Beraberindeki kooperatif üyeleriyle birlikte Aydın Ses Gazetesi’ne özel açıklamalarda bulunan S.S. Doğanbey-Tuzburgazı Su Ürünleri Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Taner Karabaş, projeye sonuna kadar karşı olduklarını belirterek yetkilileri yaşam alanlarında balık çiftlikleri kurulmaması konusunda duyarlılığa davet etti. Denizin ve doğanın ekolojik dengesini bozmasıyla birlikte yoğun çevre kirliliğine de neden olmasından ötürü pek çok ülkede kaldırılan balık çiftliklerinin, Didim’de Taşburun Balıkçı Barınağı Mevkii açıklarında kurulmasının planlanması, Söke’de ‘Karina Dalyanı’nda bulunan ve geçimini sadece balıkçılıkla sağlayan S.S. Doğanbey-Tuzburgazı Su Ürünleri Kooperatifi üyelerinin tepkisine neden oldu. Başta Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu ile birlikte Millet İttifakı Aydın Milletvekilleri, Söke ve Didim’deki yerel yönetimlerle beraber Sivil Toplum Örgütleri’nin ve vatandaşların da tepki gösterdiği balık çiftlikleri kurulmasına karşı tek yürek olan S.S. Doğanbey-Tuzburgazı Su Ürünleri Kooperatifi üyeleri, her ne pahasına olursa olsun projenin arkasındaki firmalara ne ekmek teknelerini ne de ‘Karina Dalyanı’nı teslim etmeyeceklerini söyledi.

“BİZE HİÇBİR ÖN BİLGİ VERİLMEDİ”

Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) süreci kapsamında, 24 Aralık’ta Didim’e bağlı Batıköy Mahallesi’nde, 25 Aralık’ta ise Söke’ye bağlı Doğanbey Mahallesi’nde yapılan balık çiftlikleriyle ilgili toplantıları, yerel yönetim temsilcileriyle beraber vatandaşların protesto etmesinin üzerinden geçen süreye rağmen halen kendilerine bilgi verilmediğini ve endişeli olduklarını belirten S.S. Doğanbey-Tuzburgazı Su Ürünleri Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Taner Karabaş, Kooperatif Yönetim Kurulu Üyesi Recai Tuncer ve Taşkın Edis ile birlikte yaptığı açıklamada, “Geçen yapılan ÇED toplantısı öncesinde de bize hiçbir ön bilgi verilmeden balık çiftlikleri kurulmasıyla alakalı toplantı yapılacağı söylendi. Toplantıya biz de beraberimizdeki kooperatifimiz üyelerimizle birlikte katıldık. Toplantıda da bunun yanlış bir proje olduğunu dile getirdik. Bu bölgede doğal balık çıkartılan tek bölge Karina Dalyanı’dır. Dalyan’da levrek, kefal, yılan balığı, karides, dil balığı, kaba lidaki gibi deniz ürünleri çıkıyor. Buradan çıkan deniz ürünleri lezzetiyle de Dünya’da tanınmış bir öneme sahiptir. Biz bu bölgede kurulması planlanan balık çiftliklerinin 216 üyemizin geçimini sağladığı kooperatifimize ve yöremizin doğallığına zarar vereceğini düşünüyoruz. Bu nedenle de projeye sonuna kadar karşıyız” dedi.

“BALIK ÇİFTLİKLERİ KOOPERATİFİMİZİ BİTİRİR”

