ADD Başkanı Halil Erdaş ve bir önceki dönem başkanı İsa Çetin’e Atatürk Anıtına çiçek koyduktan sonra kesilen idari para cezası tüm Türkiye'de yankı bulurken haberlerin gazetelerde yayımlanmasının ardından Türkiye'nin dört bir yanından çok sayıda destek telefonu ve mesajı alan Erdaş ve Çetin için ADD üyeleri de bir araya geldi. Toplantıya katılmak için Ankara’dan gelen Hüseyin Emre Altınışık, “İki arkadaşımız yönetim kurulu başkanımız ve önceki dönem başkanımız Karacasu’da Atatürk anıtına iki vatandaş olarak çiçek koymakla suçlandılar. Aslında o kesilen ceza, bu yaklaşım bizim yakamıza takacağımız bir ödüldür, Atatürkçüler için Atatürk’ü sevmek ceza olamaz. Ama o arkadaşların o yöneticilerin neye hizmet ettiklerini oturup düşünmeleri gerekir. Neye hizmet ettiklerini şapkalarını önüne koyup düşünmeleri gerekir. Biz bugün buraya tüm Yönetim Kurulumuzun ortak kararı ile tüm örgütümüzle birlikte arkadaşlarımızın yalnız olmadığını söylemeye geldik” dedi.

VATANDAŞLARDAN ALKIŞLI DESTEK

Karacasu Şehitler Parkı’nda yapılan destek toplantısına ADD Genel Başkanı Hüseyin Emre Altınışık’ın yanı sıra Genel Yönetim Kurulu (GYK) Üyesi ve İç Ege Bölge Sorumlusu Arif Güvenir, ADD Aydın İl Şube Başkanı Müslime Güneş, GYK Üyesi ve Aydın Bölge Sorumlusu Günver Güneş, Nazilli, Didim, Germencik, İncirliova, Yenipazar, Çine, Söke Şube Başkanları ve çok sayıda yönetici katıldı. Toplantıda ADD üyelerini CHP İlçe Başkanı Cengiz Çumralı, İYİ Parti İlçe Başkan yardımcısı Nail Kurt, Karacasu Çevre Derneğini temsilen Aysel Küpelioğlu, ADD üyesi ve Yenice Mahalle Muhtarı Cavit Paksoy da yalnız bırakmadı. Şehitler Parkı’nda yapılan İsa Çetin ve Halil Erdaş’a destek konuşmalarının ardından tüm katılımcılar Erdaş ve Çetin’in ceza yediği Atatürk Anıtına giderek çiçek bıraktı. Burada saygı duruşunda bulunan ADD üyelerine çevredeki vatandaşlar da alkışlarla destek verdi. Toplantının sonlarına doğru Şehitler Parkı’na çok sayıda polis memuru gelirken emniyet mensupları burada ve anıta çiçek bırakılması sırasında bol bol görüntü aldı. Güvenlik güçlerinin ADD üyelerini yemek yiyecekleri Kahvederesi Yaylası’na kadar takip etmeleri ise dikkat çekti. Toplantı sonunda Hüseyin Emre Altınışık’a çiçek ve Karacasu toprağından yapılan Atatürk maskı hediye edildi. Öte yandan bu cezaların iptali için de gerekli yasal girişimlerin başladığı bilgisi verildi.

“ERDAŞ VE ÇETİN HAKSIZLIĞA UĞRADI”

