Birinci derece deprem bölgesinde yer alan Aydın'da İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Şube Başkanı Özlenen Alcı, okullar ve deprem ile ilgili açıklamalarda bulundu. Depreme karşı dayanıksız olduğu belirlenen 160 okuldan 145'inin güçlendirilmeye, 15'inin de yıkılmaya devam edildiğini dile getiren Alcı, "Aydın'da yaşanabilecek büyük bir depremde bu okullarda yüzlerce çocuk yaşamını kaybedecekti. Ve bu binaları yapan müteahhitler başta yetkili ve kontrol teşkilatından hesap sorulacaktı. Ancak sorulmuyor? Hesap sorulması için insanların ölmesi mi lazım? Başta il milli eğitim müdürleri, ilçe müdürleri, okul müdürleri ve kurum teknik elemanları bu binaların depreme karşı dayanıklı olup olmadığını araştırmayı bunca yıl hiç akıl etmemişler mi?" dedi.

"İŞ VERİLMİŞ MECBUREN BİTECEK"

Okul binalarının kötü durumda olmasının nedenini açıklayan Başkan Alcı, şunları kaydetti:
"O günün şartlarında, el ile dökülen beton ve demir kalitesi çok düşüktü. En düşük fiyatla işi alan müteahhit işleri bölerek en düşük fiyatı veren taşeronlara dağıtır. Taşeron da en düşük fiyatı veren ustalara götürü verir. En sonunda ustalar işten para kazanmak için kaliteye bakmadan tamamlamaya çalışırdı. Müteahhitten maaş alan şantiye şefi, imalatta yapılan bir yanlışta yaptırımı olamaz. Kontrol mühendislerinin durumu da çok farklı değil. İş verilmiş mecburen bitecek. Müteahhit bitiremez ise ‘madem yapamayacaktı neden verdin?' denecek. Bitirmesi için uğraşsan eksik yapacak, yapma etme derken bakıyorsun iş hataları ile bitmiş. Bu anlattığım süreçte siyasiler yok. Bir de onlar işin içine girince iş daha da renkleniyor."

"YAKLAŞIK MALİYETLERİ BİLEREK DÜŞÜK ÇIKARTIYORLAR"

Başkan Alcı, kurum ve belediyelerde ucuz iş veren müdür ve daire başkanlarının el üstünde tutulduklarını iddia ederek, "Hatta daha da ileri gidelim. Tüm kamu kurum ve belediyelerde çalışan bu yetkililerin hepsi, yaklaşık maliyetleri bilerek düşük çıkartıyorlar. Sayın yetkili; sen istediğin kadar ucuza yaptırdım diye öğün, bak ucuza yaptırdım dediğin binalar yıkılıyor. Ama bizim sayın yetkililer korkmuyorlar, çünkü hesap soran yok. Bu işin baş sorumlusu kanunlarda da, etik olarak da harcama yetkilisidir. Devlet sana güvenmiş paranın harcanması için yetki vermiş, sen hata yapmışsın. Bu binaları yaptıran harcama yetkililerden hesap sorulmalı" ifadelerini kullandı.

"EN UCUZA NASIL İŞ VERİRİM?"

30-40 yılda değişen tek şeyin malzeme kalitesi olduğunun altını çizen Başkan Alcı, sözlerini şöyle sürdürdü: "Hazır beton, her türlü demirin akredite laboratuvarlar tarafından denetimi ile özellikle betonarme açısından inşaat kalitesi çok arttı. Ancak müdürler aynı müdür, müteahhit aynı müteahhit, kontroller aynı kontrol. Harcama yetkilileri yine aynı kafada, en ucuza nasıl iş veririm diye uğraşıyorlar."

YURT BİNASINI ÖRNEK GÖSTERDİ

Kamu kurum ve belediyelerin yaptıkları inşaat imalat işlerinde, özellikle de büyük işlerde müşavir firmalar tarafından denetim yapılması gerektiğini savunan Alcı, buna örnek olarak Adnan Menderes Üniversitesi yerleşkesinde inşaatı yeni tamamlanan 2 bin 250 kişilik yurt binasını gösterdi. Alcı, yurt binasında Gençlik ve Spor Bakanlığı'nın kontrol işini, müteahhit firma ile bağlantısı olmayan kuruma bağlı ayrı bir firmanın denetiminde tamamlattığını dile getirdi.

"DEPREMDE İLK KOŞTUĞUMUZ YERLER OKULLAR"

YİKOB'u ise yanlış uygulama olarak açıklayan Alcı, "145 okulun güçlendirmesini yapan YİKOB tüm uyarılarımıza rağmen hala işin uzmanı olmayan müteahhitler ile, hayatında güçlendirme görmemiş işin başında dahi olmayan şantiye şefi ve kontrol teşkilatı ile güçlendirme inşaatlarına devam etmektedir. Unutmayın depremde ilk koştuğumuz yerler çocuklarımızın okulları oldu" şeklinde konuştu. Alcı, ilçelerde bulunan kamu kurum ve belediye binalarının durumlarının da dayanıksız okul binalarından farklı olmadığını öne sürdü.