Ülkemizde kadına yönelik şiddet ve ölüm olaylarının her geçen gün artmasına tepki gösteren Kurt, yaptığı yazılı açıklamada İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanmasını istedi. Kurt yaptığı açıklamada, “Ülkemizde kadına şiddet ve cinayetler her gün artış göstermektedir. Aydın ilimiz de Türkiye’de kadına şiddet ve cinayette maalesef 8. sırada gelmektedir. Ülkemizde ne yazık ki her gün kadına şiddet ve cinayet haberleri almaya devam ediyoruz. İlçemiz Didim’de bile şiddete uğramış kadın haberleri alıyoruz" ifadelerini kullandı.

"ŞİDDET KATLANARAK ARTTI"


"Kadınlarımız katlediliyor ve darp edilmeye çalışılıyor. Ülkemizde her gün çocuklar annesiz kalıyor" diyen Kurt, şunları kaydetti: "Acılı anne ve babalar kızlarını toprağa veriyor, şiddetler artarak devam ediyor. Yoksulluk kıskacındaki kadınlar şiddete maruz kalıyor ve kadınlar iktidarın çıkmaza soktuğu ekonomik krizin bedelini hayatı ile ödüyor. AKP iktidarında kadına yönelik şiddet artarak katlandı. Ekonomik kriz ve neden olduğu işsizlik, her gün yapılan zamlar ve yoksulluk da sosyal bozulmalara ve şiddete neden oluyor. Kadına yönelik şiddeti ve cinayeti konuşurken bu gerçekleri unutmamak ve göz ardı etmemek gerekiyor. Çünkü işsizlik ve yoksulluk insanların ruh sağlığını etkiliyor. Bir diğer unsur ise cezai yaptırımların caydırıcılığının olmaması. Yasalar kadın haklarını koruyacak biçimde güçlendirilmeli kadına tehditler yakın eylemli olarak değerlendirilmeli. Bu tür tehditler kamu davası olarak kovuşturulmalı. İstanbul Sözleşmesi bütün ruhu ve lafzıyla eksiksiz uygulanmalı. Kadın katillerine verilen cezaların üst sınırı ömür boyu hapis cezası olarak artırılmalıdır.”

“İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’NİN 4 ANA HEDEFİ VAR”


Kurt, sözlerini şöyle sürdürdü: “İstanbul Sözleşmesi’nin 4 ana hedefi vardır. Birincisi, kadına karşı şiddetin önlenmesi için devletin tedbir alması gerektiğine işaret eder. İkincisi eğer kadına yönelik şiddet devam ediyorsa o takdirde kadın erkek eşitsizliği sürüyor. Devletin kadınları korumak için etkin adımların atılmasını ister. Devlete 6284 sayılı kanunu uygula, kadınları aktif ve etkin olarak koru der. Üçüncüsü şiddet önlenemediyse kadınlara zarar veren erkeklerin adil yargılanması ve cezalandırılması gerektiğini vurgular. Devlet etkin ceza sistemi uygula, adaleti sağla demektir. Dördüncüsü son adımda ise sözleşme devlete kadınların daha güçlü bireyler olabilmesi, hayatın her alanında yer alabilmesi için çalışmalar yapması gerektiğine işaret etmektedir. Türkiye Cumhuriyetinin altına imza attığı bu sözleşmenin gereklerini yerine getirmekle yükümlü olduğunu, İstanbul Sözleşmesi’nin de biz kadınların kırmızı çizgisi olduğunu bir kez daha buradan hatırlatmak isteriz. Kadın hakları ve özgürlüğü sorunu bir insanlık bir uygarlık sorunudur. Türkiye uygarlaşmaya, demokratikleşmeye, laik ve sosyal hukuk devleti olmaya kalkınmaya, gelişmeye bu sorunu çözmeden devam edemez.”