Emlak fiyatları 2020’de neden arttı? Artış devam eder mi? 2018’den itibaren yavaşlama sürecine giren inşaat sektörü, Koronavirüs salgını ile birlikte tamamıyla çökmenin eşiğine gelirken hükümet tarafından alınan önlemlerle birlikte sürpriz bir şekilde 2020’nin kazananı olarak ön plana çıktı. Yasal değişiklikle ipotekli konut satışlarında gereken peşinat oranının düşürülmesi, piyasa oranlarının altındaki faiz seviyelerinden konut kredilerinin sağlanması yaz aylarına girilirken talep patlamasına neden oldu. Emlak fiyatları artan talebe paralel olarak hızlı bir şekilde yükselişe geçti. Yaz aylarında rekor konut satış adetleri yakalandıktan sonra sonbahar ile birlikte satışlar düşüş trendine girdi. Buna rağmen keskin bir düşüş yaşanmadı ve fiyatlar nispeten güçlü seyrini sürdürdü. Yılı rekor satış adedi ile kapatan konut piyasasında ev fiyatları da bu talep patlamasından etkilendi. Emlak fiyatları, salgından önce düşüş eğiliminde olan konut satışları nedeniyle zayıf seyretmekteydi. Aniden etkili olmaya başlayan salgınla birlikte konut satış adetleri son yedi yılın en düşük seviyelerini gördü. Hükümet tarafından salgının ekonomik etkileri ile mücadele kapsamında emlak sektörüne yönelik radikal önlemlerin alınması bu seyri tamamen tersine çevirdi. Öncelikle konut kredisi peşinat oranları yüzde 10’a düşürüldü. Bu sayede satılık konut değerinin yüzde 90’ına kadar kredi alınabilmesine imkân sağlandı. Hemen akabinde kamu bankaları öncülüğünde sağlanan kredi kampanyalarıyla konut kredisi faiz oranları piyasa koşullarının altındaki seviyelere düşürüldü. Bu süreçte faizler 0,64 gibi seviyelere indirilerek konut satışları güçlü şekilde desteklendi. 2020’de salgına rağmen 1 milyon 499 bin 316 adede ulaşan konut satış adedi ile rekor kırıldı. Talepteki patlama nedeniyle konut fiyatları beklentilerin üzerinde bir artış gösterdi. 2017 yılından beri enflasyonun gerisinde kalan konut fiyatları artış oranları, 2020’de salgına rağmen fiyatlarda yaşanan sert yükselişle birlikte reel olarak da yükseldi.

Ev fiyatlarındaki artış oranları TCMB tarafından açıklanan konut fiyat endeksine göre ev fiyatları 2020 yılında yüzde 30,3 oranında artış gösterdi. Üç büyük kentimizdeki rakamlara baktığımızda konut fiyatları, İstanbul’da yıllık yüzde 27,9, Ankara’da yüzde 30,2, İzmir’de yüzde 29,4 oranında artış sağladı. Son yıllarda konut fiyatlarındaki artış hızında hep İstanbul ve Ankara’nın önünde yer alan İzmir’de son yaşanan deprem nedeniyle fiyat artış hızının yavaşladığını görüyoruz. Konut fiyatları salgına rağmen 2017’den beri ilk defa reel olarak artış kaydetti. Aydın ev fiyatları artış oranında ilk sırada yer alan kentlerimizden biri oldu. 2020’de Aydın genelinde konut fiyatlarındaki artış yüzde 40,45 oranında gerçekleşti. Kuşadası, Didim gibi sahil bölgelerde bu oran daha yukarı seviyelere çıkarak yüzde 50’yi aşarken merkez Efeler ilçesinde bir önceki yıla göre konut fiyatlarındaki artış oranı yüzde 25,78 düzeyinde gerçekleşti. 2020 Şubat ayı itibarı ile Efeler ilçesinde 2+1 daireler için ortalama satış fiyatı 238.000 TL olurken Nazilli’de 2+1 daire ortalama satış fiyatı 225.000 TL seviyesinde gerçekleşti. Türkiye’nin en popüler tatil bölgelerinden biri olan Aydın’ın Kuşadası ilçesinde 2+1 dairelerin Şubat ayı ortalama satış fiyatı 490.000 TL şeklinde oluştu. Söke’de ise bu rakam 276.000 TL düzeyinde gerçekleşti. Türkiye’de 2018 yılından beri faaliyet gösteren emlak arama motoru Flatfy, kullanıcılarına geniş bir seçenek yelpazesi sunmasının yanında aylık olarak emlak sektöründeki fiyat ve trendlere ilişkin düzenli raporlar yayımlıyor.
