Aydın’ın İncirliova ilçesinin Acarlar Mahallesi’nde yaşayan Serdar Gökdemir, görme engelli olarak dünyaya geldi. Gözlerinde yüzde 90 oranında görme kaybı olan Gökdemir, yaşadığı zor günlere rağmen yaşama sevincini kaybetmedi. Çocukluk yıllarında İzmir’de görme engellilere yönelik okulda eğitim alan 44 yaşındaki Gökdemir, müziğe olan yeteneğini keşfetti. Müzik alanında aldığı eğitimler sonucu kendini geliştiren Gökdemir, kısa sürede saz çalmayı öğrendi. Karanlık dünyasını notalarla aydınlatan Gökdemir, 33 yıldır saz çalarak türküleri seslendiriyor. Seslendirdiği türkülerle adeta yüreklere dokunan evli ve üç çocuk babası Gökdemir, görenlerin takdirini kazanıyor.

“SAZIMLA GÜLER, SAZIMLA AĞLARIM”

Müziği çok sevdiğini kaydeden Gökdemir, “Bizde de gönül var, bizde de aşk var, bizde de sevgi var. Farklı bir durum olarak görmüyorum. Azim çok önemli. Çocukken bir kaza geçirdim ve o kazadan dolayı bir parmağımı kullanamıyorum. Bir parmağım eksik olmasına rağmen saz çalıyorum. Sazım benim her şeyim. Bazen onunla ağlarım, bazen onunla gülerim. Müzik benim, hayata tutunmamı sağladı, yaşama sevincim oldu. Ben, gönül gözüyle görüyorum. Müziğe olan sevgimle engelleri aştım. Ayrıca bugüne herhangi bir ücret almadan gönüllü olan kişilere de saz çalmayı öğrettim. Şu anda gayet güzel bir şekilde saz çalıyorlar. Bundan gurur duyuyorum. Saz çalmak isteyen olursa ücretsiz olarak destek vermeye hazırım.” diye konuştu.

TARZIM NEŞET ERTAŞ

Neşet Ertaş hayranı olduğunu ifade eden Gökdemir, “Neşet Ertaş ve Aşık Veysel’i çok seviyorum. Üstadlarımızı unutmak mümkün değil. Her iki sanatçımız da güzel türküleriyle ülkeye mal olmuş kişiler. Benim tarzım daha çok Neşet Ertaş. Neşet Ertaş’ın türkülerini sazımla çalmaktan ve seslendirmekten büyük keyif alıyorum.” şeklinde konuştu. İmkanı elverdiği sürece saz çalmaya, türkü seslendirmeye devam edeceğini belirten Gökdemir, “Ailemle, arkadaşlarla oturup bir ortamda saz çalıp türkü söylemeyi seviyorum. Onlarla eğlenmekten, alkış tutmaktan mutluluk duyuyorum. Benim barlara çıkıp, düğünlerde şarkı söyleyip para kazanmak gibi bir derdim yok. Türkü çalayım ortamdaki kişiler mutlu olsun, benim gayem bu. Hem ben mutlu oluyorum hem ortamdaki kişiler mutlu oluyor. Buradaki mutluluk yetiyor bana. Derneğimizdeki arkadaşlarımızla bir yere gidip saz çalıp türkü söylemek de beni oldukça mutlu ediyor.” dedi.

“TÜRKÜLERİMİZE SAHİP ÇIKALIM”

Bu dönemde türkülere rağbet olmadığını dile getiren Gökdemir, “Eskiden gurbet denirdi. Gurbet olunca böyle insanın içi acırdı. Şimdi gurbet denilen bir şey kalmadı. Şimdi bir açıyorsun telefondan herkes karşında. Biraz törpülendi. Türkülerimize sahip çıkalım. Türkülerimiz unutulmak üzere. Güncel müzikleri biz de dinliyoruz. Ama özümüze, türkülerimize, kendimize, Türklüğümüze sahip çıkalım. Zira türküler, toplumun duygularının yansımasıdır. Benim bağlamaya olan tutkum, bütün gençlerimizi heyecanlandırmalı. Tüm vatandaşlarımız, her işi başarıyla yapar. Yeter ki azimli olsun, kendilerine inansınlar. Çalıştığım kurumda bana her zaman destek olan Aydın Tarım ve Orman İl Müdürümüz Ahmet Ökdem başta olmak üzere şube müdürlerimize ve çalışma arkadaşlarımıza gönülden teşekkür ediyorum” diye konuştu.

“FIRSAT VERİLDİĞİNDE NELER YAPABİLDİĞİMİZİ GÖSTERİYOR”

Altı Nokta Körler Derneği Aydın Şubesi bünyesinde oluşturulan Engelsiz Sanat Grubu’nda yer aldığını ifade eden Altı Nokta Körler Derneği Aydın Şubesi Başkanı Bayram Özen, “Toplumumuzun en büyük adet, geleneklerinden biri de türküleridir. Türküler, bir toplum için çok önemli. Serdar arkadaşımız, görme engelli vatandaşlarımıza fırsat verildiğinde neleri yapabildiğini gösteren güzel bir örnek. Serdar arkadaşımız, imkanlar sunulduğunda bağlamasını da çalabiliyor, bilgisayar başına geçip işlerini bilgisayar ortamında yürütebiliyor. Yeter ki o koşullar sunulsun, oluşturulsun. Bunun için hiçbir engel yok. Serdar arkadaşımıza gösterdiği bu azimden dolayı yürekten teşekkür ediyorum ve başarılar diliyorum.” dedi.