Didim Batıköy Mahallesi ile Söke’nin Doğanbey Mahallelerinde halkın ve çevrecilerin tepkisine rağmen yapılan ÇED toplantısı yargıya taşındı. Didim Aydın Çevre ve Şehircilik İl Müdürü Mehmet Taha Al, Kılıç Deniz Ürünleri Üretim İhr. İth. ve Tic. A.Ş. Yönetim Kurulu ile Sistem Müh. Dan. İnş. Mad. Orm. Nak. İth. İhr. Eml. San. ve Tic. Ltd. Şti. adına görevi kötüye kullanmak ve görevi ihmal suçlamasıyla Didim Derneğince Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunuldu.

HATALI KARARLARA İŞARET ETTİ


Konuyla ilgili yazılı açıklama yapan Didim Derneği Başkanı Mehmet Soysalan, “Çevre, sadece insanların değil, tüm canlıların ortak yaşam alanı yani evidir. Her canlı yaşamını sürdürebilmek için sağlıklı havaya, suya ve besin maddelerine ihtiyaç duyar. Bu sebepledir ki doğanın havasıyla, suyuyla, toprağı ile sağlıklı fiziksel ve biyolojik varlığını koruması, gelecek nesillere bu özelliğini aktarması önemlidir. Bu önem nedeniyledir ki ülkeler ekonomik kalkınma programlarında, bir nevi bindikleri dalı kesen kararlar almazlar, sahip oldukları doğal çevrenin dengesini korumaya özen gösterirler. Halk da devletten, mevcut yasalar ışığında yaşam alanlarını ve doğasının korumasını bekler. Ne var ki yasalara rağmen bazen idarecilerin hatalı kararlar aldığı görülmektedir. Özellikle Çevresel Etki Değerlendirme raporu süreçlerinde idarelerin hatalı, eksik ve mevzuatlara aykırı kararlar aldığı bilinmektedir" ifadelerini kullandı.

"HALK SAĞLIĞI TEHLİKEYE ATILMIŞTIR"


Soysalan, açıklamasını şu şekilde tamamladı: "Yargı kararları ile görüyoruz ki çevre adaletsizliği en yaygın olarak ÇED sürecinde yaşanmaktadır. Oysa ki doğal kaynakların kullanımında ve ekonomimize kazandırılmasında, hiçbir grubun ayrımcılığa ya da ayrıcalığa tabi tutulmaması, çevre adaletinin kamu yararı esaslı tesis edilebilmesi gereklidir. Devletten de, ilgili kişilerden de beklenen budur. Oysa ki geçtiğimiz hafta, ilçemiz Didim ve etki alanında kaldığı Söke ilçesinde uygulanmak istenen balık çiftlikleri projelerine dair hazırlanan ÇED raporlarının halkın bilgisine sunulma aşamasında bu yaşanmamıştır. Yasa gereği yörede yaşayan halkın bilgilenmesi ve düşüncelerinin alınması amacıyla düzenlenmesi gereken Halkın Katılım Toplantısı bu amacından çok uzak bir biçimde düzenlenmiştir. Halk ile formaliteden bir birliktelik sağlanmış, hem idarenin hem de ilgili işletme firması ile raporu hazırlayan kurumun “yasa gereği yapalım da bitsin” anlayışının yaşandığı görülmüştür. Üstelik bu toplantı pandemi döneminde düzenlenerek, halk sağlığı tehlikeye atılmıştır. Pandemi döneminde yapılan toplantı ile halkın karar alma sürecine katılması bilinçli bir biçimde engellenmiştir. Yanlış zamanda, yasalara göre hazırlanmamış, amacına uymayan toplantının gerçekleşmesi için karar alan Bakanlık görevlileri başta olmak üzere, ilgili firma ve işletmenin yönetici kadrosunda bulunan ilgililer hakkında bugün suç duyurusunda bulunduk. Didim’in kalkınmasını sağlıklı bir çevrede sağlamak, sahip olduğumuz kaynakların korunarak gelecek kuşaklara aktırılmasını sağlayan plan ve projelerin hayata geçirilmesi doğrultusunda konunun takipçisi olacağımızı kamuoyunun bilgisine sunarız.”