Aydın'ın Nazilli ilçesinde Güz güzellik salonu olarak 11 yıldır sektörün içinde olan Estetisyen Ümmühan Aytar, en önemli kuralın hijyen olduğuna dikkat çekti. Aytar, koronavirüs salgını normalleşme planları çerçevesinde yeniden hizmete giren güzellik merkezleri hakkında da değerlendirmelerde bulundu.

“BAKIM SONRASI İŞYERİNİ HAVALANDIRMAK ŞART”

Güzellik Salonları olarak randevu sistemi ile müşterilerini tek tek kabul ettiklerini söyleyen Aytar, yapılan bakımın ardından müşterinin işyerinden ayrılmasıyla birlikte salonun havalandırılarak temizlenmesi gerektiğini belirtti. Ümmühan Aytar; ”Müşterilerimizin yanında kesinlikle refakatçi almamaya başladık. Bakım yaptırmak isteyen müşterilerimizin bir gün önceden randevu almaları ve yalnız gelmelerini rica ediyoruz. Müşterimizin salonda kalma süresi ise yapılacak işleme göre 15 dakika ila 1 saat arasında değişiyor. Müşterimizin bakımını tamamladıktan sonra bir saat kadar ortamı havalandırıyoruz, daha sonra odayı steril yapıyoruz, kullandığımız bakım aletlerini de alkollü pamuk ile temizliyoruz. Bu aslında her bakım sonrası olması gereken bir durum. Bunların yanı sıra müşterimizin işlem yapılacak bölgesini de temizlememiz gerekiyor. Hem müşterimizin hem de kendimizin sağlığı için maske ve eldiven takmamız gerekiyor. Bu süreçte koronavirüs tedbirleri kapsamında cilt bakımı kesinlikle yapmıyoruz, lazer epilasyon ve kaş bakımı gibi işlemler serbest” dedi.

“GİRDİ MALİYETLERİ TARİFE DEĞİŞİKLİĞİNE NEDEN OLDU”

Koronovirüs salgının fırsatçıların ekmeğine yağ sürdüğünü ve bu zaman zarfı içerisinde malzeme fiyatlarının fahiş bir şekilde yükseldiğini söyleyen Estetisyen Ümmühan Aytar, 15 TL olan bir kutu maskenin, 150 TL’ye satılmaya başlandığına dikkat çekti. Aytar; "Malzeme fiyatları bu şekilde olunca bizim de tarifemize yansıdı. Yetkililerin bu konuda sesimizi duyarak gerekli girişimlerde bulunmasını umut ediyoruz” diye konuştu.

“SALONLARIN DENETLENMESİNDE FAYDA GÖRÜYORUM”

Koronavirüs tedbirleri neticesinde hijyen kurallarını iki katına çıkardıklarını dile getiren Aytar, bu tür salonların sıklıkla denetlenmesi gerektiğini hatırlattı. Aytar; "Çünkü bizim gibi işletmeler en çok denetimsizlikten şikayetçi. Çünkü insanların sağlığı tehdit edilememeli. Bu tür salonlar önceden Sağlık Bakanlığına bağlı olduğu için mesela tıbbi atık cihazı bulundurma zorunluluğu vardı. Her ay düzenli denetimlerimiz olurdu, diplomasız ağda yapılmama zorunluluğu getirilerek ağda sedyeleri yasaklanmıştı. Şimdilerde insanlar korsan çalışarak evlere ağda yapmaya gidiyor. Bunların önüne geçilmesi gerekli. Ayrıca kuaförler odasının ağda yapımı konusunda bir kurs açması ve bu işi yapacak olanların sertifikalı olması gerekir. Çünkü yanlış ve bilinçsiz kullanıldığı taktirde ciltte yanmalar ve tahrişler oluşabiliyor, hatta kalıcı hasarlar oluşabiliyor. Bu nedenle müşterilerimizin de bu konulara dikkat etmesi gerekiyor. Şu süreçte en önemli konulardan biri de bu tür salonların denetimlerinin sık aralıklarla yapılması gerektiğine inanıyorum" diye konuştu.

