Didim Belediye Başkanı Deniz Atabay, eşi Tuna Atabay ile birlikte Aydın Büyükşehir Gazeteciler Cemiyeti’ni (ABGC) ziyaret etti. Eşi ile birlikte basın mensuplarının karşısına geçen Atabay, hakkında ortaya atılan iddialara cevap verdi.

‘FETÖ TAKTİĞİ BİR KUMPAS’


Yaşanan süreci anlatan Deniz Atabay, “31 Aralık 2014 seçimlerine 2 ay kala 4 katlı yerin 11 kata çıkarılması ile başlayan bir kavgadır. 4 katlı yeri siz 11 kata çıkarırsanız buradan müthiş bir rant çıkar ortaya. 23-24 daire çıkacak bir yerden 90 küsur daire çıkacak pozisyona gelinirse, daire fiyatlarını düşündüğünüzde ortaya çıkan rantı görebilirsiniz. Bu bahsettiğim yerin ruhsat iptaliyle çıkan olaydır bu. Mahkemeye taşıdılar. Fakat mahkeme ruhsat iptalinin doğru karar olduğunu onayladı. Danıştay bizim aleyhimize kararı bozmuştur. Fakat biz üst kurula götürdüğümüzde iki daire birleşerek baktığında tekrar yerel yönetim lehine karar verilmiştir. Ve netice olarak yıkım kararı çıkmıştır. Biz kimsenin malını mülküne yıkmak gibi çaba içerisinde değiliz fakat kanunlar dışına çıkılan işlerde karşılarında bizleri bulurlar. İmar barışıyla bu bina yıkılmadı. Fakat ondan sonra dahi 3 kat gibi kaçak katlar çıkıldı. Biz bununla ilgili gerekli tutanakları tuttuk, bildirimlerimizi yaptık. Bize işyeri açma ve çalışma ruhsatı için bir talep geldi. Bu süreçte bize anlaşalım gibi teklifler de geldi. Onların istediği tarzda gayri resmi bir uzlaşmaya asla yanaşmadık ve bunun için de ortaya bu senaryo konmuştur. Susturma, sindirme politikasıdır bu. Çok açık söylüyorum. Bu tamamen FETÖ taktiğiyle yapılmış bir kumpastır. Bize diz çöktüremediler, çöktüremeyecekler” dedi.

‘BENİ SİNDİREMEYECEKLER’


Aynı görüntülerin 2017 yılında ortaya atıldığı hatırlatılan Deniz Atabay, “Konu, 2014’ten beri başlattığım rant savaşının devamıdır. Bu bir rant kavgasına karşı durma kavgasıdır. Bütün mesele. Bugün Mehmet vardır, yarın Ahmet olur. Dikkatinizi çekmek istediğim tek bir şey var. Zaman geçiyor. Format aynı ama üstüne giydirilen elbise değişiyor. Bazı aktörler hep aynı. Dublörler de aynı, başrol oyuncuları da aynı. Niye tekrar tekrar önümüze getiriliyor? Acaba burada bir baskı oluşturma, sindirme çabası mı var. Ben bu görevi yaptığım sürece asla bu tip hareketlerle beni sindiremeyecekler. Didim halkının bana verdiği hakkını koruma görevi bendedir. Ben bu göreve kanunlar çerçevesinde devam edeceğim” ifadelerini kullandı.

“MAĞDUR NEREDE?”


Sosyal medyada dolaşıma sokulan görüntülerle ilgili de konuşan Atabay, “Ben buradan hodri meydan diyorum. Ortada bir mağdur olduğu söyleniyor. Ortada bir iddia var. Bunun bir mağduru olması lazım. Nerede bu mağdur? Eşimle beraber savcılığa gittik. Bu işin failleri hakkında suç duyurusunda bulunduk. Benim hakkımda savcılığa intikal etmiş suç duyurusu var mı? Yok. 5 senedir ağlıyorum, ıstırap çekiyorum diyor. Korktuğum için gitmedim diyor. Sen korktuğun için polise, savcılığa gitmiyorsun. Ama hiç tanımadığın, gazeteciyim diyen birine bilgi aktarıyorsun. Mağdur nerede, niye çıkmıyor? Bunlar yanlış işler” diye konuştu.

