Eğitim-Sen ilçe binası önündeki basın açıklamasına Tüm Emekliler Sendikası Genel Başkanı Salman Hürkardeş’in yanı sıra, sendika, siyasi parti ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri katıldı. Basın açıklamasını Tüm Emekliler Sendikası Didim Şubesi Basın Sekreteri Erdem Özden okudu.

"GEÇİM SIKINTISI İYİCE ARTMAKTADIR"


Tüm ülke genelinde ortaklaşa yapılan basın açıklamasında Özden, 2021 yılı bütçesinin gerçekleri anlatan bir bütçe olmadığını ifade ederek, “2021 bütçesinde başka bir eşitsizlik ve yoksullaştırma kalemi vergi adaletsizliğidir. Bütçe gelirlerinin yüzde 90’ı vergi geliri, bunun da yüzde 70’i biz emeklilerin, dar gelirlilerin, küçük esnafın, emekçilerin ödediği gelir vergisi, ÖTV, KDV gelirlerinden oluşmaktadır. Bu bizatihi yoksullaştırmanın kaynağı olarak durmaktadır. Sermayenin vergilendirme kaynağı olan kurumlar vergisi oranı azaltılırken, başta emekliler olmak üzere sabit gelirliler için gelir vergisi bir kaynak olmaya devam etmektedir. Aynı şekilde gelirler arasında ÖTV, KDV gibi dolaylı vergilerden sağlanan gelirlerin artırılması eşitsizliği ve yoksulluğu artıran, emekçilerden sermayeye kaynak transferi sağlayan bir unsur olarak durmaktadır. Emeklileri yoksullaştırma sadece bütçe kaynaklarının sermayeye doğrudan transferi ile olmamakta, salgın koşulları da emeklilerin hayatını, geçim sıkıntısını iyice artırmaktadır” dedi.

EMEKLİLERİN TALEPLERİNİ SIRALADI


Emeklilerin taleplerini sıralayan Özden, şöyle dedi: “Bu değerlendirmelerin ışığında taleplerimiz, emeklilerin sendikalarına karşı açılmış kapatma davaları geri çekilmeli, valilikler bu davalara taraf olmamalıdır. Uluslararası sözleşmeler ve 25 yıldır emeklilerin zorluklarla baş ederek sürdürdüğü kazanımlar ve sendikal örgütlenmesi tanınmalı, anayasal güvence altına alınmalıdır. En düşük emekli aylığı brüt asgari ücret tutarına yükseltilmelidir. Emekliler arasındaki ücret dengesizliği bir an önce giderilmeli, buna ilişkin intibak yasası emekliler daha fazla mağdur edilmeden çıkarılmalıdır. Torba yasa adı altında getirilen ve emeklilik konusunda elde ettiğimiz hakları almayı geri almayı hedefleyen yasa girişimleri geri çekilmelidir.”

"KAPATMAYA YÖNELİK UYGULAMALAR SON BULMALI"


Özden, açıklamanın devamında şunları kaydetti: “Yılda 4 sefer aylık tutarında ikramiye verilmelidir. Sağlık hizmetleri tamamen kamusal olmalı, kamu eliyle yürütülmelidir. Özelleştirmeden vazgeçilmelidir. Emeklilerden sağlık ve tedavi katkı payları alınmamalıdır. Ekmek, et, su, elektrik, doğal gaz gibi temel ihtiyaç ürünlerine zam yapılmamalıdır. Salgının hemen geçmeyeceği, derin etkiler bırakacağı açıktır. Buna göre salgına karşı en az iki yıllık bir mücadele, baş etme programı hazırlanıp uygulamaya konulmalıdır. Bu programın temel yaklaşımı sağlık hizmetlerinin kamusal hizmet olduğu olmalıdır. Koronavirüse karşı bulunduğu söylenen aşıların tıbbi olarak onaylanmasından sonra ücretsiz olarak sağlık çalışanları ve ardından 65 yaş üstü ve kronik rahatsızlığı olanlardan başlamak üzere aşılanmasına başlanmalıdır. Salgına karşı tedbir adı altında uygulamaya konulan ve bizleri eve kapatmaya yönelik uygulamalardan bir an önce vazgeçilmelidir. Salgın koşullarında yaşlılara, kronik rahatsızlığı olanlara yerel ya da merkezi yönetim tarafından destek verilmelidir.”