"NEMLENDİRİCİ KREMLER VE MASKE ÇOK ÖNEMLİ”

Açılan güzellik salonlarında koronavirüs salgını tedbirleri kapsamında cilt bakımı uygulamasını henüz yapamadıkları söyleyen Aytar, kadınların cilt bakımlarını yeterli gelecek ölçüde evde kendilerinin de yapabileceklerini belirtti. Cilt bakımıyla ilgili bilgi veren Aytar; "Kadınlarımıza tavsiyemiz evlerinde ciltlerine uygun bakımlar yapması gerekiyor. Ciltlerine uygun maskeler uygulayabilirler, günlük bakım kremlerini ise aksatmamalılar. Günlük temizleme haftada bir gün peeling uygulayabilirler. Yaz mevsiminde bulunduğumuz için de mutlaka güneş koruyucular ve günlük nemlendiricileri kullanmalarını tavsiye ediyoruz. Cilt bakımı güzelleşmek olarak algılanmasın, cilt bakımı cildin sağlığı için cildi genç tutmak, kırışıklıkları önlemek ve cildi geri atmak için yapılan bir işlemdir. Cilt bakımı cildin sağlığını korumaktır.

“CİLT BAKIMINA ÖNEM VERİN”

Aşırı makyajın cilde zarar verdiğini, bunu için de yapılan makyajın ciltte 8 saatten fazla kalmaması gerektiğini vurgulayan Ümmühan Aytar; "Makyaj yapan bir insanın cildinin gözenekleri tıkanıyor, dolayısıyla cilt hava almıyor. Cilde oksijen girmesi gerekiyor ki oradaki hücreler canlılığını korusun. Bir makyajın ciltte 8 saat kalmasının ardından mutlaka temizlenmesi gerekiyor, cildin arınması gerekiyor. Günlük yapılan makyajlar da ciltte ciddi hasarlar oluşturabilir. Cildimizi makyajla kamufle edeceğimize her ay düzenli olarak cilt bakımı yaptırsak tertemiz bir cilt ortaya çıkacaktır. Sivilce ve lekelerin oluşmasının önüne geçilecektir, özellikle genç kızlarımız bu lekeleri kapatmak için fondöten kullanarak ciltlerini boğuyorlar. Halbuki her ay bakım yaptırsalar cildi tedavi ettirmiş olacaklar bunları kullanmalarına gerek kalmayacaktır” dedi.

“DOĞRU MALZEME VE BİTKİSEL ÜRÜNLER KULLANIN”

Günlük hayatta makyaj malzemelerinin de doğru ürünlerden seçilmesi gerektiğini söyleyen Aytar, bitkisel ürünler kullanılmasının daha doğru olacağının altını çizdi. Cilt bakımlarında ise daha fazla seçici olunması gerektiğini vurgulayan Artar, "Kullanılan makyaj malzemelerin de doğru ürünler olması gerekiyor. Alerji reaksiyonu var mı bunlara dikkat edilerek bu tür ürünler seçilmesi gerekiyor. Bu nedenle de bitkisel ürünleri tavsiye ediyoruz, çünkü doğal ürünler cilde hasar vermez. Yağlı ciltlere sahip insanlar ise buna göre ürün seçmek zorundalar. Krem olabilir, yıkama jeli olabilir, rimel olabilir veya ruj olabilir. Özellikle fondöten ürünlerinde bunlara çok dikkat etmeleri gerekiyor. Yanlış fondöten seçimlerinde cilt bunu kusacaktır ve çirkin bir görüntü ortaya çıkacaktır. Kuru ciltlerde ise kesinlikle nemlendiriciler ihmal edilmediği sürece problem ortadan kalkar. Günlük ve haftalık bakımları periyodik şekilde yapmaya devam etmeliler” diyerek uyarılarda bulundu.