“Bu işin arkasında da Kılıç Holding var. Daha önce Su Ürünleri Organize Sanayi Bölgesi kurmaya kalkıştılar ve bu girişim yöremizde yaşayanların direnç göstermeleri nedeniyle engellendi” diyen Başkan Karabaş, “OSB olmayınca bu bölgede ‘Kültür Balıkçılığı Tesisleri Projesi’ hazırlayarak balık çiftliği kurma planını devreye soktular. Bu balık çiftlikleri bu bölgeyi hem doğal, hem de görsel açıdan bitirir. Burada balık da kalmaz. Bu çiftlikler kurulduğunda buradaki balıklar haliyle balık çiftliklerine atılan yeme gidecektir. O yemlerden kaynaklı balçıklar da balık girişlerinin olduğu yeri tıkayacaktır. Bu da balıkçılıkla geçimini sağlayan üyelerimizin yeterli miktarda balık çıkaramamasına sebebiyet vereceği için dolaylı yoldan kooperatifimizi de bitirecektir. Biz 1973 yılından beri burada aktif bir kooperatifiz. 216 üyemiz buradan evine ekmek götürüyor. Burada bizim ana geçim kaynağımız balıkçılıktır. Burası bittiğinde insanlar ne yapacak? Biz hem kooperatif üyeleri hem de Doğanbey ve Tuzburgazı Mahallesi’nde yaşayan köylüler olarak da bu projeye karşıyız. Buradaki balıkçılık biterse bu köylerimizin yani yöremizin ekolojik ve sosyoekonomik dengesi de bozulur. Karina Dalyanı iki tane şirketin insafına bırakılıp burada hoyratça balık çiftlikleri kurmalarına müsaade edilemeyecek kadar eşsiz güzellikte ve öneme sahip bir yerdir” diye konuştu.

“GİTSİNLER BU ÇİFTLİKLERİ KARADENİZ’DE KURSUNLAR”

Kurulması planlanan balık çiftlikleriyle ilgili yetkililere de bilgilendirmede bulunduklarını ve karşı olduklarını aktardıklarını belirten Başkan Karabaş, “Bu çiftlikleri illa ki kuracaklarsa gitsinler Karadeniz’de kursunlar, Bayrak Adası dediğimiz Darboğaz’da kursunlar. Bu görselliği bozmasınlar, bu insanların ekmeğiyle oynamasınlar. Biz yetkili mercilere de gerekli bilgilendirmeleri yaptık ve karşı olduğumuzu bildirdik. Bizim kooperatifimizde daha önceden yılda ortalama 250 ton balığımız çıkıyordu. Şu anda Kılıç Holding’in yaklaşık 7-8 sene önce bölgemizde kurulan mevcut havuzları nedeniyle bizim kooperatifimizden çıkan balık 100 tonun altına düştü. Biz 6 yıldır kooperatif yönetimindeyiz. Bu çıkan balık tonajındaki düşüşü bizler de tespit ettik. Şu anda burada 28 bin dönüm suyla kaplı alanda faaliyet halindeyiz. Burası 650 ton balık kapasitesine sahip bir yerdir. Burada kooperatifimiz desteklenirse yılda 650 ton balık çıkartılmasının önünde de hiçbir engel yok” dedi.

“ANKET YAPILSA YÜZDE 99’UMUZ HAYIR DER”

Taşburun Balıkçı Barınağı Mevkii açıklarında ‘Kültür Balıkçılığı Tesisleri Projesi’ hayata geçerse ekmeklerinden olacağını önemle vurgulayan Başkan Karabaş, “Bize ÇED toplantısından önce bilgilendirme yapılmadığı gibi halen dahi herhangi bir bilgilendirme yapılmış durumda değil. Biz endişeliyiz. Bu insanlarımızın ekmeğiyle oynamasınlar. Biz elimizden ne geliyorsa sonuna kadar mücadele vereceğiz. Amacımız buradan geçimini sağlayan insanlarımızın ekmek teknelerini korumaktır. Başlattığımız mücadeleye Aydın Büyükşehir Belediyesi, Söke ve Didim Belediyesi başta olmak üzere duyarlı siyasilerimizle insanlarımız da destek veriyor ve balık çiftliklerine karşı çıkıyorlar. Bazı kesimler Karina Dalyanı’nda bu projenin hayata geçmesinin istendiği gibi asparagas haberler pompalıyor. Biz hiçbir zaman bu kültür balıkçılığı tesislerine sıcak bakmadık. Sadece biz değil, burada 3 bin kişi yaşıyor. Anket yapılsa burada yaşayan vatandaşlarımızın da yüzde 99’u bu projeye hayır der. Yani vatandaşa rağmen bu projeyi dayatmak da olmaz. Anket yapılmasına da hazırız” dedi.

