Gerek öğretmen gerek eğitim müfettişi olarak 42 yıl eğitim camiasına hizmet eden 76 yaşındaki Halil İbrahim Kambak, çocukluğundan bu yana üretmekten ve öğretmekten vazgeçmiyor. Gece gündüz toprakla meşgul olmaya devam eden, 76 yaşında sırf öğrenciler kitaba kolay ulaşsın diye özel bir kütüphane kuran Kambak, ilçe geleceğine dair fikir ve proje geliştirmekten de geri durmuyor. Uzun yıllardır ilçe sularının boşa akması sebebiyle geliştirdiği doğal gölet projesini Ses Gazetesine anlatan Kambak, ülke genelinde kuraklık tehlikesinin yaşandığı bu günlerde önemli bir soruna temas etti.

44 YIL ÖNCE BUGÜNÜ GÖRDÜLER

Bu yılın yağışsız geçmesi ülke genelinde göletler ve barajların boşalması kuraklıkla ilgili endişeyi arttırdı. 1976 yılında 30 yaşında bir üniversite öğrencisiyken İstanbul’da Dünya Bilim Kurulu yetkililerinin konuşmacı olduğu bir konferansa katıldığını ve bu konferansta bilim adamlarının 50 yıl sonra Ege Bölgesinin çöle döneceğini söylediklerini aktaran Halil İbrahim Kambak, tehlike çanlarının çalmaya başladığına işaret etti. Kambak, Karacasu’da da doğal su kaynaklarının çok uzun yıllardır boşa aktığını ve doğal bir gölet durumunda bulunan Ahmet Deresi önüne çekilecek bir setle çok büyük bir masrafa gerek kalmadan buradan en iyi şekilde faydalanılabileceğini söyledi. Bu projeyi yıllardan beri anlattığını geçmişte bu sebeple Belediye Başkanı adayı da olduğunu dile getiren Kambak, “Gelecekte, Karacasu'da da su sıkıntısı sonucu, özellikle tarımsal yaşam ve üretimi yönünden önemli sorunlar yaşanması muhtemeldir. 1977 yılından beri bu projeden bahsediyorum. Yarın burası dolduğu zaman bu gölet bu küçük baraj buraya yapıldığı zaman Karacasu’nun suları boşa akmayacak ilçede geleceğe dair su problemi kalmayacak. Su sorunu endişesi tamamen bitecek” dedi.

EMEKLİ MAAŞIMI VERMEYE HAZIRIM

Projenin geçmişini anlatarak sözlerine başlayan Kambak, “Ben 30 yaşında üniversiteye gittim. 1976 yılında İstanbul’da bir konferansa katıldım. Dünya Bilim Kurulunun yetkilileri vardı. Burada 40-50 yıl sonra Ege Bölgesinin çöl olacağını söylemişlerdi. Ben konferanstan sonra bir tanesi ile konuşmak için özellikle bekledim. Kendilerinden bilgi aldım. Bana öyle şeyler söylediler ki Ege Bölgesinin kesin kes 40 bilemedin 50 yıl sonra çöl olacağını söylediler. Bu o tarihten itibaren çocukluğumdan beri Karacasu’nun su problemini biliyorum. Karacasu’nun su problemini halletme konusunda hiçbir yetkim olmadığı için belediye başkanı da olmak istedim zamanında. Ama uygun parti de bulamadım. Fakat bu sene özellikle bu kuraklık problemi yavaş yavaş kendisini göstermeye başladı. Bu Ahmet Deresi doğal olarak bir gölete ya da küçük bir baraja hazır nitelikte. Bunun önü çakal tepesi dediğimiz şu an konuştuğumuz yerden karşıda görülen TOKİ’ye bağlantı yapıldığı zaman başka hiçbir işleme gerek duyulmayacak. Sadece ve sadece önü gerilecek. Bu konuda o kadar fedakarlık yapacağım ki Emekli maaşımın da yarısını vermeyi vaat ediyorum. Başka türlü elimden ne geliyorsa yapmaya hazırım. Önemli olan insanlık adına faydalı bir iş yapmak geleceğe bir miras bırakmak” dedi.

