Sayın, TUREB’in konuyla ilgili açıklamasını da paylaştı. Konunun tekrar gözden geçirilmesini isteyen TUREB açıklamasında, "Değerli meslektaşlarımıza ve kamuoyuna; son birkaç aydır süren Ayasofya ile ilgili tartışmaları endişe ile izliyor olmamıza rağmen, doğruyu yapmak adına yargıya intikal etmiş bir konuda TUREB olarak yorum yapmamayı tercih ettik. Hayatlarını Ayasofya'nın da dahil olduğu Türkiye'nin kültür varlıklarını dünyanın her yerinden ziyaretçilere tanıtarak kazanan, çalıştıkları bu eşsiz tarihi mekanlara aşkla bağlanan profesyonel turist rehberleri adına bu açıklamayı yapmayı zorunlu görüyoruz. Turist Rehberleri olarak bir çoğumuz ülkemizi Hz. Mevlana'dan, Hacı Bayram Veli'den, Fatih Sultan Mehmet'ten ve daha nicelerinden gördüğümüz, öğrendiğimiz hoşgörü ülkesi olarak tanıtmaktan gurur duyuyoruz. Ayasofya, böylesi bir hoşgörünün ve zenginliğin en önemli simgelerinden biri olarak, hem dünyadaki hem de ülkemizdeki başyapıtlardan birisidir. Son alınan kararla birlikte Ayasofya maalesef bu niteliğini yitirmiş olacaktır. Bir turizm ülkesi olan Türkiye'mizi, medeniyet, inanç vb çatışmalarının merkezinde görmekten endişe duyuyoruz. Bir müze olarak Ayasofya yüzlerce yıllık Türk hoşgörüsünün bu topraklardaki en nadide çiçeği halinde kalmalıydı. Bu kararın dünyadaki yankılarının ve etkisinin, pandemi nedeniyle zaten büyük darbe almış Türkiye turizm endüstrisinin milyonlarca çalışanının ve ailelerinin hayatlarını daha da zorlaştıracağını düşünüyoruz" denildi.