Aydın’da son 2 yılda 8 kadının cinayete kurban gittiğini dile getiren Gürer, “Ülkemizde her 10 kadından 4’ü fiziksel veya cinsel tacize uğruyor. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformunun 2020 raporuna göre 2020 yılında 300 kadın öldürüldü. 171 kadın da şüpheli şekilde ölü bulundu. Öldürülen kadınlardan 97’si boşanmak, kendi hayatlarına dair karar almak istediği için öldürüldü. Aydın’da ise 2019 yılında Zeynep Öztürk, Nergiz Yavaş, Merve Kotan; 2020 yılında ise Gamze Esen, Büşra Çetinkaya, Neşe Orhan, Sinem Kaya ve Hatice Tusu cinayet kurbanları oldu. Kadınların yüzde 60’ı evlerinde, birçoğu da ailelerinin önlerinde öldürüldü. İstanbul sözleşmesi ve 6284 nolu kanun etkin olarak uygulansaydı belki de bu kadınlar hayatta olacaktı. Devletimiz kadınları yaşatmalı, kadınların haklarına sahip çıkmalıdır” dedi.

KADIN OLARAK YAŞAMAK ZOR


Türkiye’de kadınların temsilde yeterli noktada olmadığını dile getiren Gürer, “Dünya Ekonomik Formu’na göre toplumsal cinsiyet eşitliğinde 153 ülke arasında ülkemiz 130’uncu. Ekonomiye katılım ve fırsat eşitsizliğinde 136’ncı, işgücüne katılımda 135’inci, aynı işe eşit ücrette ise 106’ncı sıradayız. Verilere göre kadın istihdamı yüzde 27. Yani çalışanların yüzde 27’si kadın. Çalışanlar kadınların da yüzde 40’ı kayıt dışı çalışan. Eşitsizlik her alanda. Ne yazık ki kadınlar siyasette de yok. 600 milletvekilinin sadece yüzde 17’si yani 101’i kadın milletvekili. Cumhuriyet tarihinde 20’nin üzerinde hiç kadın milletvekili çıkarmamış illerimiz var. 2019 yerel seçimlerinde bin 389 belediye başkanlığından 43’ü kadın yani yüzde 3. 20 bin 745 meclis üyesinin sadece yüzde 11’i kadın. Kadın Haklarını Koruma Derneği olarak bunları konuşmamız gerekirken yaşadığımız ve konuştuğumuz tek gerçek kadın cinayetleri ve kadına şiddet. Artık sözün bittiği yeri çoktan geçtik. Yaşadığımız coğrafyada şiddet kaderimiz oldu. Kadın olarak yaşamak çok zor ama kadın ölmek çok kolay. Tek suçumuz da bu coğrafyada kadın olmak” diye konuştu.