Aydın Büyükşehir Gazeteciler Cemiyeti’ni Yönetim Kurulu üyeleriyle birlikte ziyaret eden TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Aydın Şube Başkanı Özlenen Alçı, 17 Ağustos Depremi’nin yıl dönümünde Aydın ve ilçelerinde deprem ile ilgili alınan tedbirler ve acil yapılması gerekenler konulu bir açıklamada bulundu. ABGC Gazeteci Yalçın Ata Toplantı Salonu’nda yaptığı açıklamada Alcı, Aydın’da depremle ilgili bir yol haritası çıkarılması gerektiğini dile getirdi. “Deprem kapımızı çalıyor” diyen Alcı, “Depreme ayrı ayrı değil, siyaset üstü bir yaklaşım ile merkezi idare, Aydın Valiliği, Büyükşehir Belediyesi, ilçe belediyeleri, STK’lar, üniversiteler gibi bütün paydaşlar ile beraber hazırlanmalıyız. Sorun analizleri, çözümlemeler ve proje önerileri ile geçmiş tüm tecrübeleri de dikkate alarak; ortaya bir yol haritası çıkarmalıyız. Aydınlıların geleceğe daha güvenle bakabilmesi için olmazsa olmaz koşul, bu birlikteliktir. Depreme hazırlanabilmenin temelinde ise depremin yaratacağı riskin anlaşılması ve azaltılması adına yapılabilecekler yatmaktadır. Bu doğrultuda, Aydın’ın deprem nedeni ile karşı karşıya kalacağı riskin anlaşılabilmesi için; üniversiteler, uzmanlar ve profesyonel bir ekip ile aklın ve bilimin rehberliğinde çalışmalarımızı sürdürmeliyiz. Uygun bir seferberlik ruhu ve el birliğiyle yürüteceğimiz tüm bu çalışmalar sayesinde, Aydın’ın depreme daha dayanıklı bir kent olmasını ve biz Aydınlıların da geleceğe daha güvenle bakmasını mümkün kılacağımıza inancımız tamdır. Aydın Büyükşehir Belediyesi sınırları içindeki tüm binaları içine alacak biçimde, geniş kapsamlı bir bina envanteri çalışması yapılmalıdır. Bu çalışma sonucunda, yapısal özelliklerine, yapım tarihine, proje ve inşaat kalitesine, kullanım özelliklerine göre sınıflandırılan binaların Aydın’daki dağılımları saptanmalıdır. Aydın İli Olası Deprem Kayıp Tahminlerinin çıkartılarak, ilçe ve mahallelerimizdeki bina hasarları, olası can kaybı ve yaralanmalar, altyapı hasarları ve geçici barınma ihtiyacı gibi bileşenler analiz edilerek rapor haline getirilmelidir. Mevcut şebekelere (su, atık su, elektrik, telefon ve karayolu sistemleri) ilave edilecek bağımsız ikincil sistemler deprem sırasındaki hasar görebilirliği çok azaltacak ve bu yaşamsal hizmetlerin tümden kesilmesini önleyecektir. Hasarı hafifletme çabalarının sonuç vereceğinin düşünülmesi için, tüm bu çabaların toplum ve her düzeyinde uygun eğitim öğretimle birleşmesi gerekmektedir” dedi.