‘MÜCADELEYE DEVAM’


Olaya ilişkin Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu ve CHP Genel Merkezi’nin yerel yönetimlerle ilgili birimleriyle görüştüğünü belirten Atabay, “İlgili bilgileri aktardım. Sakladığımız hiçbir şey yok. Görevimizin başındayız. Görevimize devam ediyoruz. Eğer bir yargılama yolu açılırsa karar tabii ki yüce yargınındır. Hâkimler sorar, biz de cevabını veririz. Ben Didim halkının hakkını korumakla mükellefim. Bu görevi genel merkezimiz bana verdiği sürece, halkımız da oylarıyla teyit ettiği sürece yapacağım. Ne bir tehdit, ne bir şantaj, FETÖ tipi kumpas beni yolumdan çeviremez, bana boyun eğdiremez, Bunu edebiyat olsun diye söylemiyorum. Bugün Didim’i daha çok seviyorum. Didim’i bu tür rant çetelerinin elinden aldım. Tekrar onların eline bırakmak istemiyorum. Temizleyene kadar mücadeleye devam. Ben, arkadaşlarım ve tüm Didim halkıyla mücadeleye devam edeceğiz. Yaptıklarımız için teşekkür beklemiyoruz, görevimizin gereği neyse onu yapıyoruz ve yapmaya devam edeceğiz. Ama karşılığı evimizin kurşunlanması, kızımızın kaçırılmak istenmesi olmamalı” şeklinde konuştu.

‘DİDİM İSMİNİ MARKALAŞTIRDIK’


Didim’in sadece bu tip konularla anılmadığını ifade eden Başkan Atabay, “Eskiden Didim Belediyesi yol geçen hanı gibiydi. Bugün Didim Belediyesi ciddi bir kurum haline gelmiştir. Her türlü ihtiyacını kendisi karşılayan, çiçeğini, betonunu kendisi üreten bir belediyedir. Türkiye’de 3 tane belediye gösteremezsiniz, ilçe belediyesi beton santrali olan. İnanılmaz bir katma değer sağlıyoruz, tasarrufta bulunuyoruz. Kültür faaliyetleri olarak Avrupa’da inanılmaz yankı buluyor. Bunlar çok önemli şeyler. Tıbbı ve aromatik yağlar ürettik. Hiçbir belediyede yoktu. Pandemi olmasa Avusturya’ya Didyma markasıyla ihracata başlayacaktık. Didim ismini markalaştırdık ve bütün Avrupa’ya yayıyoruz. Bunları da görmek lazım” dedi.

‘BİR CANIMIZ VAR, ALABİLİRLERSE ONU ALACAKLAR’


Basın toplantısında duygusal anlar yaşayan Deniz Atabay’ın eşi Tuna Atabay, “Seçimin üzerinden kısa bir süre sonra çocuğumla evde yalnızken, her yerden kurşun gelmeye başladı. Hemen fırladım ışıkları söndürdüm. Kurşun delikleri kızımın bulunduğu yerin çok yakınında bulunuyordu. Kızım bugün hayatta olmayabilirdi. Bu işin ötesi yok. Ben bir anne olarak yaşadıklarımı kelimelerle sizlere anlatamam. O gün kızıma, gelen kurşun seslerinin havai fişek olduğunu söylemiştim ve kızım bugün hala havai fişek patlamalarında tir tir titriyor. Ve masanın altına saklanıyor. Neler yaşayabileceğimizi o gün fark ettim. En son yapacaklarını ilk başta yaptılar. Ondan sonra yapılanlar canımı acıtmıyor çünkü bu yaşananları daha önceden tahmin ediyordum. Büyük kızımı vapurdan inerken kaçırmaya çalıştılar. Bu olaydan sonra kızım 5 ay üniversiteye gitmedi. Bir dönem kaybetti. Korkmayacağız, bir canımız var, alabilirlerse onu alacaklar” ifadelerini kullandı.