ADD Karacasu Şube Başkanı Halil Erdaş’ın yaptığı açılış konuşmasının ardından GYK Üyesi Günver Güneş söz aldı. Güneş konuşmasında, “Bugün burada toplanma gerekçemiz son dönemlerde Atatürkçü düşünceye sahip olan bireylere, derneklere karşı yapılan baskı ve dayatmaları kamuoyunun gündemine taşımak. Son dönemlerde özellikle milli bayramlarda, Lozan Barış Antlaşması etkinliklerinde, son olarak Diyanet İşleri Başkanının Ayasofya’da Atatürk’e lanet okuması üzerine başlayan protestolarımızın bir karşı duruşu, Atatürkçü düşünceye karşı gerçekleştirilen eylemlere karşı refleksi ADD üzerinden kamuoyunu aydınlatma ve bilgilendirme üzerine yoğunlaştırdık. Pek çok şubemiz etkinlikler düzenledi. Bu etkinlikler maalesef devletin temsilcileri tarafından engellendi ve yasaklanmaya çalışıldı. Bazı arkadaşlarımız haksız ve hukuksuz bir şekilde idari para cezalarıyla karşılaştılar. Bu toplantıyla sesimizi tüm Türkiye’ye duyurma amacı taşıyoruz. Haksızlığa uğradığımız arkadaşlarımızın yanında olduğumuzu söylemek istiyoruz. Atatürk sahipsiz değildir, Cumhuriyet sahipsiz değildir, Atatürkçü düşünceye inanmış bütün arkadaşlarımızla bu refleksi her zaman göstereceğiz. Atatürk’e yasak olmaz, Türkiye Cumhuriyetinin kuruluş iradesine yasak olmaz, Türkiye Cumhuriyetinin tapu senedine yasak olmaz. Bunu bulunduğumuz her yerde haykıracağız, bu mesajı da bütün halkımıza ileteceğiz” dedi.

“KARACASU’DAKİ ARKADAŞLARIMIZ YALNIZ DEĞİLDİR”

Ardından söz alan Hüseyin Emre Altınışık, “Her devletin olduğu gibi Türkiye’nin de sembolleri ve değerleri var. O değerlerden birisi de Atatürk anıtlarıdır. Atatürk’ün yattığı yer Anıtkabir’dir. Biz buralara giderek sembollerimizin yanında durarak topluma ve dünyaya mesaj veriyoruz. İki arkadaşımız yönetim kurulu başkanımız ve önceki dönem başkanımız Karacasu’da Atatürk anıtına iki vatandaş olarak çiçek koymakla suçlandılar, suçlandılar değerli arkadaşlarım. Aslında o kesilen ceza bu yaklaşım bizim yakamıza takacağımız bir ödüldür, Atatürkçüler için Atatürk’ü sevmek ceza olamaz. Ama o arkadaşların o yöneticilerin neye hizmet ettiklerini oturup düşünmeleri gerekir. Neye hizmet ettiklerini şapkalarını önüne koyup düşünmeleri gerekir. Bu ülke şehitler vererek, ayakta kalmıştır. Şehitler verilerek kurulmuştur. Emperyal projeler bozularak kurulmuştur ve Atatürk’ün önderliğinde kurulmuştur. Atatürk’ü çıkardığınız zaman geriye Osmanlı, hilafet ve saltanat kalır. Kimse kimseyi kandırmasın. Biz bugün buraya tüm Yönetim Kurulumuzun ortak kararı ile tüm örgütümüzle birlikte arkadaşlarımızın yalnız olmadığını söylemeye geldik. Atatürk Türkiye’sinde yaşadıklarını unutmasınlar. Atatürk Türkiye’sini kimse sahipsiz sanmasın. Kimse bizi kuruluş ilkelerimize sahip çıkıyor diye suçlayamaz. Kimse bizi Atatürk’e sahip çıkıyor diye suçlayamaz. Eğer bunları savunmak suçsa biz bu suçu her an işlemeye seve seve devam edeceğiz. Buradan da duyuruyoruz.” dedi.

"KARACASU KAYMAKAMLIĞININ YAPTIĞI AÇIKLAMA GÜLÜNÇ"

Karacasu Kaymakamlığının cezayı Atatürk Anıtına çiçek koydukları için değil çiçek koyup saygı duruşunda bulunduktan sonra basın açıklaması yaptıkları için kestikleri yönünde yaptığı açıklama ile ilgili kendisine yöneltilen soruyu Altınışık, “Orada basın açıklaması yapılmadı. Bu bir bahane yaratma çabası. Bu inandırıcı da değil. Çünkü basın açıklaması olmadı. Bunlar tamamen uydurma ve gülünç bahaneler. İki kişinin basın açıklaması yapmadığı ortada. Burada bir işlem yapıldı ve buna kılıf uyduruluyor. İşin içinden böyle sıyrılmak istiyorlar ama biz artık yutmuyoruz. Atatürkçüler bunları yutmaz. Bu yanlıştan dönülmesi için hukuki ve yasal yollardan mücadelemizi yapacağız. Atatürk ne yaptı? Saraylarda mı yaşadı? Atatürk kendisine tapulu araziler mi yaptı? Sülalesini mi kalkındırdı? Neden Atatürk’le uğraşıyorsunuz? Ne derdiniz var, şükran borcunuz olmaktan öte? Hepsinin nedenlerini biliyoruz. Bu tür bahaneler gülünç. Valiliklerin ve Kaymakamlıkların yaptığı bu uygulamalar devlet terbiyesine ve devlet ağırlığına yakışmıyor. Atatürkçülerin içinde suç işleyecek insanlar yoktur” şeklinde cevapladı.

