Beşparmak Dağları olarak bilinen Latmos ile ilgili Türkiye ve Avrupa’nın önde gelen heykeltıraş, arkeolog, araştırmacıların önemli tespitlerde bulunduğunu belirten Sürücü, Latmos’un birçok bölgesinde geri getirilmez biçimde tahribatlar yaşandığına dikkat çekti. Latmos’un yer aldığı bölgede yeni maden ocaklarının açılmasının gündemde olduğunu belirten Sürücü, “Alman arkeolog Dr. Anneliese Peschlow’un tespit ettiği arkeolojik bulgular ve kaya resimleri, Aydın Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü’nün duyarlı uzmanları tarafından, kendi görev alanlarını kapsayan bölgelerde sadece bulguların bulunduğu alanların tescilleri yapılabildi. Ancak dağın bütünselliğine bakıldığında, tescili olmayan yerlerde maden faaliyetleri yapılabilir anlayışı hakim durumdadır. Her an, tescilli olmayan her yerde 500 milyon yılda oluşan hepsi birbirinden ilginç devasa kayalar geri dönülmez bir biçimde tahrip edilme tehdidi altındadır” dedi.

DÜNYAYA TANITILMALI


Latmos’taki doğal güzelliklerin koruması için Tarım ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü’ne önemli görevler düştüğünün altını çizen Sürücü, şunları söyledi: “Latmos’un bütünsel bir şekilde korunması ve eşi benzeri olmayan bu değerlerin tüm dünyaya tanıtılması gerekir. Bundan ülkemiz başta olmak üzere, Aydın ve Muğla, özellikle yöre insanları kazançlı çıkacaktır. Latmos’un eşsiz güzellikleri ve değerleri geleceğe taşınacaktır. Uluslararası Jeolojik Mirasın Korunması Sempozyumu’nda birçok ülkenin imzaladığı bildirgeyle; jeolojik miras niteliğindeki yerler, hem yerkürenin oluşumunu daha iyi anlamamız, hem de bu bilgilerin gelecek kuşaklara aktarılması bakımından önemli olduğu belirtilmiş, artık ülkeler kendi sınırları içindeki önemli jeolojik ve jeomorfolojik yerleri dikkate almaya ve korumaya yönelik stratejiler geliştirmeye başlamışlardır. Bu stratejilerden de ortak bir kavram çıkararak “Jeopark” kavramını geliştirmişlerdir. Jeoparkların, seyrek rastlanılan ya da estetik değeri olan jeolojik miras niteliğindeki yerler ve bunların dışında, bölgedeki arkeolojik, ekolojik, tarihsel ya da kültürel açıdan önemli yerler olması kabul edilmektedir. Tüm bunlar Latmos’un bütünsel değerlerini kapsamaktadır.”

LATMOS NEDEN JEOPARK OLMASIN


Avrupa’nın en büyük jeolojik açık hava müzesi olarak kabul edilen Fransa’daki Haute-Provence Jeoparkı gibi Latmos’un da sıkı şekilde korunması ve joeturizmin geliştirilmesi gerektiğini dile getiren Sürücü, “Gerçekten içine girildiğinde insanın kendini farklı bir dünyada olduğunu hissettiren, adeta dinozorlar çağına götüren olağanüstü doğal peyzajı olan Latmos (Beşparmak) Dağları, doğal ve kültürel zenginliklerinin yanı sıra jeolojik ve jeomorfolojik açıdan Türkiye’nin en önemli alanlarından biridir. Tüm bu özellikleriyle Latmos neden Jeopark olmasın” diye konuştu.