Resme ilgisi okul yıllarında öğretmenleri tarafından keşfedilen, fakat bazı sebeplerden hayata erken atılmak zorunda kalan Nuray Muslu, 15 yıl sonra tekrar eline fırçayı alarak yeteneğini konuşturmaya başladı. Manisa Sarıgöl doğumlu olan ve 2006 yılında başladığı Karacasu Memnune İnci Meslek Yüksekokulu'ndan mezun olduktan sonra Aydın'da yaşamını sürdüren Nuray Muslu, yaptığı çalışmalarla ilgili gazetemize bilgiler verdi. Lise yıllarında yaptığı 2 yağlı tabloyu evinde sakladığını ifade eden Muslu, resme olan sevdasını anlattı. T.K: Bize hayatınızdan bahsedebilir misiniz?
N.M: 1987 yılında Manisa'da doğdum. İlkokul, ortaokul ve lise eğitimimi Manisa'da aldıktan sonra 2006 yılında Üniversite için Karacasu’ya geldim. Seramik, çini ve heykeltraş okudum. 10 yıl önce de kardeşimin okulu burada olduğu için Nazilli'ye yerleştim. Yaklaşık 10 yıldır özel sektörde çalışıyorum.1 tane oğlum var. Çalışma hayatımdan dolayı okuduğum bölüm ile ilgili bir iş yapmadım. Ayrıca 15 yıldır elime fırça almadım diyebilirim. T.K: 15 yılın ardından resime dönüşünüz nasıl oldu?
N.M: Hayalim her zaman resim öğretmenliği okumayı çok istemişimdir. Her zaman içimde bir ukde olarak kalmıştı ama olmadı. O zamanlar çalışmak zorundaydım. Güzel şeyler hep dikkatimi çekerdi bakardım, incelerdim ve el yeteneğim de vardı. Örgü yaparım, dikiş dikerim, resim yaparım ama hiçbirine zamanım olmadı. Biz köy çocuğuz, biz çok küçükken başladık evde anneme yardım etmeye. Annemler bahçeye gider biz ekmek yapardık, hamur yoğururduk. Daha birkaç ay önce bir arkadaşımın evinde otururken duvara resim yaptırmak istediğini söyledi. Evin duvarına bir şeyler çizdirmek istiyorum ne yapalım diye düşünürken ben ilk duvar resmime arkadaşımın evine yaparak başlamış oldum. Bir günde çizdim ertesi akşam da boyadım. Sonrasında resmi görenler oldu ve arkası gelmeye başladı. T.K: Resim size neler kazandırdı?
N.M: İlk başta korktum açıksa çünkü uzun zamandır elime fırça almadım ve duvara resim yapmak kağıda resim yapmak gibi olmuyor. Duvarın dokusu çok önemli, kağıda çizerken küçük bir alana çiziyorsunuz ve silebiliyorsunuz, duvarda ise çok başka. Çizdiğiniz resmin doğru düzgün olması lazım. Tekrar silme imkanınız her zaman olmuyor. Sadece boya ile kapatabilirsiniz. Ben tamamen kendi hayal gücümle çalışıyorum. Sadece çizim yaptığım ortamın neye gereksinim duyuyorsa onu düşünüyorum. Kendimi ifade eden şeyler oldu daha çok resimlerim. Her yaptığımda daha çok zevk almaya başladım ve yaptığım resimlerin beğenilmesi bana çok büyük motivasyon sağladı. Biraz daha işin tekniğini öğrenmeye çalıştım. Resimlerde kullandığım boya akrilik boya ve yağlı boya gibi dağıtamıyorsunuz. Akrilik ile çalışmak zor çünkü hızlı olmanız lazım çünkü hemen kuruyor. Doğru yerde doğru rengi kullanmanız lazım karışımları çok iyi yapmak zorundasınız. Şu an daha mutlu ve daha özgüvenle çiziyorum resimlerimi. Resim yaparken her şeyi unutuyorum yemek yemeyi bile. Benim babam fotoğrafçıydı. Eskiden çektikleri fotoğrafların rötuşlarını kara kalem ile yaparlarmış ben çok küçükken bırakmış babam fotoğrafçılığı. Annem her şeyi çok iyi yapıyor gördüğünü diken ören bir kadındır annem. Herhalde annem ve babamın bu görsel becerilerinden geliyor sanırım benim de resim becerim. T.K.: Çizimlerini nasıl yapıyorsun?