MİLLİ EGEMENLİK VURGUSU

Hüseyin Emre Altınışık, “Türkiye’de çok ilginç gerçekten anlaşılması güç nereye gidiyoruz sorusunu her geçen gün sorduran olaylarla karşı karşıyayız. Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tür. Türkiye Cumhuriyetini kurarken çok açık bir şekilde Samsun’a adım atar atmaz bütün mücadelesinde milli egemenlik unsuru üzerine inşa ederek Kurtuluş Savaşı’nı sonuçlandırmıştır. Ve yine milli egemenlik esası üzerine TBMM’yi açmıştır. O çatı altında da Cumhuriyet rejimini inşa etmiştir. Atatürk’ün bütün mücadelesi milli egemenlik mücadelesidir. Ulus devletini de bu esaslar üzerine kurmuştur. Son zamanlardaki yaklaşımlara baktığımızda kimi zaman vesayet adı altında kimi zaman demokrasi ve özgürlükler adı altında kimi zaman insan hakları gibi değerleri hepimizin değer verdiği unsurları kullanarak yapılan algı operasyonları ile Cumhuriyet’e ve Atatürk devrimlerine çok ciddi bir saldırı olduğunu biliyoruz. Ama bu saldırılar hep gölgelendi. Son dönemlerde baktığımızda görüyoruz ki artık gölgelenmekten açığa çıktı. Açıktan yapılıyor. Türk Tarih Kurumuz, Türk Dil Kurumu ve Diyanet İşleri Başkanlığı gibi Atatürk’ün bizzat talimatlarıyla kararnamesinin altına imza atarak kurduğu kurumlardır. Bu kurumların tümünün başına da Atatürk düşmanı insanlar getirildi. Neden bu çalışmalar yapılıyor? Dünyanın hangi ülkesinde ülkenin kuruluş amaçları inkar edilir. Böyle bir ülke yaşayabilir mi? Yugoslavya’nın nasıl dağıldığını gördük, emperyalizmin Büyük Ortadoğu Projesinden hepimiz haberdarız. Atatürk’e Atatürk devrimlerine karşı bu saldırıların ve açığa çıkan bu tavırların Türk devletinin birliğine bütünlüğüne karşı olduğunu hepimiz idrak etmek zorundayız” dedi.

