“Ateşten gül alınan zanaat” olarak nam salan çömlekçilik mesleğinde toz toprak halinden çamur haline gelip ustaların elinde şekil alana kadar zorlu ve meşakkatli aşamalardan geçen çömlek ürünleri son olarak da fırın denilen ocaklarda 700 dereceyi bulan ateşte pişiriliyor. 2 metre yarıçap ve 1,5 metre yüksekliğe sahip odunların atıldığı alan ve yine ustalık isteyen bir şekilde ürünlerin yerleştirildiği 2 metre yüksekliğindeki fırında 700 dereceyi bulan ateşte saatlerce pişen çömlek ürünleri özellikle sıcak havalarda üreticileri oldukça zorluyor.

300-500 PARÇA MAL ALIYOR

Asırlardır devam eden bu mesleği dedesinden ve babasından öğrenip 35 yıldır sürdüren Muzaffer Sayal, bu mesleğin en zorlu aşamalarından birinin fırınlama aşaması olduğunu ifade etti. Sayal, “Tıpkı şekil verme aşaması gibi fırın yerleştirmek de bir sanattır. Fırınlar 300-500 parça arasında mal alıyor. 8 saat hiç durmadan yanıyor. Son 3 saatinde de çıralı odunla hızlandırma yapıp 700 dereceyi bulduruyoruz. 700 derecede pişirip ateşten bir gül alıyoruz. Haftada iki-üç kez fırın yakıyoruz” dedi.

“ÖBÜR DÜNYADA YANMAMAK İÇİN BU DÜNYADA YANIYORUZ”

"Öbür dünyada yanmamak için bu dünyada yanıyoruz” diyerek mesleğe nüktedan bir bakış açısı getiren Sayal, “35 senedir bu işi yapıyorum. Dededen babadan bu meslek. Üçüncü kuşağım. Pandemi sebebiyle işlerimiz biraz zayıflamıştı. Neyse ki yollar açılınca Arabistan sevkiyatımız başladı. Şu an şükür işlerimiz iyi. Arabistan’a mallarımız gönderdik. Eylül’de yine yollayacağız. Su testisi ve su küpü gidiyor daha çok” dedi. Bu meslek sayesinde kazandığı parayla çocuklarını okuttuğunu, oğlunun Rixos Hotel’de şef yardımcısı olduğunu, kızının atama bekleyen bir Görme Engelliler Öğretmeni olduğunu sözlerine ekleyen Sayal, “Mesleğimizi seviyoruz. Bizler insanlık var oldukça yaşayacak bu mesleğin emanetçileriyiz. Zanaatımızı yaşatmak, ilçemizi tanıtmak için elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz” dedi.