KİMSE YAPMAZSA BELEDİYE BAŞKANI ADAYI OLACAĞIM

Bu projeye bugün sahip çıkan olmazsa önümüzdeki dönemde sırf bu göleti yapabilmek ve ilçenin genel su problemini çözebilmek için belediye başkanı olmak istediğini ifade eden Kambak, “Başkan olduğumda tek bir kuruş maaş almayacağım. Başkan olursam bunu yaşamım pahasına gerçekleştireceğim. Karacasu’nun su problemlerini halletmek için bugüne kadar tüm belediye başkanlarıyla görüştüm ama hiçbiri bu konuya eğilmedi. Çünkü derdinde olmayan deveyi görmez demişler. Kimse ilgilenmedi. Çocukluğumdan bu yana suyun ne olduğunu çok iyi biliyorum. Gecesinde gündüzünde bu insanlar çok sıkıntı çekti. Mahallelerde geçmişte büyük sıkıntılar oluştu. Bu sorunlar şimdiye kadar çoktan çözülürdü. Ama bir kişi bile el atmadı. Karacasu’nun doğallığını düşünemediler. Var olan suları sahiplenemediler. Şu dağlarda o kadar çok su vardı ki. Ben çobanlık yaptığım dönemde derelerde parmağımızı sokardık su çıkardı. Şimdi buralar kurak. Yarın burası dolduğu zaman bu gölet bu küçük baraj buraya yapıldığı zaman Karacasu’da su problemi kalmayacak. Tamamen bitecek. Karacasu’nun ekonomisinde yüzde 80 tarım yatıyor. Karacasu ekmeğini tarımdan kazanıyor. Karacasu’da zeytincilik ve tütün önemli. Yuva yaylasında çocukluğumda hep hayvan güttüm. Benim çobanlık yaptığım zamanlarda hayvanların ot bulamadığım zamanlardan bugüne değin her taraf zeytinlik oldu” dedi.

ÇOK BASİT BİR İŞLEMLE BURASI GÖLET OLACAK

Gelecek adına tehlikenin büyük olduğunu ifade eden Kambak, “Önemli olan bu güzel mirası bırakmak. Hiçbir maliyeti yok. Sadece önüne set çekilecek. Hiçbir toprak işlemi yapılmayacak burada. Burada öyle güzel bir sistem var ki. Suyun debisi konusunda bir sorun olursa bu rahatlıkla çözülebilir. İleride su sorunu olursa içme suyu olarak da kullanılabilecek. Var olan kaynak boşa akmasın. Kurtderesinden gelen su rahatlıkla buraya aktarılabilir. Bu derenin suyu boşa gidiyor. Buraya hiç su takviyesi yapmasanız bile iki-üç sene de kendiliğinden dolar. Buranın toprağı suyu akıtmaz” dedi.

KAYBEDİLEN SU KAYNAKLARINI TEK TEK ANLATTI

Karacasu’nun doğal su kaynaklarının kaybedildiğini hatırlatan Kambak, “Karacasu’da doğal kaynaklar çok fazlaydı. Ama hiçbir belediye suyu sahiplenemedi. Karacasu’nun suları başkalarına verildi. Mesela Hacı Ahmet yaylasında sarı su denilen bir su vardı, başkasına verildi. Turplukta bir su vardı bunu başkaları pazarlıyor. Yuva Yaylasında İyice suyu, Çamluca suyu, Makuf suyu, Aktaş suyu, Gabalılar suyu kayboldu. Şemşem’de şu anda belki en şahane içme suyu var, Eşekkıran Yaylasında, her arazinin başında insanların göletleri vardı. Bu göletler kalmadı. Su konusunda ne yapılacaksa gecemi gündüzüme katacağım elimden geleni yapacağım. Önümüzdeki seçimlerde kesinlikle aday olacağım. Su sorununu çözdüğünüz zaman Karacasu’nun ekonomisinin geleceğini sağlamlaştırmış olursunuz. Dereköy’de 45 dönüm bir tarlam var. Ederinden fazla para verdiler satmadım. O tarlada su olsa insanlar tütün dikecek ama yok su yok” ifadelerini kullandı.