ADD LOZAN’A SAHİP ÇIKMIŞTIR

Laikliğin özünde milli egemenliğin özünü oluşturduğunu kaydeden Altınışık, “Laiklik olmadan ne hukuktan ne adaletten, ne milli bir devletten ne de milli egemenlikten söz edemeyiz. Biz laiklik dediğimiz zaman bize laiklik tehlikede değil diyorlardı. Ama şimdi siyasi çizgilerine yakın kimi yayın organlarında kimi dergilerde hilafet çağrıları yapılıyor. Hilafet için toparlanın çağrıları yapılıyor. Atatürkçü Düşünce Derneği diyor ki laiklik cumhuriyet için toparlanın, laik cumhuriyet için bir araya gelin. Çünkü bu değerler elden giderse Türkiye bir iç çatışmaya, milli birliğimizin ve bütünlüğümüzün bozulmasıyla fay atlarına ayrılarak huzurun, birliğin, bütünlüğün tamamen yok olmasına yol açar. Bu nedenle bizler Türkiye Cumhuriyetine, dayandığı temel ilkelere sonuna kadar sahip çıkıyoruz. Yurtseverlik görevidir bu. Bu görevi yapıyoruz. Bizim kurucularımız Profesör Doktor Bahriye Üçok, Ahmet Taner Kışlalı, Muammer Aksoy, Uğur Mumcu bu nedenle can verdiler. Onlar kendileri mal mülk edinmek için değil, Türkiye Cumhuriyetinin çağdaş bir devlet olarak yaşaması için bu mücadeleyi verdiler. Bizim mücadelemiz de o çizgide. Türkiye Cumhuriyetinin varlık nedenleri Lozan’dır. Lozan’ı inkar ederseniz Osmanlı’ya dönüşü istersiniz. Bugünkü anlayış Lozan’ı ret ederek aslında Osmanlı Devletinin yeniden inşa edilmesini hilafet ve saltanat rejimini istemektedir. Kimse kimseyi aldatmasın. Kimse demokrasi var demesin. Sayın Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, ‘150 yıldır bize anlatılan hikayenin dışında bir hikaye yazacağız’ dedi. Ne demek istedi? Hangi hikayeden bahsetti. Ne yapılmaya çalışılıyor. İşte bu süreci bir araya getirdiğimiz zaman görüyoruz ki ADD’nin gösterdiği tepkiler yerindedir, doğrudur. Kuruluş amaçlarına kuruluş hedeflerine uygun hareket etmiştir ADD. Lozan’a sahip çıkmıştır. Lozan’a sahip çıkmak Türk milletine, Türk bayrağına, bu vatana sahip çıkmak demektir” dedi.

“DOĞRULARI SÖYLEMEKTEN ÇEKİNMEYECEĞİZ”

Sözlerini sürdüren Altınışık, “Siyasilere de seslendik. Kimileri maalesef parti içi iktidar mücadelesinde kimileri de koltuk mücadelesinde. Kimileri de ne yazık ki laik cumhuriyetin, rejimin tehlikede olmadığını söyleyecek kadar bir aymazlık içindeler. Türkiye’de bugün ekonomik kriz ve gelir adaletsizliği varsa hukuk olmadığı için adalet olmadığı için Cumhuriyetle savaşıldığı için vardır. Başka bir gerekçesi yok. Çağdaş dünya ile bağlarınızı koparıp Ortadoğu’ya ve Arap dünyasına kendinizi bağladığınız zaman dünya ile bağlarınızı koparırsınız ve kaosa sürüklenirsiniz. Bugün yaşanan budur. Bir hayal aleminde yaşanıyor. Dolayısıyla kritik bir süreç. Biz yurtseverleriz, hiçbir siyasi çıkarımız yok. Biz Cumhuriyetin temel değerlerinin hepimiz için geçerli yaşam koşulu olduğuna inanıyoruz. Bu yaşam koşullarının elimizden alınmasını istemiyoruz. Kadına şiddeti istemiyoruz, çocuklara yönelik olayları istemiyoruz. Terörü istemiyoruz. Ne diyor Büyük Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti Devleti şeyhler, müritler, meczuplar ülkesi olamaz diyor. FETÖ kalkışması Atatürk’ün bu sözünün dışına çıkıldığı için gerçekleşti. FETÖ kalkışması Cumhuriyete yönelik bir isyandı. Marmara Üniversitesinin İlahiyat Fakültesi Dekanı bırakın FETÖ’yü binlerce FETÖ geliyor dedi. Ondan sonra o adamcağızı da algı operasyonları ile sıkıntıya soktular. Doğru söyleyen herkes için sıkıntılı bir süreçten geçiyoruz. Ama doğruları söylemekten çekinmeyeceğiz. Atatürkçülerin, Atatürkçü Düşünce Derneğinin görevi budur. Biz ülkemizi seviyoruz, milletimizi seviyoruz. Ülkemizi, milletimizi, bayrağımızı, milli ve manevi değerlerimizi sevdiğimiz ve değer verdiğimiz için bu mücadeleyi veriyoruz” şeklinde konuştu.