“KOOPERATİFİMİZE DE GÖZ DİKTİKLERİNİ DÜŞÜNÜYORUZ”

Balık çiftliklerinin kurulmasıyla beraber havuzların içine atılan yemin kokusunun civardaki tüm balığın çekilmesini sağlayacağını söyleyen Başkan Karabaş, “Burada doğal yemle beslenen ve yumurtlamaya gelen balık oraya kaçacaktır. Zaten şu an mevcut havuzlar nedeniyle 100 tonun altında balık çıkıyor. Eğer bu çiftlikler kurulursa burada balıkçılık yapmanın bir anlamı da kalmayacak. Biz bu çiftlikleri kurmak isteyenlerin kooperatifimizin faaliyet alanına da ileriye dönük olarak göz diktiklerini düşünüyoruz. Söke OSB’de balık yemi fabrikasıyla Kılıç Holding arasında yapılan anlaşma sayesinde hem balık yemi fabrikası hem de çiftlikleri kuracak olan holding kazanacak ama buradaki halkın düşünülerek de hareket edilmesi gerekiyor. Buradaki halk ne olacak? Burada bir dikili ağacı olmayan sadece balıkçılıkla geçinen gariban insanlar ne yapsınlar? Hırsızlık mı yapsınlar? Başka memlekete mi taşınsınlar. Biz doğma büyüme buralıyız. Buradaki doğaya, yaşayan canlılara, flamingoya sahip çıkan ve onlarla iç içe yaşayan insanlarız. Gözümüz gibi baktığımız Karina Dalyanı’na kimsenin zarar vermesini istemiyoruz” diye konuştu.

“KARİNA DALYANI’NA ÖNEM VERİLMELİDİR”

Son Başbakan Binali Yıldırım ile Aydın önceki dönem Valisi Erol Ayyıldız’ın sayesinde kooperatife Güney Ege Kalkınma Ajansı’nın destekleriyle dubalı yüzer kepçe kazandırdıklarını hatırlatan Başkan Karabaş, “Sağolsunlar, bu destek sayesinde kavuştuğumuz kepçelerle boğazlarımızın açılmasını sağladık. Kendilerine çok teşekkür ediyoruz. Burası daha da desteklenir ve daha başka yatırımların gelmesine de ön ayak olunursa kooperatifimiz daha da büyür ve balıkçılıktan kopan insanlarımız tekrardan balıkçılığa döner. Burası halihazırda Milli Parklar’ın değişim planı içerisinde bulunuyor. 2 yıl önce planlar geçti. Geleneksel ve yöresel balıkçılığın desteklenmesi adına burada ciddi şekilde Milli Parklar gerekli alt yapıyı da hazırladı. Dışarıda yapılan havuzların desteklendiği kadar Karina Dalyanı’na da önem verilmesi ve kurulacak olan balık çiftlikleri nedeniyle göz ardı edilmemesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.

“CUMHURBAŞKANIMIZ ERDOĞAN’DAN YARDIM İSTİYORUZ”

