“BEKLEDİĞİMİZ GİBİ BİR AÇILIŞ OLMADI”
Toplam 36 yıldır baba mesleği olan kahvehanede çalıştığını ifade eden Akbey, “Mesleğe başladığım ilk günden itibaren hayatım boyunca o kadar şeyler gördüm. Üst kesimden en alt tabakaya, köylüsünden kentlisine, siyasetçisinden en üst bürokratına kadar çok kişi tanıdım. Mesleğim boyunca o kadar zorluklarla uğraştık ki bunu yaşayan bilir. Bunca zaman zarfında evimize helalinden 2 ekmek götürmek için uğraşıyoruz. Biz kahvehaneciler, Osmanlı Dönemi’nden bugüne kadar gelen bir kültürü temsil eden Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin temel taşıyız. Biz mahallemizin abisi, kardeşi, dostu arkadaşıyız. Covid-19 hastalığı çıktığı günden bu yana da en kötü kişiler olduk. İlk olarak 16 Mart 2020 tarihinde kapandık. Tam 75 gün sonra, 1 Haziran 2020 tarihinde açtık, kapattığımız gün gibi açsak eyvallah diyeceğiz ama beklediğimiz gibi bir açılış olmadı. Çünkü, kısıtlamalı izin verildik açılmadık.” dedi.
“BİZİM SESİMİZİ DUYAN YOK MU?”
Her sektör açıkken kahvehane işletmelerinin kapatılmasını anlamadığını ifade eden Akbey, “20 Kasım 2020 tarihine kadar tekrar kapattık buna da eyvallah dedik. Ama her sektör açık iken biz niye kapandık? Bizim bakmakla hükümlü olduğumuz bir ailemiz yok mu, evlatlarımız yok mu? Benim iş yerim kira, elektrik, su, doğalgaz faturaları, Bağkur sigorta masrafım, eleman param yok mu? Bunlar ne olacak nasıl bu işin içinden çıkacağız? Bizim sesimizi duyan yok mu? Bir destek olmazsa bizler bittik. Helalinden evimize 2 ekmek götürmek için bu ufak tezgahı açtım. Daha ne yapalım. Şeyh Edebali’nin dediği gibi ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’” diye konuştu.