Sanat Tarihçisi Güleser, “19’uncu yüzyılda Aydın vilayetinin genel emniyeti bozulmuştu. Bu düzensizliğin düzeltilmesi için dönemin önemli komutan ve devlet adamı olan Cengel Oğlu Tahir Paşa, Aydın eyaletine vali olarak atanır. Tahir Paşa geldiğinde bozulan düzeni yeniden sağlamak için yerli çeteler ile mücadele etmiştir. Bu çetelerin çoğunu yenmeyi başararak düzeni sağlamıştır. Birçok eşkıya reisi Tahir Paşa karşısında erimiştir. Tahir Paşa'nın sert mizacı ve sertliğine maruz kalmış eşkıyalardan Sinan oğlunun hikayesi hala dilden dile anlatılmaktadır.” dedi.
“TAHİR PAŞA, ENTARİYİ YAKTIRDI”
Tahir Paşa’nın sert mizaca sahip bir kişilik olduğunu ifade eden Güleser, “Halk da Tahir Paşa’dan korkardı. Tahir Paşa ise eşinden çekinmekteydi. Günün birinde paşanın eşi, bir terzinin eşinin giydiği entariyi çok beğenir. Elbise hakkında konuşan eşi, Tahir Paşa’ya, “Terzi karısının giydirdiğini bile giydiremiyorsun!” diye çıkışır. Karısının azarını işiten Tahir Paşa, terzinin bulunmasını ve huzuruna getirilmesini emreder. Terzi bulunarak Tahir Paşa’nın huzuruna getirilir. Tahir Paşa, ‘Senin karın Aydın’da israfa sebep olan işler yapıyormuş, süslü entari giyiyormuş. Bu ne cüret!” diyerek çıkışır. Ardından terzinin karısının giydiği süslü entariyi getirilmesini ister. Tahir Paşa, halkın gözü önünde entariyi yakar. Terzinin zindana atılmasını isteyen Tahir Paşa’nın kararından vazgeçirmek için halk araya girmiştir. Halk, terzinin affedilmesi için paşa ile konuşmuştur. Bir şartı olduğunu söyleyen Tahir Paşa, “Şu derenin üzerindeki köprüyü onarırsa terziyi öyle affederim”. demiş. Terzi, korkusundan dolayı paşanın bu şartı yapmak için harekete geçer ve Roma döneminden kalma ancak deve kervanlarının geçebildiği kesme taştan yapılmış tek gözlü köprüyü onarıp genişletmiştir.” diye konuştu.
“HALK KARANLIK KÖPRÜ DEDİ”
Güleser, köprünün hikayesini şu sözlerle tamamladı: “Terzi, paşanın sert mizacını bildiği için elinde neyi var neyi yoksa satıp köprüyü onarır. Daha sonra paşanın yine kendisine eziyet edeceğini düşünerek bir gece karanlıkta şehri terk eder. Terzinin bir gece karanlığında şehri terk etmesi, gayrimüslim mahallesinde çok büyük üzüntü ile karşılanır. Çünkü terzi gerçekten iyi bir esnaf ve sanatkardır. Zaten başına bu olayların gelmesinin tek sebebi de çok güzel elbise dikmesindendir. Halk, yaşananlar ve terzinin karanlık bir vakitte şehri terk etmesinden dolayı köprüye "Karanlık Köprü" ismini vermiştir. Halk kendi arasında konuşurken köprüye Karanlık Köprü derken, Tahir Paşa ve askerlerin yanında korkularından dolayı Tahir Paşa köprüsü demiştir.” Köprü 1960 yılında dönemin belediye başkanı İsmet Sezgin tarafından var olan tarihi köprünün üzerine bugün kullanılmakta olan betonarme köprüyü yaptırmıştır. Geçtiğimiz aylarda aşırı yağıştan dolayı yıkılan köprünün yanında bulunan istinat duvarı, Aydın Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılarak tamamlandı. Aydın Büyükşehir Belediye Başkanımız Özlem Çerçioğlu’na Aydın tarihi ve kültürüne sahip çıkmasından dolayı teşekkür ediyorum. Karanlık Köprü, Aydın’ın köklü tarihini yansıtmaya devam edecek.”