TOPLANMA ALANLARI BELİRLENMELİ


Aydın’da depreme hazırlık ve deprem sonrasında tespit ettikleri eksikleri ve önerilerini ifade eden Alcı, şunları söyledi: “İlçelerin içinden canlı fay hattı geçmektedir. Bu hatlarda konutlar ve eğitim kurumları bulunmaktadır. İvedilikle bir plan doğrultusunda yeni imar alanları açarak bu yapıların taşınması gerekir. Efeler ilçemizde bu hatta yapılaşmaya izin verilmemektedir. Bu hatta oturan vatandaşların mutlak suretle uyarılması gerekir. Diğer ilçelerimizde de canlı fay hatlarında inşaat yasağı getirilmelidir. Ekonomik ömrünü tamamlamış ve riskli binalar her ilde olduğu gibi Aydında’ da çoğunlukta. Özellikle kıyı şeridinde eski binaların deprem performans analizleri yapılmalıdır. Deprem eğitimleri, okullarda yeterli seviyeye ulaşmamıştır. Tüm öğrencilerin deprem eğitimi alması sağlanmalıdır. Vatandaşların tamamına da bu eğitimler verilmelidir. Evlere deprem eğitim broşürü bırakılarak toplanma yerinin nerede olduğu bilgisi verilmeli, talebi doğrultusunda evinde ne gibi önlemler alacağı ve deprem anında nasıl hareket edeceği yerinde anlatılmalıdır. Toplanma alanlarının sayısı yetersiz ve geçici barınma alanına gidene kadar acil ihtiyaçlarını gidermeye uygun değildir. Toplanma alanları geçici barınma alanları oluşturulana kadar geçici alan gibi tanımlanmasına rağmen insanlar evlerini ve yakınlarını bırakıp uzaklaşmak istememektedir. Bu alanlarda pandemi süreci de göz önüne alınmalıdır. Mevcut boş alanlara göre toplanma alanı belirlemek yerine bölgede yaşayan insanların sayısına göre alan yaratılmalıdır. Bu alanlarda acil temiz su, pissu, iletişim altyapısı hazırlanması gerekir. Hatta inşaatının yapılarak deprem anında kullanıma açılması daha uygun olacaktır. Kurumların arsalarında öncelik, hizmet binası değil toplanma alanları olmalıdır. Olası deprem sonrası ana arterlerde bulunan binaların yıkımla ulaşımın aksayacağı düşünülerek bu binaların performans analizleri yapılmalıdır. Bu yollarda araçların park etmesine izin verilmemelidir. Yine bu ana yollarda ve özellikle İzmir-Denizli yolunda bulunan köprü ve üstgeçitler incelenmelidir.”

KAMU BİNALARI RİSKLİ


Alcı, “Özellikle kurumsal yapıların olası bir depreme diğer konut türü yapılara göre daha hazırlıklı olması gerekmektedir. Bilindiği gibi 2018 yılında Türkiye bina deprem yönetmeliği yayımlanmıştır. Bu yönetmelik, 1999 yılında yaşanan depremden sonra yayınlanan ikinci kapsamlı yönetmeliktir. Birçok kamu binası 2000’li yıllarda taramaları yapılarak depreme karşı dayanımları bakımından değerlendirilmiştir. Özellikle Aydın Devlet Hastanesi, Atatürk Devlet Hastanesi, Vergi Dairesi Binası, Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü Binası, Çarşı Türk Telekom binası, belediye hizmet binaları gibi birçok kamu binası afet bölgelerinde yapılacak yapılar hakkında yönetmelik hükümlerine göre yetersiz olarak tespit edilmiştir. Yapılan fizibilite çalışmalarında yeniden yapılması için harcanacak para ile güçlendirme için harcanacak para birbirine çok yakın olduğundan, bu binaların alternatifi oluşturularak yıkılmasının uygun olduğuna karar verilmiştir” diyerek depreme dayanıksız olan kamu binalarına dikkat çekti.

DEĞİŞEN BİR ŞEY YOK


Gölcük Depremi’nden bu yana 21 yılda değişen hiçbir şey olmadığını belirten Alcı, “Geçen yirmi bir yılda bir deprem yönetmeliği daha yayınlanmasına rağmen ne bu binaların alternatifi inşa edilmiş, nede bu binalar güçlendirilmiştir. İlimiz Aydın deprem riskinin yüksek olduğu bir ildir. Aydın bölge hastanesi yapılıncaya kadar depreme dayanıklı olan ve yeni inşa edilen hastaneler dışında mevcutlar büyük risk taşımaktadır. Geçmiş dönemde görev yapan İnşaat Mühendisleri Odası Aydın Şubesi yönetimleri, her yıl 17 ağustos un yıl dönümünde bu konulara dikkat çekmiştir. Ancak 21 yılda değişen hiçbir şey olmamıştır. Sonuç olarak biz inşaat mühendisleri olarak tekrar uyarıyoruz. Yeni yapılacak olan yapıların, 'Bina Deprem Yönetmeliği' dikkate alınarak bilim, teknoloji ve mühendislik ilkeleri doğrultusunda yapılması can ve mal güvenliğinin sağlanması bakımından büyük bir önem taşımaktadır” ifadelerini kullandı.