Asırlık çınar ağaçlarıyla kaplı yaylanın temiz havasının sonuna kadar hissedildiği Nacıpınar Yaylası'na, binlerce lira maddi kaynak harcayarak hem oradaki kötü görüntüyü ortadan kaldıran hem de kitaplarla dolu bir kütüphane kuran özveri ve fedakarlıkları ile takdir toplayan Kambak çifti kitap gönderen herkese teşekkür ederken, herkesi kitap okumaya beklediklerini söyledi. Kısa bir süre içerisinde klasiklerden yeni çıkanlara, tarihi araştırma kitaplarından roman, öykü ve şiire kadar bin 500’e yakın kitabın kütüphanede yerini aldığını ifade eden Halil İbrahim Kambak, “Okuyan insan sulanan çiçeğe benzer. Nasıl ki sulanmayan çiçek solarsa okumayan beyin de öyle solar. Ben eminim ki bir bu kadar daha kitap gelecek. Belki 3 bini geçecek. PTT Kargo’da bekleyen kitaplar var. Yakın arkadaşlarımdan gelecek kitaplar var” dedi. Türkiye’de belki ilk sayılabilecek bu tür özel bir kütüphane amacıyla ve kamu yararı düşüncesiyle kurdukları bu işletmeye resmi kurumların da desteğini beklediklerini kaydeden Kambak, “Burası her ne kadar özel bir işletme olsa da gençlerimize, çocuklarımıza kitap okuma alışkanlığı kazandırmak, aradıkları kitapları bulabilecekleri bir ortam oluşturmak için burayı açtık. Tüm Karacasuluları ve kitapseverleri bekliyoruz” dedi.

“HER ŞEY GELECEĞİMİZ İÇİN”


Gelecek neslin okuma alışkanlığı kazanması için burayı açtıklarını ifade eden Kambak, “Okuyan insan her şeyden önce daha iyi, olumlu, sağlıklı düşünür. Benim bir tek düşüncem var, insanların okuma alışkanlığı kazanması. Ama özellikle çocuklar, gençler benim için çok önemli. Yeni nesil büyük tehlike altında. Ebeveynler yeni neslin her türlü isteklerini istemeseler de karşılamak zorunda kalıyorlar. Sevgi denen olay bitti. Saygı ve otoriterinin olmadığı yerde düzen olmaz. Bu çok önemli. Yeni yetişen nesil sıkıntıya gelemiyor. Başarılı olmak konusunda yeni bir şeyler yapmıyor. Hayatta bir yerlere gelen insanlar tırnaklarıyla kazıyarak gelen insanlardır. Benim çocukluğum çobanlıkla, tarım işçiliği ile geçti. Ben hayatım boyunca çalıştım. Yaşım 76 hala çalışıyorum. Eşimle beraber aynı duygu ve düşünceleri paylaşmamız sebebiyle bu faaliyetlerimizi sürdüreceğiz” dedi.

ÇAY OCAĞI VE FIRINA İŞLETMECİ ARANIYOR


Çay ocağı ve fırının çalışmasını sağlayacak, parayı hizmetin arkasında düşünecek birini aradıklarını ifade eden Kambak, “Benim için para önemli değil. Yeter ki burada insanlara hizmet verelim. İnsanlar gelsinler, okusunlar. Burada çocuklar, gençler ve her yaş grubundan insanlar için çok şahane kitaplar var. Ben çok okuduğumu zannediyordum. Ama şu kitapların içerisinde çok sayıda okumadığım kitap var. Kendi okuduğum kitaplar daha çok psikoloji alanında olsa da buradaki klasikler, sürükleyici romanlar, öyküler ve tarih kitapları çok şahane. Ayrıca ben sürekli kültür fizik hareketleri yaparım. Burada da sabahları belli zamanlarda çevreden gelen insanlarla bilimsel nitelikli kültür fizik hareketleri yaptırmak istiyorum. Vücut ağrısı çeken insanları bu yakınmalardan kurtaracağız. Herkesi bekliyorum” dedi.

“BEN KİTAP BULMAKTA ZORLANDIM, ŞİMDİKİ GENÇLER ZORLANMASIN”


Çocukluğunda çobanlık yaptığını ve o günlerden bu yana okumaya düşkün olduğunu söyleyen Kambak, “Ben ilkokuldan sonra Kur'an kursuna gittim. 3 sene orada okudum. 6-7 ay Arapça okudum. Kur'an kursunda okurken okumayı çok seviyordum ama okuyacak kitap bulamıyordum. Ben 15 yaşında gidip ortaokula kendim kaydoldum. Beni okula kayda götüren olmadı. Öğretmen Okulunda okurken Cumartesi günü öğleye kadar ders vardı. Cumartesi günü öğleden sonra herkes bütün yatılı arkadaşlar sinemaya giderlerdi, ben Cumartesi-Pazar Ortaklar Öğretmen Okulunun müthiş kütüphanesinden çıkmazdım. Sürekli okurdum. Okumayı çok seviyorum. Zamanında okuyamadıklarımı da telafi etmeye çalışıyorum. Okumayı çok seviyorum, hala daha okuyorum. Burada kitapların her çeşidi var” dedi.