Öte yandan kooperatifin en genç üyesi olan ve 5 yıldır kooperatif bünyesinde kendi bireysel imkanlarıyla geleneksel balıkçılık yapan 21 yaşındaki İlker Akduman da balık çiftliklerine sonuna kadar karşı olduklarını belirttiği açıklamasında, “Babam 56 yaşında ve ben kendimi bildim bileli bu işi yapıyordu. Ona da bu iş babasından kalmıştı. Bu bizim atadan gelen mesleğimizdir. Artık 5 yıldır ben ilgileniyorum. Yeri geliyor burada günde 10 ton balık çıkardığımız da oluyor ve çok şükür karnımızı doyuruyoruz. Zeytincilik ile balıkçılık dışında başka bir gelirimiz yok. Ana gelirimizse tamamen balıkçılıktır. Burada balık çiftlikleri kurulur tonaj düşüklüğü yaşanırsa yiyecek ekmeğe muhtaç kalırız. Bizim gelirimizi komple bu deniz karşılıyor. Devletimizden burada balık çiftlikleri kurulmaması konusunda destek bekliyoruz. Biz Doğanbey’de ve Tuzburgazı’nda yaşayanlar olarak Devletimizin bizi mağdur etmeyeceğine inanıyoruz. Kendisi de denizci bir aileden gelen, Ahmet Kaptan’ın oğlu Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’dan talebimiz, bize sahip çıkması ve sorunumuza kayıtsız kalmamasıdır. Yetkililerdense tek beklentimiz, burada iki şirketin çıkarları yerine bu bölgede yaşayan 3 bin insanın çıkarlarını ve yaşama hakkını göz önünde bulundurmalarıdır” sözleriyle yetkililere çağrıda bulundu.
Kılıç Holding, OSB ve Kültür Balıkçılığı Tesisi iddialarını yalanladı
Aydın’ın Didim ilçesinde Taşburun mevkisi açıklarında ‘Kültür Balıkçılığı Tesisleri Projesi’ yürüttüğü iddiasıyla doğaya ve yerel balıkçılığa zarar vereceği belirtilen Kılıç Deniz A.Ş., suçlamaları yalanladı. Kılıç Holding A.Ş Yönetim Kurulu tarafından yapılan açıklamada, "Tuzburgazı Su Ürünleri Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Taner Karabaş, olmayan bir proje üzerinden kuruluşumuzu yerel balıkçılığa ve doğaya zarar vermekle suçlamaktadır. Bu asılsız suçlamaları kesinlikle kabul etmiyoruz" dedi.
Didim’in Taşburun mevkisi açıklarında ‘Kültür Balıkçılığı Tesisleri Projesi’ yürüttüğü iddiasıyla Doğanbey-Tuzburgazı Su Ürünleri Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Taner Karabaş'ın, "Bu işin arkasında da Kılıç Holding var. Daha önce Su Ürünleri Organize Sanayi Bölgesi kurmaya kalkıştılar ve bu girişim yöremizde yaşayanların direnç göstermeleri nedeniyle engellendi. OSB olmayınca bu bölgede ‘Kültür Balıkçılığı Tesisleri Projesi’ hazırlayarak balık çiftliği kurma planını devreye soktular." iddialarıyla suçladığı Kılıç Deniz A.Ş., yaptığı açıklamada iddiaları yalanladı. Şirket yetkilileri, “Hem Kılıç Deniz A.Ş. olarak kuruluşumuz, hem de tüm kültür balıkçılığı sektörünü kötüleyen gerçek dışı ifadeler kullanılıyor” dedi.
“DAVALAR SEKTÖR LEHİNE SONUÇLANDI”
Şirketten yapılan yazılı açıklamada, "Kılıç Deniz olarak Didim-Taşburun Balıkçı Barınağı açıklarında yer alan Aydın 1 No’lu Potansiyel Yetiştiricilik alanında üç adet tesisimiz bulunmaktadır. 2011 yılından bu yana faaliyet gösteren tesislerimizin karaya uzaklığı 3 bin 250 metredir ve Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından belirlenen kıyıya uzaklık alt limiti olan bin 110 metrenin üzerindedir. Bu tesisler bölgedeki Akbük koyu içerisinde faaliyetteyken 2004 yılında ilgili bakanlık tarafından Didim Taşburun açıklarındaki 1 ve 3 nolu potansiyel üretim alanlarına taşınması kararlaştırılmış, birçok prosedür ve engel aşılarak ancak üç tanesi 1 nolu bölgeye 2011 yılında kurulabilmiştir. 3 nolu potansiyel alan ise yine benzer çevrelerin açmış olduğu davaların sektör lehine sonuçlanması neticesinde nihayet ÇED aşamasına gelebilmiştir" denildi.
