Kirazlı Mahallesi Belen Tepe mevkiinin arkasında bulunan Arboretum alanının tahrip edilen kısımda EKODOSD Bilim Danışmanı Prof. Dr. Hüseyin Cahit Şat ile birlikte Kuşadası Milli Emlak Müdürlüğüne bağlı uzmanlar, jandarma ekipleri ve Kirazlı Muhtarı Mehmet Mersin incelemelerde bulundu. Tahrip edilen alanla ilgili keşif yapılarak tutanak hazırlandı.

"KÖYÜMÜZÜN TARIMSAL VE DOĞAL ALANLARI KORUNMALI”

Kirazlı Muhtarı Mehmet Mersin, “3-5 gün önce köy dışından tanımadığım kişilerin bahse konu olan Dığantaş mevkiindeki doğal alana paletli hederle girerek doğal bitki örtüsünü yok ettikten sonra kayaları kırıp dağıtarak, kaçak olarak bir alanın açıldığını ve olay yerine yapı malzemelerini getirmiş olduğunu gördüm. Sözde ağaçlandırma için açılan alanla ilgili jandarmaya bilgi verdim ve ilgili tüm kurumları bilgilendirdim. Jandarma gelip tutanak tutmasına rağmen Cumartesi ve Pazar günleri çalışmaların devam ettiğini, daha önce gördüğüm duvar kalıntısının da tahrip edilerek yıkıldığını tespit ettim. Kirazlı ve çevresi tarımsal ve doğal alanlarla çevrilidir. Bu alanları koruyup, çocuklarımıza teslim etmek zorundayız. Bu tür vakalar dışarıdan gelen kişilerce köyümüz sınırlarında 5. kez olmaktadır. Bunların önlenmesi için Yaylaköy muhtarımızla ortak çalışmalar yapıyoruz. İlgili tüm kurumlarla da iş birliği yaparak, ormanlarımızı ve makiliklerimizi korumak zorundayız” dedi.

İLGİLİ KURUMLAR BU ALANLARA SAHİP ÇIKMALI

EKODOSD Bilim Danışmanı Prof. Dr. Hüseyin Şat da, “Geçmiş yıllardan beri devam eden yapılaşmalar, Kuşadası ve civarında, orman ve makilik alanların gittikçe azalmasına neden olmaktadır. Bu nedenle de Kuşadası ve civarında orman, maki ve yeşil doku alanları canlıların yaşamı açısından büyük önem taşımaktadır. İlgili kurum ve kuruluşların bu alanlara sahip çıkarak koruma altına alması, Kuşadası’nın gelecekteki ekolojik yaşam koşulları açısından çok önemlidir. Kuşadası’nda yeşil alanların azaltılması yerine, doğal dokuyu koruyacak, kent ekolojisine önemli yararlar sağlayacak, toplumu doğa ve doğal kaynaklar açısından bilgilendirecek önemli bir yeşil doku olarak arboretuma ihtiyaç bulunmaktadır” diyerek doğal dokunun korunması gerektiğine dikkat çekti.

“YABAN HAYATI VE YEŞİL DOKU KORUNMAZSA GELECEĞİMİZ YOK OLUR”

Şat ayrıca, "Biyolojik çeşitlilik açısından zengin türlere ev sahipliği yapan Kuşadası’nın önemli değerlerinden biri makiliklerdir. Kuşadası’nın kırsal bölgesinde yer alan makilikler, kentin su ihtiyacını karşılayan yeraltındaki rezervlere yağmur sularını taşıması, erozyonu önlemesi, nadir bitkilere yaşam hakkı tanıması ve yaban hayatının devamlılığı açısından çok önem taşımaktadır. Artan nüfus ve kentteki arazilerin azalması sonucunda, özellikle kırsal ve köy yerleşim alanlarındaki makiliklerin gerek yapılaşma, gerekse arazi kazanımı nedeniyle açıldıkları görülmektedir. Kuşadası ve çevresinde porsuk, sansar, tilki, yaban tavşanı, domuz, çakal gibi yaban hayvanlarının barınabildiği ve beslenebildiği doğal alanlar makiliklerdir. Domuzların makilikler azaldığı için kentin içine inerek beslendikleri ve yavruladıkları görülmektedir. Kirazlı’da tahrip edilen alan sandal ağaçlarının ve delice zeytinlerin en yoğun ve sağlıklı olduğu yer olup, Akdeniz Bitki Örtüsü’nün en güzel örneklerinin görüldüğü yerdir. Aynı zamanda Tarım ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’nün Tür Koruma eylem planı kapsamında çalışmaların sürdürüldüğü, Campanula Tomentosa türü tüylü çan çiçeklerinin yetişme alanıdır. Alanın güneyinde ve kuzeyinde önemli arkeolojik buluntuların olması bölgenin tarihsel açıdan önemini de göstermektedir. Kuşadası’nın binlerce yıldır günümüze kadar gelen yeşil dokusu olan makiliklerin korunması için, başta yetkili ve ilgili tüm kamu kurumları, yerel yönetimler, muhtarlıklar ve sivil toplum örgütleri iş birliği yapmalıdır. Yapılacak iş birliğiyle Kuşadası’nın geleceğini yakından ilgilendiren tarım ve ekoturizm amaçlı doğru ve sürdürülebilir projeler hazırlanarak hayata geçirilmelidir. Kuşadası’nın çevresinde ve kırsalında zaten az kalan yeşil dokunun, isteyenin dozerleri sokarak yok etmesinin önüne mutlaka geçilmelidir. Yoksa gelecekte bunun acısını en çok yarının büyükleri olan çocuklar çekecektir. Doğru projeler uygulanırsa bundan öncelikle yöre insanları ve Kuşadası turizmi kazanacaktır. Bu nedenle tüm Kuşadası yeşil dokusuna sahip çıkmalıdır" dedi.