Irak'ın kuzeyindeki Gara bölgesinde rehin tutulan 13 vatan evladının katledildiğini, onları kurtarmak isterken 3 askerin de şehit düştüğünü duyduğunda içine ateş düştüğünü dile getiren şehit annesi, "O an oğlumun kokusu tüm evi sardı. 14 yıl önce yaşadıklarımı aynen hissettim, her şehit haberinde kalbim duracak sanıyorum. Vatanı, milleti için şehit düşen askerlerin aileleri gibi benim de her defasında içim kan ağlıyor" dedi.

UZMANLIĞI KAZANMIŞTI

Çocukluğundan beridir asker olma hayali kuran Aydınlı Mahir Yıldırım, daha ilkokula giderken annesine 'ben asker olup şehit olacağım’ demişti. Siirt 3. Komando Tugay Komutanlığı'nda piyade er olarak vatani görevini yaparken sınava girip uzmanlığı kazandı. Silahlı Kuvvetlere daha fazla hizmet etmeye hazırlanan Yıldırım, teskeresine 60 gün kala Cudi Dağı'nda teröristlere yönelik operasyonda 17 kişilik özel birlikte görevlendirildi.

6 ASKER ŞEHİT OLDU

Birliğin arazi arama tarama faaliyetleri sırasında terör örgütü PKK tarafından döşenen mayının patlaması sonucu 11 güvenlik görevlisi yaralanırken patlamada 5 arkadaşıyla birlikte Mahir Yıldırım şehitlik mertebesine ulaştı. 24 Mayıs 2007 tarihinde şehit edilen Mahir Yıldırım, iki gün sonra memleketi Aydın'ın Umurlu Mahallesinde onbirlerce kişinin katıldığı cenaze töreniyle toprağa verildi.

"MÜRÜVVETİNİ GÖRECEKTİK OLMADI"

Şehit Mahir Yıldırım'ın annesi Fatma Keser Ozan, 14 yıldır evinde oluşturduğu odada sakladığı oğlunun eşyalarına sarılarak acısını hafifletmeye çalışıyor. Oğlunun kokusunun halen burnunda olduğunu belirten anne Ozan, "Üç evladım vardı, biri vatanı uğruna şehit düştü. Şehit olmasaydı oğluma sevgilisiyle söz yüzüğü takacaktık ama mürüvvetini görmek nasip olmadı. Uzmanlık sınavını yeni kazanmıştı. Hayali olan askerliğe devam etmek istiyordu. Teskeresine 60 gün kala o acı haberi geldi. Bahçemizde ben erik toplarken üniformalı askerler yanıma gelerek, 'Oğlunuz Mahir şehit oldu, başımız sağ olsun' dediler. O andan sonrasını hatırlamıyorum. Gözümü hastanede açtım. Benim tedavimin yapıldığı hastanenin morgunda oğlumun naaşının olduğunu öğrendim. Son kez oğlumu görmeyi çok istedim ama izin vermediler" ifadelerini kullandı.

İÇİMDEKİ YANGIN SÖNMÜYOR

Oğlumun ilkokula giderken 'Ben şehit olacağım anne' demesinin halen kulaklarında olduğunu söyleyen Ozan, "Şehitliğinin üzerinden 14 yıl geçti ama kokusu halen burnumda. Evladım benim ciğerimin parçasıydı. İçimdeki yangın sönmüyor. Şehit olan oğlumun eşyalarını bir odada saklıyorum. Her sabah odaya girip 'Günaydın oğlum' diyorum. Oğlum yiyemediği için yıllardır dolma bile yapmıyorum" diyerek oğlu Mahir'siz geçen günleri anlattı.

ANALARIN YÜREĞİ YANMASIN

Her şehit haberinde evlat acısını yeniden yaşadığını ifade eden Ozan, "Gara'da 16 şehit olduğunu duyunca kalbim duracak sandım. 14 yıl önce evladımın şehit haberini aldığım gün aklıma geldi. 16 şehidimizin anneleri de benim gibi kahroldular. O gün şehit ailelerinin acılarını ben de yüreğimde hissettim. Allah tüm şehit annelerine sabır versin. Artık anaların yüreği yanmasın” diye konuştu.