Türkiye tarihinde Günseli Başar ve Filiz Vural'dan sonra 1982 yılında Avrupa Güzeli unvanını alan üçüncü kişi olan şuan 61 yaşındaki Nazlı Deniz Kuruoğlu, güzellik tacı takmasının ardından reklam, sinema ve dizi sektöründen teklifler almasına rağmen mütevazi bir hayat sürmeyi tercih etti. İstanbul Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Klasik Bale Bölümü mezunu olan Kuruoğlu, menisküs ameliyatı olduktan sonra dans kariyerine son verene kadar Devlet Operası gibi önemli kurumlarda balerin olarak sanat icra etti. Mezun olduğu üniversitede hareket bilimleri konusunda öğretim üyesi olarak emekli olan Kuruoğlu, 21 yıl önce radikal bir karar alarak, Kuşadası'nın Caferli köyüne yerleşti. 100 yıllık bir kerpiç evi satın alıp çiftlik kuran Kuruoğlu, bir yandan toprakla uğraşırken diğer yandan sosyal sorumluluk projelerinde gönüllü olarak çalışıyor.

DOĞAYLA İÇ İÇE YAŞIYOR

Kendine bir cennet yaratmak için İstanbul'dan kaçtığını söyleyen Kuruoğlu, "1982 Türkiye güzelliğinin ardından ülkemi en iyi şekilde temsil ederek Avrupa Güzeli seçildim. O dönemde film, reklam ve dizi teklifleri geliyordu. Ama ben Avrupa güzelliğinin fırsatlarını hiç kullanmadım. Dansıma, sanatıma döndüm. Diğer yandan da toprağı işleyip ekip biçmeyi, küçük boyutlarda yaşamayı istiyordum. 1982 yılında annemle birlikte Avrupa güzellik yarışması esnasında izin alarak Güzelçamlı'daki dostlarımızı ziyarete gittik. Oradaki Milli Park’tan etkilendik. 35 yıl önce burasını ilk böyle tanıdım. 20 senedir Caferli'de doğayla iç içeyim. Çiftliğimde doğal ürünler yetiştiriyorum" diye konuştu.

YAŞADIĞI KÖYÜ KORUMAYA ALDI

Şirin köyün korunması için çaba gösterdiğini ifade eden Kuruoğlu, "2014'te Büyükşehir Yasası'nın ardından köyler mahalleye dönüştü. Köyde yüksek binalar inşa edilip tarım ve köyün doğallığı yok olmasın diye bir dernek kurdum. Derneğimiz aracılığıyla çeşitli etkinliklerle köyümüzü tanıtıp doğallığını ve mimarisini korumaya ve güzelleştirmeye çaba harcıyorum" dedi. Kuruoğlu, Caferli'de betonlaşmanın önüne geçilmesi için yaptığı başvuru üzerine geçtiğimiz Şubat ayında Kuşadası Belediye Meclisi'nde alınan kararla yapıların betonarme üzeri doğal taş kaplamalı ve kiremit çatılı olmasının kararlaştırıldığını söyledi.

KADINLARIN GÖNÜL ELÇİSİ

Köylü kadınların aile ekonomilerine katkı sağlaması için gönüllü çalıştığını belirten Kuruoğlu, "100 yıllık kerpiç bir evi alıp orayı butik otele dönüştürdüm. Burada bir fırınla ocak yaptırıp köylü kadınların yararına hizmete açtım. İki kadın işletme açıp aile ekonomilerine buradan katkı sağlıyor. Bunun yanında ortağı ve gönüllüsü olduğum Kadın Girişimi Üretim ve İşletme Kooperatifi (KUŞAKK) ile kadınların ürünlerini dijital ortamda pazarlıyoruz. Kadın toplum için çok önemli. Kadınların emeğinin değerlenmesi ve üreten kadının hakkını alması için çalışmaya devam edeceğim" ifadelerini kullandı.

KÖYE KÜTÜPHANE KAZANDIRDI

Caferli'de çocuklar için bir kıraathaneye kütüphane kazandıran Kuruoğlu, "Bir arkadaşım köyün tek kıraathanesinin işletmesini devraldı. Önceden bu yer sadece erkeklerin girebildiği bir yerdi. Daha sonra ortak kullanım alanına dönüştü. Mahallemizde kütüphane yoktu. Çocuklara kitap okuma alışkanlığı aşılamak için köy kahvehanesine kütüphane yaptık. Caferli Köyü'nün tek Kıraathanesi'ne Pazar günü 12.00-13.00 saatleri arasında çocuklarla birlikte onlara servis yapacak anneler giriyor. Bir hayırseverimizin hediye ettiği bilgisayar ile zaman geçirmelerini hedeflediğimiz çocukları özendirmek amacıyla süt ve kurabiye ikramı yapıyoruz. Çocuklar ve aileleri bu uygulamadan çok memnunlar" diye konuştu.