Artış devam eder mi? Salgın nedeniyle alınan ekonomik tedbirler konut satışlarında kısa süreli bir doping etkisi yarattı. Ancak, zaten zayıf bir görünüme sahip ekonomide kontrolsüz kredi büyümesinin sonucu olarak TL hızla değer kaybetmeye başladı ve maliyetler tüm sektörlerde tırmanışa geçti. Hükümet tarafından teşvik edilen kredi çılgınlığı tehlikeli boyutlara ulaştıktan sonra enflasyonun kontrol edilemez bir noktaya gideceği anlaşılınca önce kredi muslukları kısıldı. Ardından gelen zayıf olarak nitelenebilecek faiz artışı etkisiz kalınca TL’deki değer kaybı korkutucu boyutlara ulaştı ve 2020 Kasım ayından itibaren ekonomi politikaları yüz seksen derece değişikliğe uğradı. Bu süreçte konut satışlarında azalan bir grafik olsa da piyasadaki hareketlilik devam etti ve fiyatlarda hissedilir bir gerileme yaşanmadı. Ancak, TCMB’nın faiz oranlarını yüzde 17’ye kadar yükseltmesi ile birlikte özellikle ipotekli satışlar dibe vurdu. TUİK’nun açıkladığı Ocak ayı konut satış istatistiklerine göre satış adetlerinde ciddi bir düşüş söz konusu. Konut satışları bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 37,9 oranında azalarak 70 bin 587 adede geriledi. Bu rakam bir önceki ay olan Aralık ayına göre ise yüzde 33,4’lük bir azalışa işaret ediyor. Konut piyasası açısından bu son sekiz yılın en kötü Ocak ayı satış rakamı oldu. Değişen ekonomi politikaları ile birlikte faizlerin de yükselmesiyle ipotekli satışların payı, toplam satışlar içerisinde yüzde 13,8’e kadar geriledi. 2021’de sektörün kendi dinamikleri ile geçen yılın rakamlarına ulaşması zor görünüyor. Hükümet tarafından sektöre yönelik geçen senekine benzer önlemler alınması sıkı para politikası söylemi ile bağdaşmayacağından bu yönde beklentiler oldukça zayıf. Konut piyasasının yeniden bir yavaşlama dönemine gireceği öngörülüyor. Mevcut koşullarda inşaat firmaları, daha yüksek maliyetlerle yatırım planları yapmak durumunda kalırken hane halkı gelirlerindeki düşüş nedeniyle de daralan bir alıcı kitlesine hitap etmek zorunda. Diğer taraftan aşılama çalışmaları hız kazanır ve normale dönüş olasılığı baş gösterirse ekonomik faaliyetlerde hızlı bir toparlanma sürecine girilmesi inşaat sektörünü de olumlu yönde etkileyecektir. Hükümetin uyguladığı yarı sıkı para politikası sonuç verir ve faiz indirimleri gündeme gelirse yılın ikinci yarısından itibaren konut piyasası tekrar bir yükseliş trendi yakalayabilir. Böyle bir durumda değişen ihtiyaçlara cevap verebilecek yeni yatırımlar ardı ardına gelecek ve sektörde yeniden olumlu bir hava esecektir. Şu anki koşullarda sektörde temkinli bir bekle ve gör havası hâkim. Yüksek faiz, düşük talep ve salgının seyriyle ilgili belirsizlik nedeniyle yılın ilk yarısında fiyatlarda yükselişin devam edebilmesi mümkün görünmüyor. Maliyetler arttı Yine TUİK tarafından açıklanan inşaat maliyet endeksi, 2020 yılında yüzde 25,02 oranında artış kaydetti. İşçilik maliyetlerindeki yıllık artış enflasyon (TÜFE) oranına yakın seyrederken malzeme maliyetlerindeki artışın yüksek değerlere ulaşması dikkat çekiyor. Yaz aylarından itibaren TL’deki değer kaybı ile birlikte tüm sektörlerde girdi maliyetleri önemli ölçüde artış gösterdi. İnşaat maliyetleri de 2020’nin ilk altı aylık bölümünde yatay bir seyir izlerken yılın ikinci yarısında hızlı şekilde artmaya başladı. Firmaların yeni yatırım planlarını da etkiler hâle gelen bu maliyet artışları talepteki daralma nedeniyle konut fiyatlarına henüz tam olarak yansımış değil. Bu da inşaat firmalarının yeni projelerle ilgili yatırım yapma konusunda daha temkinli davranmasına yol açıyor. Yeni ekonomi politikaları ile birlikte döviz kurlarında son dönemde gözlemlenen yatay seyir olumlu bir gelişme olsa da jeopolitik risklerden kaynaklı oluşabilecek ani dalgalanmaların maliyetler üzerine ilave bir yük getirme olasılığı mevcut. Bu da inşaat sektöründe malzeme maliyetlerindeki artışın sürmesine neden olabilir. Yeni konut arzında geçici bir düşüş söz konusu Konut sektörü açısından öncü gösterge niteliğinde olan yapı ruhsatı verilen bina sayısı 2020 yılında bir önceki yıla göre yüzde 68,5 arttı. Bununla birlikte, aynı dönemde yapı kullanma izin belgesi verilen bina sayısı ise yüzde 17,4 azaldı. Söz konusu veriler geçen yıl tamamlanan proje sayısında bir gerileme söz konusu olduğunu ancak sektördeki aktörlerin yeni projeler için yatırım planları yaptıklarını gösteriyor. Salgının olumsuz etkileri ve kısıtlamalar sebebiyle satış aşamasındaki konut stoğunun artışında bir yavaşlama olduğu görülüyor. Mevcut konut stoğunun talebe oranla yeterince yüksek olması nedeniyle bu durumun fiyatlar üzerinde bir etki oluşturması beklenmiyor Flatfy tarafından paylaşılan bu istatistikler mevsimlik dalgalanmaları, fiyat trend analizlerini içeriyor ve potansiyel yatırımcılar ile ev arayışında olan kişilere yol gösterici bir nitelik taşıyor.