Karacasu'da ilçe hastanesinin arkasında Şehitler Parkı’nın yanında bulunan Sultan Abdülhamit Han döneminde yaptırılan ve Osmanlı döneminde cephanelik olarak kullanılmış tarihi yapının dış duvarları ve ana giriş kapısı çok eski yıllarda yok oldu. Bina 2015 yılına kadar içi kullanılmayan eşyalarla dolu bir çöplük haline gelmiş durumdaydı. Tarihsel önemine dair herhangi bir bilgilendirici yazının ve bir tabelanın dahi bulunmadığı yapı içler acısı haliyle dikkat çekiyordu. Son yıllarda içi temizlenen yapının gelecek yıllara ne şekilde aktarılacağı merak ediliyor. Karacasulu Emekli Öğretmen ve Araştırmacı Yazar Hüseyin Kuruüzüm’ün girişimleriyle koruma altına alınan yapı hak ettiği değeri bulmayı bekliyor. Aydın’da o yıllarda yalnızca merkez, Nazilli ve Karacasu’da oluşturulan redif taburuna bağlı bir cephanelik olan bu yapı ilçenin geçmişte önemli bir askeri merkez olduğu gösteriyor.

KİTAPLARA KONU OLDU

Bu cephaneliğe 150 metre uzaklıktaki bugünkü Hükümet Konağının kurulu olduğu yerde hastaneye bakar vaziyette bulunan Redif Teşkilatı deposu ve askeri birimi redif teşkilatının ortadan kalmasının ardından Hükümet Konağına dönüştürüldü. Bu bina günümüze kadar taşınamazken yıkılan binanın yerine bugünkü Hükümet Konağı yapıldı. Redif binası yıkılsa da binaya ait cephanelik bugün hastane bahçesinde yer almaya devam ediyor. Mithat Özgan’ın yazdığı Sultan 2. Abdülhamit Han Devri Osmanlı Redif Binaları isimli kitapta Karacasu’daki cephanelik binası hakkında, “Karacasu’da inşa edilen redif birliği deposunun redif teşkilatı söndürüldükten sonra hükümet konağı olarak kullanılmaya devam etmesi ihtimal dahilindedir. Binanın bakımında arşiv vesikasında yer alan cephaneliğin bulunması, binanın redif birliği deposu olarak inşa edildiği düşüncesini kuvvetlendirmektedir” bilgisine yer verildi. Özgan’ın Hüseyin Kuruüzüm’le de görüşerek yer verdiği bilgiler ilçe tarihine adeta ışık tutuyor.

KARACASU’NU ÖNEMİNİ GÖSTERİYOR

Konuyla ilgili konuştuğumuz Hüseyin Kuruüzüm, bu binaya ait belgelerin Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivinde bulunduğunu söyledi. Bu arşivlerde, “26.11.1309 (1891) depo ve cephanelik yapımında üstün gayretleri görülen Nazilli kazasına bağlı Karacasu nahiye müdürü Rıfat Bey’in taltifi” ifadelerinin geçtiğini dile getiren Kuruüzüm, “Bu sayede yapım tarihini ve yaptıranın ismini öğrenmiş oluyoruz. Depo ve cephanelik yapılarının Karacasu’da bulunan iki taburun malzemelerini koruduğunu görüyoruz. Bu redif taburunun askerleri Selanik’e kadar Girit’e kadar savaşlara katılıyor. Yemen’de savaşa katılıyor. Osmanlı Devleti’nin son döneminde askeri birliklerin büyük nüfusu kaldırılamayacağı için askerden dönenlerle tarlasında bahçesinde çalışanlar yılda iki kez eğitime çağrılmıştır. Herhangi bir savaş anında bu redif askerleri toplanıp savaşlara götürülmüş. Karacasu bu türden asker alma ve savaşa asker gönderme merkezidir” dedi.

ASKER TOPLAMA MERKEZİ

Karacasu’nun Kızılcabölük’ten Vakıf ve Bozdoğan-Amasya’ya kadar giden Amasya’dan da Gireniz’e kadar giden bir bölgenin asker toplama merkezi olduğunu ifade eden Kuruüzüm, “Sokaklarında çok sayıda Kolağası denilen üst rütbeli askerlerin dolaştığı bir yer o zaman Karacasu. Bu yapı, Karacasu’nun Osmanlı tarihindeki yerini anlatmak için çok önemli bir yapıdır. İlçenin kültür dünyasını belgelemektedir. Karacasu o zaman önemli bir merkezdir. Koruma altına uyarılarımız üzerine alınmıştır” dedi. Dış yüksek duvar ve giriş kapısı günümüze taşınamadığını söyleyen Kuruüzüm, yapının bugünkü haliyle bile çok büyük anlam ifade ettiğini sözlerine ekledi.

ZAMAN İÇİNDE ZAMAN, MEKAN İÇİNDE MEKAN: KARACASU

Öte yandan antik çağda bir heykelcilik okulu olan Afrodisias’la 2-3 bin yıl öncesinin dokusuna sahip Karacasu, sonra Bizans daha sonra Türkleşme mücadeleleri ve Aydınoğulları Beyliğinin kurulduğu bölge olmasıyla büyük önem arz ediyor. Osmanlı evleriyle birlikte Rum evlerini de bir arada bulunduran Karacasu, 1591 tarihli Hacı Ali Ağa Cami ve 1891 tarihli Cephanelik binası gibi yapılarla Osmanlı dönemini en iyi şekilde yansıtıyor.