"AİLEMİ KAYBETMEKTEN KORKTUM"
Koronavirüse karşı verdiği yaşam savaşını anlatan Akkaya, "Virüsün bana nasıl bulaştığını anlamadım. Bir cenazeye katıldım. Cenazede kimseyle tokalaşmadım, maskemi taktım. Cenazenin ardından nefes darlığı çekmeye başlayınca hemen hastaneye gittim. Yapılan testlerde koronavirüse yakalandığım ortaya çıktı. Tedavime başlandı ancak 2 gün sonra fenalaştım. Yoğun bakıma aldılar. 25 gün yoğun bakımda kaldım. Hastalığı yenen bir kişiden alınan kandan alınan immün plazma ile tedavi uygulandı. Çok şükür, hayattayım ama ölümün eşiğinden döndüm. Eşime ve çocuklarıma kavuşamayacağım diye çok korkmuştum. Yaşıma rağmen hızlı bir şekilde iyileştim. Virüsü yendim. Eşim ve kızımın testleri de temiz çıkmasına çok sevindim" dedi.
VİRÜSÜ YENMEK KOLAY BİR İŞ DEĞİL"
Virüsün çok tehlikeli olduğunu dile getiren Akkaya, "Ben önlemlerimi aldım, sadece bir cenazeye katıldım, bana virüs bulaştı. Kimse bana bir şey olmaz demesin. Gözle görülmediğinden virüsün ne şekilde bulaşacağı belli olmuyor. Doktorlarımın insanüstü gayretleri olmasa belki de şuan hayatta değildim. Koronavirüs tedbirleri gevşetildiği için insanları şuan rahat görüyorum. Ancak kimse virüsü hafife almasın. Virüs bulaşırsa onu yenmek hiç kolay bir iş değil. Bu yüzden herkes önlemlerini alsın ve kuralları uysun" diye konuştu. Akkaya, kendisini kanıyla hayatta tutan kişinin kim olduğu bilmediğini ancak kendisinin de uygun görülmesi halinde plazma bağışçısı olmak istediğini ifade etti.