik operasyonda açılan ateş sonucu vücuduna 20 saçma isabet etti. Diyarbakır Askeri Hastanesi'ndeki tedavisinin ardından taburcu edilen Akgül, yeniden tutkulu olduğu vazifesine geri döndü. Üç yıl sonra Bingöl Jandarma Komando Özel Hareket Tabur Komutanlığı'nda Tim komutanı olarak görevlendirilen Akgül, Orta Çanak mevkiinde bölücü terör örgütüyle girdiği çatışmada sağ göğsü ve sol omzundan yaralandı. Ölümün eşiğinden dönen ve tedavisi 2 yıl süren Akgül, tedavi sürecinde akciğerinin bir kısmını kaybetti, köprücük kemiğinin kırılması sonucu sol kolunda işlev kaybı oluştu.

ÖVÜNÇ MADALYASI VE GAZİ BERATI ALDI

Operasyonlarda 3 kez yaralanan Akgül, halen Aydın Jandarma Komutanlığında görev yapıyor. Vatan için gösterdiği fedakarlıklardan ötürü Akgül'e 5 yıl önce "Devlet Övünç Madalyası" ve "Gazi Beratı" verildi. Vatan sevgisinin yanı sıra eşi ve 2 çocuğunun kendisini hayata bağladığını dile getiren Akgül, doğuda devam eden terör operasyonlarında tekrar görev almayı hayal ediyor.

CİĞERİNİ FEDA ETTİ

Bingöl'deki çatışmada ağır yaralandığını ve ölümün kıyısından döndüğünü belirten Akgül, "Vurulduğumda ilk eşim ve kızım aklıma geldi. Onları bir daha göremeyeceğimi sandım. Beni helikopterle, yaralandığım sarp ve kayalık bölgeden aldılar. Gözlerimi açtığımda karşımda ilk ailemi gördüm. O kadar içten dua etmişim ki dualarım gerçek oldu. Köprücük kemiğimin kırılması nedeniyle sol kolumda işlev kaybı vardı. Fizik rehabilitasyon tedavisinin ardından kolumu şuan kullanabiliyorum. Hayalim mesleğime geri dönmekti. Çok şükür yeniden vatanıma hizmet ediyorum" dedi.

"ÜS BÖLGESİNDE NÖBET TUTMAYA HAZIRIM"

Doğu bölgesinde görev almayı çok istediğini dile getiren Akgül, şunları söyledi: "Üç kez yaralandım, vücudumda halen o anların izlerini taşıyorum. Ama hiçbir zaman yaşadıklarımdan pişman değilim. Ciğerimi değil canımı vatanım için feda edebilirim. Terörle mücadelede ihtiyaç doğsa, bana tekrar görev verseler koşa koşa doğuya giderim. Bu şanlı vazifede yer almak için üs bölgesinde nöbet tutarım. Biz Çanakkale, 15 Temmuz ve terörle mücadele ruhunu sözde değil, özde yaşayan insanlarız. Ölmek için değil, şehit olmak için göreve gideriz. Zaten gaziliğimi alarak Allah tarafından onurlandırıldım. İnşallah şehit de oluruz. O onuru da yaşamış oluruz."

ŞEHİT AİLELERİNİN ACILARINI ANLIYORUM

Akgül, şehit haberlerini izleyemediğini belirterek, "Şu anki görevim gereği şehit ailelerini ziyaret ediyorum. Onların gözlerinden ne çektiklerini anlayabiliyorum. Ben bire bir bunları yaşadım. Vatanımızı korumak için kanımı döktüm. Bu yüzden şehit ailelerinin ne acılar yaşadığını çok daha iyi biliyorum. Kahramanlarımız oldukça, bu ülkeye kimse gözünü dikemez" diye konuştu.

EŞİMLE GURUR DUYUYORUM

Gazi eşi olmaktan gurur duyduğunu ifade eden öğretmen Gülşah Akgül ise, "Eşim üç kez yaralanarak gazi oldu. Eşim tedavisi için çok çaba gösterdi ancak onun çabası sadece sağlığına kavuşmak için değil bir an önce görevinin başına dönmek içindi. Onun başarılarıyla gurur duyuyorum" şeklinde konuştu.