“TESİSLERİN KAPASİTESİNİN BİRLEŞTİRİLMESİYLE ALAKALI”
Doğanbey-Tuzburgazı Su Ürünleri Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Taner Karabaş’ın Karina Dalyanı bölgesine Kılıç Deniz’in balık çiftlikleri kuracağı açıklamasının doğru olmadığını dile getiren şirket, şunları kaydetti: “Kuruluşumuzun Aydın 1 No’lu Potansiyel Yetiştiricilik alanındaki mevcut üç tesis dışında bölgede herhangi bir tesis kurma planı kesinlikle yoktur. 24 Aralık 2020 tarihlerinde yapılan Halkın Bilgilendirme Toplantısı Aydın 1 numaralı üretim alanında bulunan üç tesisimizin kapasitesiyle Aydın 3 No’lu alandaki henüz faal olmayan üç tesisimizin kapasitesinin birleştirilmesi ve yalnızca 1 nolu alanda faaliyetini sürdürmesiyle alakalıdır. Toplantı mevzuat gereği Çevresel Etki Değerlendirme çalışmasının bir parçası olarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yetkilileri tarafından organize edilmiştir. Yazınızda Taner Karabaş, olmayan bir proje üzerinden kuruluşumuzu yerel balıkçılığa ve doğaya zarar vermekle suçlamaktadır. Bu asılsız suçlamaları kesinlikle kabul etmiyoruz ve kendisine göndereceğimiz ihtarnamede bunları ayrıca belirteceğiz.”
“İDDİALAR TAMAMEN ASILSIZDIR”
Şirketten yapılan açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi; “Diğer taraftan Taner Karabaş, Kılıç Deniz’i bölgede Su Ürünleri Organize Sanayi Bölgesi kurma girişiminden dolayı suçlamaktadır. Hatta bu işin arkasında Kılıç Holding var diyerek kuruluşumuzu sanki illegal işlerin içerisindeymiş algısı yaratarak olmayan bir girişime ekstra bir antipati ekleyerek kuruluşumuza karşı kamuoyu oluşturmaya çalışmaktadır. Bu iddia da tamamen asılsızdır. Böyle bir OSB’nin kurulmasını desteklemek veya kurulursa içerisinde yer almak gibi bir projemiz hiçbir zaman olmamıştır. Yine sayın Taner Karabaş ve arkadaşlarının iddia ettiği gibi balık üretim çiftliklerinin doğal balık popülasyonunu azaltması veya avcılığa engel teşkil etmesi gibi bir durum söz konusu olamaz. Halihazırda balık çiftliklerinin faaliyette olduğu örneğin Güllük Körfezi’nde tam aksine balık popülasyonunun arttığı bu sayede olta balıkçılığı turizmi diye yeni bir iş kolunun geliştiği açıkça görülmektedir. Kaldı ki şirketimize ait balık çiftlikleri her iki köyden 10 km’den daha uzak deniz alanında Karina Dalyanı’na da 13 km’den daha uzak alanda bulunmaktadır.”
“SORUMLULUKLARIN BİLİNCİNDE HAREKET EDİYORUZ”
Şirket; “Son dönemlerde bu ve benzeri asılsız ve kasıtlı yayınlarla sektörümüz karalanma gayreti ile karşı karşıyadır. Şunu özellikle belirtmek isteriz ki sektörünün Akdeniz’deki lideri olan Kılıç Deniz A.Ş 2020 yılında 200 milyon USD’a yaklaşan ihracatıyla Türkiye’nin en önde gelen hayvansal ürün ihracatçısı, Akdeniz balıklarında Dünya’nın en büyük üreticisidir. Kılıç Deniz 60’dan fazla ülkeye balık servis ederken ürünlerin kalitesinden çevre etkilerine kadar her alanda sorumluluklarının bilincinde hareket etmekte ve tüm aktiviteleri yerel otoriteler ile uluslararası denetim şirketleri tarafından düzenli olarak denetlenmektedir” ifadelerini kullandı.