Aydın’ın Efeler ilçesinde görev yapan Çocuk ve Ergen Psikiyatri Uzmanı Dr. İsmail Yasir Kırtıl, çocuklarda görülen otizm spektrum bozukluğu ile ilgili açıklamalarda bulundu.
Otizm spektrum bozukluğunun erken çocukluk çağında ortaya çıktığını ifade eden Dr. Kırtıl, “Otizm spektrum bozukluğu, sosyal-iletişimsel alanda yetersizlik, sınırlı, tekrarlayıcı davranışlar ve ilgi alanları ile seyreden bir bozukluktur. Otizmli bireyler sosyal beceri, dil gelişimi ve davranış alanlarında birtakım sorunlar yaşayabilirler. Bu sorunlar genellikle diğer insanlarla iletişim kurmak, arkadaşlık etmek ve söylenenleri yapmakta güçlükler yaşamayı içerir. Üç yaş öncesi dönemde çocuğunuz akranlarından farklı olarak, henüz anlamlı tek kelime konuşmadıysa birileri kendisine konuşurken göz teması kurmuyorsa, adı söylendiğinde tutarlı bir tepki vermiyorsa, bay-bay yapmıyorsa ve el sallamıyorsa, bir şeyi başka birisine göstermek için işaret etmiyorsa, ‘al’-‘ver’ gibi basit komutları yerine getirmiyorsa, yanına gittiğinizde sizi karşılamıyorsa, oyun oynuyormuş gibi görünmüyorsa, sese ve ışığa bazen aşırı tepki veriyor ya da hiç tepki vermiyorsa mutlaka Çocuk ve Ergen Psikiyatri Uzmanı’na başvurmalısınız.” dedi.

“GELİŞİMİNİ TAKİP ETMEK ÖNEMLİ”


Yaşanan durumlardan şüphe eden ailelerin Çocuk ve Ergen Psikiyatri Uzmanı’na başvurması gerektiğini kaydeden Dr. Kırtıl, şöyle dedi: “Tanı süreci hekimin işi olup aile olarak hedefimiz çocuğum sosyal ve iletişim yönünden gelişimine destek olmak olacaktır. Bu süreçte hekiminizle beraber gelişimini takip etmek çok önemlidir. İletişim kurmayan çocuklarda işitme yönünden de hekim kontrolü önemlidir.”
Anne-baba olmanın zor bir görev olduğunu dile getiren Dr. Kırtıl, “Bununla birlikte özel gereksinimli bir çocuğun anne-babası olmak beraberinde başka zorlukları da getirmektedir. Bu zorluklarla baş ederken çaresizlik, kızgınlık, utanma, suçluluk duyma, hayal kırıklığı gibi duyguları yaşamak, çocuğunuzu olduğu gibi kabul etme sürecinde gayet normal olarak görülmektedir. Bu gerçeği kabul edip başarılı bir şekilde duruma uyum sağlamanız ve yaşamınızı bu gerçeğe göre yeniden şekillendirmeye çalışmanız kolay değildir ancak bu gerçeği kabullenmek ne kadar zor olursa olsun ailenin mutluluğu ve çocuğun gelişimi açısından oldukça önemlidir.” diye konuştu.

“ÇOCUĞUNUZU ASLA EVE KAPATMAYIN”


“Her şeyden önce çocuğunuzu olduğu gibi kabullenmek onun adına attığınız her adımda sizin en büyük yardımcınız olacaktır.” diyen Dr. Kırtıl, açıklamasını şu şekilde tamamladı: “Bu süreçte size akıl vermeye kalkan, sürekli sorular soran, acıyan, üzülen bir dizi akraba, komşu, sokaktaki herhangi birisi ile karşılaşma olasılığınız yüksektir. Bunlar çocuğunuzu kabul sürecinde sizi yıldırmamalıdır. Çocuğunuzu asla eve kapatmayın. Yaşamın her alanında bulunması sağlayın. Unutmayın ki çocuğunuz, toplum içinde nasıl davranacağını, sosyal ortamlarda, yaşamın içinde öğrenir. Fırsat bulduğunuz her durumda onunla dışarı çıkmaya çalışın. Birlikte parka gidin, misafirliğe giderken yanınızda götürün, otobüse binin, bir pastaneye, lokantaya gidip yemek yiyin, mümkün olduğunca yaşıtları ile bir araya getirin. Çocuğunuzun bakımı ve yetiştirilmesi sürecinde uzmanlardan destek almayı ihmal etmeyin. Özel gereksinimli bir çocuğa sahip olmak muhakkak ki hayatınızı zorlaştıracaktır ama sevgi ve sabırla yaklaşırsanız bu yükün altından yıpranmadan kalkabilirsiniz.”