N.M: Bir yere bakarak çizemiyorum. Duvara baktığım zaman hayal ettiğim resmin bitmiş halini görüyorum. Bir çiçeği nasıl çizsem diye düşündüğümde bitmiş halini gözümün önüne getirmem çok uzun sürmüyor. Hemen canlanıyor gözümün önünde. Herhalde içten gelen bir şey. Çok güzel tepkiler alıyorum ve yaptığım resimleri görenler beni akademisyen zannediyor ama değil. Daha yolun çok başındayım. T.K: Keşke daha önce başlasaydım diyor musunuz?
N.M: Çok diyorum.15 yıldır ben bu işi yapıyor olsaydım sergilerim filan olurdu. Hayallerim var tabi bunu yanında işimde kendimi daha da geliştirmeye devam ediyorum. T.K: Duvara çizdiğin resimler sana ne hissettiriyor?
N.M: Onlar sizin ve o mekânın kimliği haline geliyor. Herkes çizdiğiniz resimlerin önünde fotoğraf çekiliyor mekan o resimle özdeşliyor ve sizin kimliğiniz haline geliyor. Bir gömlek değil çıkarıp atabileceğiniz kalıcılığı çok önemli. T.K: Nazilli’nin farklı noktalarına çizmek istediğiniz bir şeyler var mı düşündüğünüz?
N.M: Her yeri çiçeklerle doldururdum herhalde veya Nazilli’ye özgü zeytin, incir ve efe resimleri çizebilirdim. Aslında çizim yapılacak yere göre değişirdi ne çizeceğim. Her şeyi çizmek isterim. Bunun sınırı yok bir yere baktığınız zaman ne görmek istediğinizle ilgili. Kıyıda köşede kalan yer vardır orayı renklendirmek için bir şeyler yapılır. T.K: İleriye dönük planların var mı?
N.M: Tabi ki var kendimi geliştirmem için belki bir kursa gitmeyi hayat şartlarım şu an için elverişli değil ama ben sadece yapabildiğim kadar resim yapmak istiyorum. Resim yaptıkça kendimi geliştirmek istiyorum. Yaptığım resmi ilk önce ben beğenmeliyim benim içime sinmeli. T.K: Çizmeyi hayal ettiğin bir şey var mı?
N.M: Her şey var aslında aklımda. Her şeyi çizmek istiyorum. Bir resim görüyorum bunu da çizmeliyim diyorum. Şansıma şu ana kadar yaptığım tüm çalışmalar birbirinden farklı şeyler oldu. Duvardaki kız ayrı, insan figürü var, çizgi film kahramanları var, çiçek böcek her şey var. Bir gün bir vazo da çizebilirim başka bir gün bir Türk filmi sanatçısı da çizebilirim. Farklı şeyler yapmak güzel oluyor. Aynı şeyler çizmek gelişmeme de engel olurdu. T.K: Resim gönül verenlere tavsiyeleriniz nelerdir?
N.M: Asla resmi bırakmasınlar gerçekten becerileri varsa sevdikleri şeyleri yapmayı ertelemesinler. Ben keşke 15 yıl ara vermeseydim diyorum. Bu yüzden onlar yapmak istedikleri hayallerinin peşinden gitsinler. İnsanın sevdiği işi yapması çok önemli ben matematik dersinde bile defterime resim çizerdim. Resim yarışmalarında hep il birincisi geliyordum. Herkes sevdiği işi yapsın ve ertelemesin.
İMZA : TİMUÇİN KILIÇ