Orta Çağ-Bizans Dönemi’nde kurulan küçük bir kasaba özelliğini taşıyan Menet Adası, terk edildiği için günümüzde kasabanın sakinleri kuşlar oldu. Diğer adalardan farklı olarak bir manastır bulunmayan, güneydoğu bölümünde bir kilise ve 2 şapelin varlığı tespit edilen 370 metre uzunluğundaki adanın karşısındaki kıyılarda yan yana sıralanan odacıkların, adada yaşayanlara ait mezarlar olduğu ve hemen arkasında bulunan tepenin yer mezarlarıyla kaplı olduğu görülüyor. Menet Adası, bakir olması nedeniyle bölgeye gelerek kaçak kazı yapanlar ve kaçak avcıların hedefi haline geldi.

YERLEŞİM ALANLARINA UZAK


Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği Başkanı Bahattin Sürücü, Menet Adası’nın doğa ve tarih zengini bir yer olduğunu söyledi. Bafa Gölü’nün en uzun adasının Menet Adası olduğunu belirten Sürücü, “Doğasıyla, tarihiyle, kültürüyle, mitolojik hikayeleri, yılan balıkları ve kuş zenginliğiyle sırtını dayadığı Latmos (Beşparmak) Dağları’nın olağanüstü peyzajıyla bir bütünlük oluşturan Bafa Gölü, Türkiye’nin en güzel göllerinin başında gelir. Gölün birçok özelliği bulunmaktadır. Bunlardan birisi de göl içindeki adalardır. Karayla bağlantısı bulunan İkizce Adaları’nın tahkimatlı olanı hariç, diğerlerinin etrafı suyla çevrilidir. Yerleşimlere ve yol güzergahına uzak, kuzeydeki bakir kıyılara daha yakın olan Menet Adası’nın özelliği diğerlerinden farklıdır” dedi.

YER MEZARLARIYLA KAPLI


Hristiyan arkeolojisi ve Bizans sanatı tarihi uzmanı Alman bilim insanı Urs Peschlow’un Menet Adası’yla ilgili bölgede önemli çalışmaları bulunduğunun altını çizen Sürücü, şunları kaydetti: “Alman bilim insanı Urs Peschlow, Menet Adası’yla ilgili çalışmalarında; 370 metre uzunluğuyla gölün en büyük adası olduğunu ve buradaki yerleşmenin Orta Çağ-Bizans Dönemi’nde kurulan küçük bir kasaba özelliğini taşıdığını belirtmiştir. Diğer adalardan farklı olarak, burada bir manastırın olmadığı, güneydoğu bölümünde bir kilise ve 2 şapelin varlığı teşhis edilmiştir. Menet Adası’nın hemen karşısındaki kıyılarda yan yana sıralanan odacıkların, adada yaşayanlara ait mezarlar olduğu ve hemen arkasında bulunan tepenin yer mezarlarıyla kaplı olduğu görülür. Buradaki nekropolün Menet Ada’ya ait olduğunu belirten Peschlow, nekropolün ayrı bir bölümündeki mozolelerin üst kesim grubuna ve varlıklı kişilere ait olduğunu, tepecikte bulunan yer mezarlarına ise sıradan kişilerin gömüldüğünü belirtmiştir.”

EN FAZLA KUŞ VARLIĞININ OLDUĞU ADA


Döneminde kasabanın sakinlerinin oturduğu Menet Adası’nda, günümüzdeki sahiplerinin kuşlar olduğunu ifade eden Sürücü, “Adada yaşayanlar kuzeydeki kıyıları sadece nekropol olarak kullanmamışlar, zeytinyağı çıkarmak için buradaki kayalardan yararlanmışlar, birçok mağarayı yaşam alanı olarak kullanarak, gözetleme kuleleri ve kaya kiliseleri de inşa etmişler. Döneminde kasabanın sakinlerinin oturduğu Menet Adası’nda, günümüzdeki sahipleri kuşlar olmuştur. En fazla kuş varlığının olduğu Menet Adası’nda genellikle Gri Balıkçıl, Ak Balıkçıl ve Karabatak gibi kuş türleri yuva yaparak üremelerini gerçekleştirmektedir. Son yıllarda nesli küresel ölçekte tehlike altında bulunan Tepeli Pelikanlar da üremeye başlamıştır. Bu son derece sevindirici bir durumdur” diye konuştu.

PANDEMİ NEDENİYLE ISSIZLAŞTI


Sürücü, “Doğa ve tarih zengini bu bölgenin en büyük sorunu, bakir olması nedeniyle bölgeye gelerek kaçak kazı yapanlar ve kaçak avcılar olmaktadır. Pandemi sürecindeki kısıtlamalar nedeniyle bölgedeki insan hareketliliği bir ölçüde azalmıştır” diyerek Menet Adası’ın ekoturizme kazandırılması gerektiğini ifade etti.