Aydın İmam Hatip Lisesi’nde görev yapan Arapça Öğretmeni E.S. iddiaya göre, derse şalvarlı ve sarıklı gelen öğrencileri uyardı. Yine iddiaya göre öğrenciler, kendilerini uyaran Arapça Öğretmeni E.S.’yi tehdit etti. Yaşanan olayı değerlendiren Tezcan, yazılı bir açıklama yaparak olayın yaratılan kutuplaştırıcı siyasi iklimin sonucu olduğunu söyledi.

“DEDELERİMİZ DÜŞMANA KARŞI BİRLİKTE MÜCADELE ETTİ”


Türkiye'nin güzide kentlerinden olan Aydın'ın, bugüne dek Cumhuriyet inancı ve ülkenin kurucu değerleriyle hiçbir zaman sorunu olmadığını belirten Milletvekili Tezcan, “Kuvayi Milliye'nin merkezi kabul edilen Aydın'da, derse sarıkla giren liseli bir öğrencinin, onu uyaran öğretmenine ‘Dedeleri bizi kesti’ söyleminin etkisinde kalacak şekilde tehdit ettiği basına yansımıştır. Aydın’da dedelerimiz birbirini kesmedi, tam tersine dedelerimiz düşman işgaline karşı el ele, omuz omuza birlikte mücadele etti. Milli Mücadele’ye destek veren ataları arasında bile ayrım yaratmaya çalışılan bu kültür, Aydın’a kim ve kimlerin eliyle, nasıl yerleştirildi? Yaşanılan bu vahim olayda da görülmüştür ki, okulların etrafında çocuklarımıza yönelik faaliyet yürüten tarikatlar, okul içi eğitim faaliyetlerine de açıktan müdahale etmektedir. Ayrıca bu eylemi gerçekleştiren öğrencilerin diğer öğrenciler huzurunda sarf ettikleri sözlere bakıldığında cumhuriyet karşıtlığı büyük bir nefretle ifade edilmektedir” ifadelerini kullandı.

“OLAY CEZAİ YÖNDEN AYRINTILI BİR ŞEKİLDE SORUŞTURMALI”


Milletvekili Tezcan, açıklamasını şu şekilde tamamladı: “Öğrencinin söylem ve tehditleri ise yaratılan kutuplaştırıcı siyasi iklimin sonucudur. Aydın’da Arapça öğretmenimiz E.S'nin yaşadığı sorun, izlenen ayrıştırıcı politikaların bugüne kadar çokça örneğini gördüğümüz sonuçlarından sadece biridir. Bir tarafta kontrolsüz tarikat, cemaat okullarıyla, yurtlarıyla çocuklarımızı kutuplaştıran bir kültür, diğer tarafta mafya bozuntularının tehditlerine sessiz kalan bir siyasi anlayışla nasıl bir gelecek kurabiliriz? Ortak milli değerlerimize bağlı, akla ve bilime dayalı birleştirici çağdaş eğitim modeli yerine “dindar ve kindar” nesil yaratma hedefiyle kurgulanan ayrıştırıcı eğitim uygulamalarının sonucu bu olsa gerek. Bu vahim olay Milli Eğitim Bakanlığı tarafından idari yönden Cumhuriyet Savcılığı tarafından ise cezai yönden ayrıntılı biçimde soruşturulmalı, elde edilen bulgular kamuoyuyla paylaşılmalıdır. Tehdit edilen Arapça dersi öğretmeni E.S’nin yanındayız. Bugünden itibaren bu öğretmenimize veya bir başka öğretmen ya da öğretmenlere yapılacak en küçük saldırıdan iktidarın sorumlu olacağı bilinmelidir.”