TBMM’de Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi üzerine konuşan CHP Aydın Milletvekili ve Adalet Komisyonu Üyesi Bülbül, teklifin toplumun talepleriyle değil yandaşları korumak için çıkarıldığını belirtti. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ı örnek gösteren Bülbül, “Duruşma gizliliğine, kişilerin korunmaya değer üstün menfaatinin bulunması hâlini eklediniz. Bu kişilerin içerisinde acaba Kanal İstanbul'da yer alan kişiler var mı? Acaba bu kişilerin içerisinde Kuzguncuk'taki kaçak yapısı yıkılan kişiler var mı?” diye sordu. Bülbül, aynı zamanda ‘Muhalif Basın’ı da savunarak iktidara yüklendiği açıklamalarında, “Bugün de yine derdiniz gazeteciler, derdiniz muhalif basın” dedi.

“KABUL EDİLEMEZ”

Kanun teklifi ile tüketici davalarına da zorunlu arabuluculuk uygulamasının getirildiğini belirten Bülbül, “Arabuluculuk Kanunu açık. Arabuluculuk gönüllülüktür. Siz gönüllülüğü bırakıp da alternatif çözüm yollarını esas duruma getirirseniz, istisnayı kaldırırsanız Anayasa'nın 36'ncı maddesinde açık olan vatandaşın hak arama hürriyetini nereye koyacaksınız? Telefon diye salata gönderen şirket ile vatandaşı müzakere yaptıracaksın. Bu kabul edilemez. Siz vatandaşın mahkemelerdeki yükünü azaltacağız deyip de mahkemelere erişim hakkını, hak arama hürriyetini engelliyorsunuz” dedi.

“ÇHD DAVASINDA YÜZÜNÜZ TUTMAZ!”

Her türlü ihlalin ilk durağının Sulh Ceza Hakimlikleri olduğunu, iktidarın sopası gibi kullanıldığını söyleyen Bülbül, ÇHD davası ve gazetecilere yönelik açılan davaları hatırlatarak, “ÇHD davasında yüzünüz tutmaz ya. 39 baro başkanı aldı, Adalet Bakanına geçen yıl dedi ki: ‘Adil yargılanma hakkı ihlal edilmiştir.’ Adalet Bakanına ocak ayında gönderdi, bir buçuk seneden beri cevap vermiyorsunuz. Nerede HSK? Nerede HSK'nin Başkanı? Avukat çocuklar şu anda açlık grevinde, neden hesap vermiyorsunuz? Adil yargılanma hakları ihlal edildi” diye konuştu.

“NERE KALDI İFADE ÖZGÜRLÜKLERİ?”

İktidarın derdinin gazeteciler olduğunu savunan Bülbül, “Bugün de yine derdiniz gazeteciler, derdiniz muhalif basın. Ergenekon, Balyoz, Oda TV, askerî casusluk, kumpas davalarının ortak özelliği neydi? İsimsiz ihbarlar ve gizli tanıklardı. Ne oldu? Tüm kumpas davaları çöktü. Ama bu sefer de çoklu baro gibi FETÖ projeleri şu anda uygulanıyor. En son Aytunç Erkin, Sözcü gazetesi yazarı; isimsiz ihbar mektubu gönderilmiş, hemen Anadolu Adliyesindeki savcı, şüpheli olarak ifadeye çağırıyor. Ya isimsiz ihbar mektubuyla FETÖ'cüler gibi FETÖ'cülerin taktiğiyle siz, muhalif yazarları, iktidara karşı görüşlerini ortaya koyanları yine adliyelerde, mahkemelerde niçin süründürüyorsunuz? Nerede kaldı ifade özgürlükleri? Nerede kaldı basın özgürlükleri? İnsanlar istediğini yazamadıktan sonra, özgürce beyanda bulunmadıktan sonra, insanlar muhalif tavrını ortaya koyamadıktan sonra bu ülkede demokrasi mi olur? Bu FETÖ taktiklerini bir yere bırakın” dedi.