“ADD DEMOKRATİK BİR KİTLE ÖRGÜTÜDÜR”

Sözlerinde Ayasofya konusuna da değinen Altınışık, “Bugün Türkiye’de 128 bin camide ezan okunuyorsa kimin sayesinde okunuyor? Kimin sayesinde? Peki o ezanın okunduğu yerde Ayasofya’da Ayasofya’nın açılışına yönelik en ufak bir tavrımız olmadı çünkü biz biliyoruz ki Atatürk döneminde 11 yıl boyunca orada ibadet olarak yerini korudu. Uluslararası konjonktür bağlamında çok ciddi, çok doğru bir yaklaşım sergileyerek orayı müze yaptı. Biz bu konuda Atatürk’ün imzası doğrudur dedik. Bunun arkasında duruyoruz dedik. Oraya kılıç kuşanarak çıkanlar nankörlük etmişlerdir. Atatürk’e dil uzatma hadsizliğini göstermişlerdir. Ondan sonra da Atatürk’ten bir ölü olarak söz etmişlerdir. Hepsi bilinçli, adrese teslim mesajlardır. İçinde birazcık milli his, milli vicdan, bir parça dini değerlere saygı olan herkes bu olaylardan üzüntü duyar. Biz Türkiye’de kardeşçe yaşamak için, çağdaş bir devlet halinde üniter devlet yapısı ayakta tutarak yaşamak için Atatürk Devrimlerine Cumhuriyete muhtaç olduğumuzu idrak edenlerdeniz. Bunu da demokratik haklarımızı kullanarak, yasal haklarımızı kullanarak sonuna kadar bu mücadeleyi yapacağız. ADD demokratik bir kitle örgütüdür. Özünü de Atatürk devriminden Cumhuriyet felsefesinden alır” dedi.

“TOPLUMU ÖTEKİLEŞTİRMEYİN”

Kimsenin ADD üyelerini Atatürk’e sahip çıktıkları için suçlayamayacağını dile getiren Altınışık, “Dolayısıyla kimse bizim yurt sevgimizi, milletimizin kutsallarına yönelik değerlendirmelerimiz üzerinden de bir takım spekülasyonlar yapamaz. ADD ya da Kemalistler için din düşmanı, din karşıtı falan deniyor. Atatürk’ün getirdiği laiklik sayesinde o din çok rahat yaşandı. Atatürk olmasaydı Bin Ladinler yetişirdi. Bu ülkede tekbir getirerek boğazları kesilmiyorsa böyle rejimler yoksa Atatürk sayesindedir. İslamiyet’i doğru yaşamayı Atatürk’e borçlusunuz. Bunu hatırlatıyoruz. Bunu hatırlattığımız için de kimse bizi suçlamasın. Atatürk’e sahip çıkmak Türkiye Cumhuriyetine sahip çıkmaktır. Bireysel haklarımıza, yurttaşlık haklarımıza sahip çıkmaktır. Nihayetinde geleceğimize ve milli birliğimize sahip çıkmaktır. Burada bir suç unsuru olamaz olsa olsa Türkiye’yi dönüştürme mücadelesi verenlerin Atatürkçüler olmasa işimiz daha kolay olacak diye bizi Anıtkabir’e sokmadıkları gibi önümüze barikatlar kurmaları olur. Atatürkçüler sürekli devrim ilkesine inanmış bizler Atatürk’ün yoldaşları Atatürk’ü bu yolda asla yalnız bırakmayacağız. Çünkü bizim doğal liderimiz Mustafa Kemal Atatürk’tür. Önümüze kurulacak her barikatı yıkacağız. Bu nedenler iyi ki ADD var. Türk milleti için de iyi ki Atatürk var. Cezayir, Afganistan, Suriye olmadıysak, Orta Doğu bataklığına dönüşen bir ülke olmadıysak , her şeye rağmen kadın-erkek eşitliği, demokrasi, her şeye rağmen hak-hukuktan söz ediyorsak bunu Atatürk’e borçluyuz. Dolayısıyla iyi ki Atatürk var ve bize bu mücadele zeminini bıraktı. Bu vesileyle hepinize teşekkürlerimi sunuyoruz. Ve artık bu yanlıştan bir an önce dönülmesi gerekliliğinin altını çiziyoruz. Toplumu ötekileştirmeyin, Atatürk’e sahip çıkarak yüzünüzü Atatürk’e dönerek, Türk milletinin önünü açın. Türk milletinin parlamenter demokratik sisteme geçişle birlikte yeniden bir araya gelmesinin önünü açın” dedi.