Süreci değerlendiren Cumhur Güven Taşbaşı, pandeminin afet gibi olduğunu, tüm ülkeleri etkilediğini, tüm dünyada kontrol sağlanamadığı müddetçe yapılabilecek bir şey olmadığını ifade ederek sözlerine başladı.

"GURBETÇİLER GELMESE BÜYÜK SIKINTI YAŞANIRDI"


Kendisinin bu süreçte Avrupa’nın ilk önce kendi içinde, sonra komşuları, ondan sonra da güvenli gördüğü ülkeler ile turizm hareketliliği başlatacağını öngördüğünü söyleyen Taşbaşı süreç böyle gelişince de belgelendirme çalışmaları ve diğer çalışmalarla güven sağlanmaya çalışıldığını vurguladı. “Almanya’da ve diğer Avrupa ülkelerinde çalışan gurbetçi vatandaşlarımız gelmeseydi otellerimiz çok sıkıntı çekerdi” diyen Taşbaşı, aşı veya ilaç bulunamazsa birkaç yıl daha bu durumun devam edeceğini vurgulayarak sözlerini tamamladı.

“LOBİ FAALİYETLERİ ÖNEMLİ”


Gazeteci Savaş Daş, Hikmet Atilla’nın Almanya’ya yakın zamanda seyahat ettiğini, gözlemlerini almak istediklerini söyledi. DTO Başkan Yardımcısı Hikmet Atilla, ilk olarak seyahat için gerekli olan PCR testinden başlayarak değerlendirmelerini aktardı. Testin Almanya’da ücretsiz olduğunu, Türkiye’de ise 110 lira olan ücretin zam yapılarak 250 liraya çıktığını hatırlattı. Her kriz döneminde gurbetçi vatandaşların turizme katkı sağladığını fakat bu sefer sağlık söz konusu olduğu için korku ve ekonomik sıkıntı yaşandığını vurgulayan Atilla, “Bu atmosfer oldukça insanların seyahat etmesi söz konusu olmayacaktır” dedi. Sadece Kültür ve Turizm Bakanı ile tatilcilerin seyahat korkusunun giderilemeyeceğini, tatilcilere dokunacak insanlara ihtiyaç olduğunu ifade etti. Lobi faaliyetlerinin önemli olduğunu, ülkemizdeki STK’ların Avrupa’daki STK’larla birlikte çalışmalar yapması gerektiğini vurguladı. Almanya’nın İspanya’ya seyahat yasağı koymasından sonra bu ülkeye talebin yüzde 30, Türkiye’ye talebin ise yüzde 19 seviyesinde düştüğü haberlerini basından takip ettiklerini söyledi. Yeni rezervasyon alınamadığı, eski rezervasyonların karşılandığının altını çizen Atilla, rezervasyonların iptal edilmemesi için devletlerin ve acentelerin ciddi mücadele verdiğini ifade etti. Atilla, “Turizmde bir hareketlilik bekliyorsak insanlara dokunmak zorundayız” diye konuştu.

“KORKUYLA İNSAN SEYAHAT ETMEZ”


Almanya tarafından Türkiye’ye seyahat uyarısının 4 il için kaldırılmasına rağmen Almanların ülkemize neden beklenen düzeyde seyahat etmediği sorusuna cevap veren Atilla, sadece dört il için uyarının kaldırılmasının Türkiye’nin riskli bir bölge olduğu algısı oluşturduğunu belirtti. Almanya’da ilginin yurt içinde kaldığını, ülke içinde turizm tesislerinde fiyatlar yüzde 30 artmasına rağmen talebin rekor seviyede olduğunu söyleyen Atilla, öncelikle Avrupa ülkeleri için kaldırılan seyahat uyarılarının bazı ülkeler için tekrar konduğunu hatırlattı. Didim’e gelen tatilcilerin oluşturulan korku atmosferinden etkilendiklerini, seyahatlerin mart ayında olduğu gibi aniden kesilmesi endişesi taşıdıklarını, bu korkunun alınması gerektiğini vurgulayan Atilla, “Korkuyla insan seyahat etmez” diyerek seyahat edenlerin otelde, havuzda, plajda rahat edemeyeceğini sözlerine ekledi.

“BAKANLIK YATIRIMININ DETAYLARINI BİLMİYORUZ”


Gazeteci Savaş Daş, Kültür ve Turizm Bakanlığının Çeşme ve Didim’de hayata geçirmeyi planladığı turizm yatırımları hakkında Çeşme projesinin ayrıntılarının konuşulduğunu, Didim’de ise henüz ne yapılacağının, nereye yapılacağının bilgisine sahip olmadıklarını söyleyerek Atilla’nın proje hakkında bilgiye sahip olup olmadığını sordu.
Bu konu hakkında Kültür ve Turizm Bakanı ile birkaç kez görüştüklerini hatırlatan Atilla, Didim’in büyük bir kısmının hazine arazisi olduğunu hatırlattı. Proje geliştirilirken arazi konusunda sıkıntı yaşanmayacağını ifade etti. Tam detaylarını bilmemekle birlikte sağlık ve spor turizmini geliştirecek yatırımlar planlandığını tahmin etiklerini söyleyen Atilla, alınan bilgilere göre öncelikle Çeşme’deki projenin hayata geçirileceğini, akabinde de benzer bir çalışmanın Didim için de geliştirileceğini sözlerine ekledi. Didim’in 90’lı yılların başından bu tarafa kitle turizmi yapan bir destinasyon olduğunu, devlet tarafından da bugüne kadar gereken desteği görmediğine inandığını söyleyen Atilla, Yaklaşık 10 yıl önce tahsisi yapılan arazilerde henüz yatırımın yapılmadığını hatırlattı. Şimdiye kadar Didim’in arzu ettiği gelişimi göstermemiş olmasını bir şans olarak değerlendirdiklerini, bundan sonra gerçekleşen gelişimin kontrollü olacağını belirten DTO Başkan Yardımcısı Atilla, insan kaynağının gelişmesi ile Didim’in Türkiye’nin önemli destinasyonlarından biri olacağını düşündüğünü söyledi. Atilla, Didim’e talep olduğunu, talebi karşılayacak altyapının da oluşması ile önemli bir ivme yakalanacağını söyleyerek sözlerini tamamladı.